Kayıt dışı çalışanların meslek hastalıkları da kayıt dışı!
09:03
Dilan Karamanoğlu /JINHA
İSTANBUL - Kadınların yüzde 75'inin istihdam dışı çalıştığına dikkat çeken Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Uzm. Dr. Dilek Kanmaz, meslek hastalıklarının da bu nedenle kayıt altına alınamadığını belirterek, "Meslek hastalıkları tanımlamasının yapılırken kadınların ev ve iş yerinde yaşadıkları rahatsızlıkları bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Kadınların merkeze alındığı bir meslek hastalıkları tanımı çalışması yapılmalı" dedi.
Kişilerin yaşadıkları iş yeri koşullarına bağlı gelişen sağlık sorunları olarak tanımlanan meslek hastalıkları her ne kadar cinsiyet ayrımı yapılarak ele alınmasa da kadınların ev içi emeğiyle birlikte yaşadıkları sorunlardan kaynaklı kadınları temel alan bir tanımlama yapılmasına ihtiyaç var. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Uzman Doktoru ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Yönetim Kurulu Üyesi Dilek Kanmaz, kadınların erkeklerden farklı olarak çalışma koşulları içerisinde olduğunu belirterek, "Örneğin kadınlar temizlik yaparken bir karpartüner sendromu ya da ağır yük kaldırırken bel sorunları olabiliyor. Doğudaