Sağlıkçılar: Yaşam hakkına saygı kalmadı, biz de canlı kalkan olacağız
09:04
JINHA
AMED - Kürdistan'ın her yanında pervasız saldırılar nedeniyle ciddi katliamların yaşanma tehlikesi olduğuna dikkat çeken SES Diyarbakır Şube'nden Yekta Yıldız, "Eğer bir an önce bir çözüm önerisi getirilemese çok büyük katliamlar ve çan kayıpları yaşanacak. Biz sağlıkçılarda bunu kaldıramıyoruz. Ciddi eylem planları yapmamız gerekiyor. Gerekirse canlı kalkan oluruz" dedi.
Kürdistan'da artan polis asker saldırıyla birlikte kentler ablukaya alınırken, savaş koşullarında dahi çalışmasına izin verilen sağlık emekçilerinin görevini yapması engelleniyor. Bir çok kişi polis saldırılarının ardından tedavi olamadığı için ya sakat kalıyor yada yaşamını yitiriyor. Sağlıkçıları dahi hedef alan ahlaksız bir savaşla karşı karşıya kaldıklarını belirten KESK'e bağlı SES Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu üyesi Yekta Yıldız, sağlıkçıların içinde olduğu durumdan kaygı duyduklarını söyledi.
'Biz insan hayatına önem veriyoruz'
Yekta, "Sağlıkçılar son zamanlarda sürekli hükümetin kolluk kuvvetleri tarafından baskılar ve tehditler altında çalışma yürütmeye çalışıyoruz. Bu bizler için çok ağır bir tablo. Çünkü bir taraftan işini en iyi şekilde yapabilirim düşüncesiyle hastaneye gelen bize başvuran asker, polis, gerilla yâda sivil vatandaş fark etmiyor bizler için sonuçta oraya bir hasta geliyor ve sen o hastayı iyileştirmek için elinden geleni yapmaya çalışıyorsun. Son zamanlarda hepimiz şahit olduk sağlıkçılara yönelik baskıların geldiği boyutu. Görevlerini yapan arkadaşlarımız silahlar doğrultuldu, darp edildi ve hatta Cizre'de bir arkadaşımız katledildi" dedi.
'Hastanelerde rehin alınmış arkadaşlarımız'
Savaşın psikolojik yönünün en ağır tablosunun kendilerine yöneltildiğini söyleyen Yekta, "Çünkü sağlıkçılar sürekli halkla beraber birçok şeyi görüp ileri safhaya atamaya çalışan elçiler olarak bir görev üstlenmiş durumdalar. Ben inanıyorum ki bu görevi başarıyla sona erdirecekler. Cizre'de ilçeye gitmek isteyen arkadaşlarımız ve hastanelerde rehin alınmış arkadaşlarımızdan hiçbir haber alamıyoruz. Onun üzerini 35 günlük bir bebeğin ölüm haberini aldık. Bizler için çok acı verici bir durum oldu ambulansın gitmemesi ve hiçbir şekilde müdahale edilmemesi kabul edilir bir durum değil. Ne olursa olsun ambulansların olay yerine olaşıp hastaları alması gerekiyor" diye konuştu.
'Sağlık bakanının sesiz kalmasına anlam veremiyoruz'
Sağlık Bakanı'nın112 acil servislerini sürekli başarılarından dolayı teşekkürlerini ilettiğine ve son zamanlarda bu başarıya hiç rastlamadıklarını dile getiren Yekta, "Tam tersine halkı mağdur edip ölümlerine terk edilen bir yaklaşım sergilendiğini görüyoruz. Böyle bir durumda sağlık bakanının sesiz kalmasına hiçbir anlam veremiyoruz. Mevzu sadece Kürt değil asker ve poliste şuan aynı durumda olay yerinde ölebiliyor. Sırf oy potansiyeli için yapmadıkları bir şey kalmadı. Kim ölmüş, kimin canı yanmış umurlarında değil. Bu yaşananlar aslında hiçbir şekilde oy potansiyelini artıramaz tam tersi insanlarda büyük bir öfke uyandırır" şeklinde konuştu.
'Ciddi eylem planları yapmamız gerekiyor'
Yekta son olarak şu çağrıyı yaptı: "Bu yaşan savaşın hiç kimseye bir getirisi olamaz. Cizre'de yaşananlara birilerinin acilen dur demesi gerekiyor. Çünkü 3 gündür orada bebekler ölüyor, aç ve mamasız bekliyor. Mahallelerde elektrik ve su dahi bulunmuyor. Vatandaşlar şu an mağdur durumda. Bu yaşananlar hiçbir savaş hukuku kabul edemez. Hiç olmasa şimdiye kadar eczaneler ve fırınlar açık oluyordu. Ama bu yaşananlar insanlık dışı bir vahşettir ve kullanılamayan bir yöntemdir. Eğer bir an önce bir çözüm önerisi getirilemese çok büyük katliamlar ve çan kayıpları yaşanacak. Biz sağlıkçılarda bunu kaldıramıyoruz. Ciddi eylem planları yapmamız gerekiyor. Gerekirse canlı kalkan oluruz. Evimizde kayıtsız bir şekilde oturamayız. Bizim üzerimize düşen ne varsa özellikle enek örgütleriyle birleşip gerekirse nöbetler tutucağız ve kalkan olacağız. Bir şekilde ne gerekiyorsa daha fazla can kaybı olmaması için gerekeni yapacağız. Kesinlikle kayıtsız kalmayacağız."
(ht-ny/fk)