'Suçlu cezalandırıldığında kadın travmayı çok daha kolay atlatır'

09:02

JINHA

AMED - Eril zihniyetin dayattığı toplumsal roller, baskılar, hukuksal prosedür cinsel istismara maruz kalan kadınların şikayetçi olmasında büyük bir engel. Kadınların karakolda ve hastanede yaşadıkları nedeniyle şikayet ettiklerine pişman olacak düzeye getirildiklerini ifade eden Psikolog Zümrüt Ekti, travma yaşayan kadınların ruh sağlığının tamamen kaybetme noktasına kadar gelebileceklerini,saldırgan cezalandırıldığında, hukuk kadından yana işletildiğine kadının travmayı çok daha kolay atlatacağını vurguladı.

Kadının beyanını esas almayıp, karakol, hastane, muayene gibi birçok prosedürle karşı karşıya bırakan "işleyiş" kadını yeniden ve yeniden mağdur ediyor. Kadınlar için cinsel şiddet, istismara maruz kaldığında gidebileceği en güvenilir yer ise kadın kurumları. Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Kadın Politikaları Müdürlüğü çatısı altında faaliyetlerini yürüten Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Birimi bu anlamda kadınların gidebileceği kurumlar arasında yer alıyor. Birimin psikologu Zümrüt Ekti, kadınların şikayetçi olmasındaki engelleri anlattı.

'Polis, hastane kadını pişman edecek düzeye getiriyor'

Kadınların kendilerine başvurduklarında doğrudan cinsel istismara maruz kaldıklarını söyleyemediklerini, psikolojik sorunları olduğunu söyleyerek dolaylı bir şekilde yaşadıklarını anlattıklarını belirten Zümrüt, ancak güven kazandıktan sonra açık bir şekilde kadınların kendini ifade ettiğini söyledi.
Kadınların yaşadıklarını içinde bulundukları toplum nedeniyle dile getiremediklerini, yine önlerine çıkan yasal prosedürün de ağır olduğunu vurgulayan Zümrüt, polisin kadınları başvurduklarına pişman edecek düzeyde bir prosedürü işlettiğini dile getirdi. Yine hastanede, kadın doğum doktorlarının yaptıkları muayeneyle kadının travmasının daha derinleştiğini belirten Zümrüt, "Bunlar ve toplumun nasıl karşılayacağı düşüncesi kadının yaşadıklarını dile getirmeyi engelliyor" dedi.

'Güven duyduktan sonra anlatmaya başlıyorlar'

Devletin kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüzü meşrulaştırdığını, kadını "acaba bende mi bir sorun var" düşüncesine getirecek düzeyde bir meşrulaştırma yarattığını ifade eden Zümrüt, kadınların kendini suçlama psikolojisinin de kendini ifade etmede engel olduğunu vurguladı. Bunun yanında "Ailem ne der, annem babam, abim, eşim nasıl tepki verirler" tedirginliği nedeniyle de kadınların resmi başvuru yapmak istemediğini ifade eden Zümrüt, kadına daha ağır bir travma yaşatmamak için doğru müdahale gerektiğini ifade etti.
Kadınların polise gittiğinde nelerle karşılaşabileceklerini bildiğini bu nedenle çekindiklerini vurgulayan Zümrüt, kadınlara bu süreçte neler yapması gerektiğini, öz savunmalarını nasıl sağlayacaklarını, suçlu olmadıklarını, yaşadıklarından toplumun ve eril zihniyetin suçlu olduğunu bu yüzden de buna karşı ses çıkarması gerektiğini anlattıklarını söyledi. Kadınların bu güveni kazandıktan sonra isimlerinin tam açılmadan konunun anlatılmasına izin verdiklerini ifade eden Zümrüt, bu konuda harekete geçerek neler yapacaklarını tartıştıklarını söyledi.

'Yargı kadınları suçluyor'

Travmayı yeniden yaşamamaları için birlikte yasal işlemleri yaptıklarını ifade eden Zümrüt, "Devlet o kadar meşrulaştırmış ki taciz ve tecavüzü, hiçbir ceza almayan erkekleri görüyor kadınlar. Erkekler 'taciz, tecavüz meşrudur yapabiliriz' güveni alırken kadınlar basında da bunları takip ederken şikayet etse de bir sonucu olmayacağını biliyorlar. Özellikle de yargıda 'sen de tahrik etmişsindir' gerekçesiyle yine kadının suçlu olduğunu, erkeğin ceza almadığını görünce hukuksal olarak bir umutları olmuyor"dedi.

'Ruh sağlığını tamamen kaybedecek düzeye gelebiliyor'

Tecavüz saldırılarında kadından rapor istendiğini belirten Zümrüt, hastaneye giden kadının yanında bir yetkiliyle gönderildiğini, kadında "herkes benim yaşadıklarımı" biliyor psikolojisi oluştuğunu belirterek, jinekolojik muayeneni de kadın da ağır tahribatlar yarattığını ifade etti. Bunları yaşamak istemeyen kadının bu durumu kabullenmeye başladığını hatta kendini suçlamaya başladığını, bir süre sonra bu durumu inkar etmeye başladığını, öfkesini başkasına yöneltmeye kadar geldiğini söyledi. Ruh sağılığını tamamen yitirme noktasına kadar bile gelinebildiğini ifade eden Zümrüt, "Çok farklı psikotik, nevrotik bozukluklar ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden öncelikli yapılması gereken travmayı en doğru şekilde minimize etmek" dedi.

'Suçlu cezalandırıldığında kadın travmayı atlatabilir'

Ancak hukuksal prosedür kadından yana işletildiğinde saldırgan erkek hak ettiği cezayı aldığında kadınların travmayı çok daha kolay atlatabileceklerine dikkat çeken Zümrüt, bunun soncunda kadının "Evet ben haklıyım, hiçbir suçum yok, ben olmasam da başka biri yaşayabilir, ben burada kurbanım" dediğinde, kendini suçlamaktan, "topulun içine nasıl çıacağım" psikolojisinden vazgeçtiğinde, suçu işleyen kişi cezalandırıldığında rahatlayacağını, travmayla baş etmenin çok daha kolay olacağını vurguladı. Bu nedenle bir kadının bu şikayetle başvurduğunda hemen işleme alınması, saldırgan erkeğin gözaltına alınıp tutuklanması gerektiğini vurgulayan Zümrüt, "Saldırgan tutuklandığında kadın kendisine zarar veremeyeceği için rahatlar. Mahkemede o saldırgana suçlu olduğunu söylediğinde kadının daha rahat bir şekilde rapor alabilir" dedi.

Zümrüt son olarak, kadınların daha cesur olması gerektiğini belirterek, hiç tereddüt etmeden merkezlerine başvurmaları çağrısı yaptı.

(gc/fk)