Filiz Ak: Eril tıpta kadın doğası hasta yerine konuluyor
09:04
Ceren Karlıdağ/JINHA
İZMİR - Tıp alanında kadın ve LGBTİ bireylerin sağlık gereksinimleri için mücadele veren ve farkındalık oluşturmayı amaçlayan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Elemanı Filiz Ak, eril tıpta kadının ve LGBTİ bireylerin sağlıkta yaşadığı sorunları ve buna karşı oluşturulmaya çalışılan farkındalığa dikkat çekti.
Kadınların toplumda mücadele alanları her geçen gün genişliyor. Bugüne kadar ayrımcılığa ve cinsiyet rollerine hapsolan tıp alanında kadınlar ile ilgili çalışmalar ortaya koyan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Öğretim Elemanı Filiz Ak, eril ve homofobik tıbba karşı mücadele sürdüren isimlerden biri. Yüksek lisans yıllarında toplumsal cinsiyet üzerine çalışmalar yürüttüğünü ve bu araştırmaları sayesinde kendisinin de farkındalığa eriştiğini söyleyen Filiz, disiplinleri eleştirerek çalışmalarına başladığını ve çocukları sağlıklı iken de izleyen çocuk sağlığı ve hastalıkları disiplinin kadın hastalıkları denilen jinekolojiye de uygulanabileceğini söyledi.
'Gebe kadınlar için yatan hasta deniliyor'
Jinekoloji alanında kadının parçalanmış olarak, sadece jinekoloji masasına uzanan birisi olarak değerlendirildiğini ifade eden Filiz, "Fizyolojik süreç olan gebelikten söz ederken bile sanki kadınlar hastaymış gibi söz ediliyor. Gebe kadınlar için yatan hasta deniliyor. Bu yapının içinde kadınlar hiçbir zaman bir bütün olarak ele alınmıyor. Kadının memesi ile ilgili sorunlar genel cerrahi içinde ele alınıyor, üreme organlarıyla ilgili sorunlar tamamen jinekoloji içinde, ruh sağlığı psikiyatrinin alanı. Tıpta birinci basamağa böyle bakınca aile hekimliğinde de kadını bir bütün olarak ele alıyor ama toplumsal cinsiyete dayalı ya da LGBTİ'lerin sağlık haklarına bakış açısı getiren bir birikim ise yok. Aile hekimliğinin o eksiklerini gördükten sonra bu eleştiriyle birlikte aile hekimliğine katkı sağlamaya, çalışmaya karar verdim" dedi.
'Kadın doğası tıbbileştiriliyor'
Kadın bedenin bir bütün olarak ele alınmasında kadınlarla baş başa olan, uygulama yapan hekimlerin, birinci basamakta çalışan aile hekimlerinin ve pratisyen hekimlerin farkındalığın olması gerektiğini söyleyen Filiz, "Kadın sağlığına yaklaşımlarda özellikle antropolojinin tıbba eleştirisini anlatıyorum. Tıp kadın sağlığını üçte birlik dönemi olan menopozu tıpsallaştırıyor ve medikalizasyonun içinde doğrudan hormon replasman tedavisi denilen tedaviyi uygulayarak kadın bedenini hastaymış gibi dayatıyor. Yine feminist eleştiride, anneliğin kutsallaştırılması ve eril sistemin dayatması ile biçilmiş emzirme görevi var. Tam bilgim olmadığı için bu konunun araştırılması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk sağlığı ve hastalıklarının temel konusu olan anne sütünün yararları ile ilgili bir araştırmayı eril bir bakış açısıyla yapmasak da feminist bir bakış açısıyla yapsak çocuk sağlığı disiplinini de yeniden yazar mıyız diye de soruyorum kendime" diye belirtti.
'Bilimsel araştırmalar eril bakış açısıyla yapılıyor'
Yine bazı tıbbi araştırmaların sadece erkekler ya da az sayıda kadınlar üzerinde uygulanarak genelleştirme yapıldığını ifade eden Filiz, "Kadınların fizyolojisi, kadınların bedeni, kadınların toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanan sağlık sorunları, bir sürü farklılığın bir arada değerlendirildiği bakış açısıyla bu tip araştırmalar yapılıyor. Bütün bilimsel araştırmalarda eril bakış açısı olduğu için kadınlarla ilgili pek çok bilgi ve sonuç göz ardı ediliyor. Kadına duyarlı bakış açısıyla baktığınız zaman bilimsel araştırmaların sonuçları da değişecek" ifadelerinde bulundu.
'LGBTİ bireyler homofobik olmayan tıp istiyorlar'
LGBTİ bireylerin de sağlık alanında çokça ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çeken Filiz, lezbiyen ve biseksüel kadınların sağlık gereksinimleri üzerine bir çalışma yaptığını söyleyerek, çalışması hakkında şu bilgileri verdi: "Lezbiyen ve biseksüel kadınların sağlık sorunları var, kadın sağlığı içinde bunların da bir bütün olarak yer alması gerekiyor. Birinci basamakta karşılaştıkları sorunları inceledim, çoğunun aile hekimi yok, aile hekimi olanlar da sağlık sorunlarını rahat konuşamıyorlar, başka daldaki hekimlerle de rahat konuşamıyorlar. Çünkü ayrımcılığa uğramaktan korkuyorlar. En çok yakındıkları konu homofobik tıp, ön yargılar, bir takım etik ihlaller, mahremiyetlerine saygı duyulmaması. Bunun sonucunda homofobik olmayan bir tıp, farklılıklara duyarlı bir tıp olsun istiyorlar, hekime güvenmek, mahremiyete saygı istiyorlar, hekimin birçok konuda olduğu gibi bu konuda da farkındalığının olmasını ve duyarlılığının olmasını bekliyorlar. Ayrıca bir takım sağlık sorunları konusunda da bilgilendirilmek istiyorlar. Bu araştırma birinci basamak hekimlerine eğitim veren bizler için eksikliğimizi gösterdi."
'Hastalıklarda kişiye özel bakım uygulanmalı'
Kadın vücudunu bir bütün olarak ele alınması gerektiği konusunda aile hekimliği disiplinin de bu bakış açısını güçlendirmeye çalıştığını belirten Filiz, "Kişiyi bulunduğu ortamda birey olarak, kişiye özel bakım uygulamak gerekiyor. Herkese kendi gereksinimine göre bakılsın, yani kadın, erkek, trans birey, çocuk, yaşlı olarak bulunduğumuz sosyal çevrede, bulunduğumuz ilişkiler yumağında hepimizin farklı sorunları var ve farklı hastalık görüngüleri var. Bunun farkında olan bir bakış açısı geliştirmeye çalışıyoruz. Bir disiplin olarak güçlenen aile hekimliği disiplininde yine kadına bir bütün olarak yaklaşacak feminist bir farkındalık gerekiyor. Kadın sorunlarıyla, kadınların ikincil konuma itilmesiyle, cinsiyetçilikle ilgili farkındalığı da alarak daha eleştirel bakmak gerekiyor" diye konuştu.
'Eril tıbba karşı mücadele veriyoruz'
Eril tıbba karşı Türk Tabipler Birliği'nin Kadın Hekimlik Kolu olduğunu aktaran Filiz, "Burada önemli olan kadının içinde bulunduğu patriarkal kapitalizm içindeki dayatmalara, tahakküm ve karşılaştığı ayrımcılıkla birlikte kadının tüm bu sorunlara rağmen güçlenmesi ve kendi bedeni konusunda da farkındalığının oluşması için bir şeyler yapmak gerekiyor. Kadın hekimler olarak bizler de aslında kendimiz için ve tıbba karşı mücadele veriyoruz. Bir yandan da kadın sağlığı politikalarıyla ilgili mücadele veriyoruz" diye konuştu.
'Jineoloji tıbbı besleyecektir'
Feminizmi de kapsayan, kadının özgürlük, eşitlik ve demokratik sorunlarının çözümünde etkin çalışmalar sürdüren jineoloji alanı ile ilgili de açıklamalarda bulunan Filiz, kadın hastalıklarının jineoloji üzerinden de okunması gerektiğini, tıbba yönelik yapılan en güzel eleştirilerin sosyal bilimlerden geldiğini ve bu anlamda da jineolojinin tıbbı besleyeceğini ifade etti.
(mh/dc/mg)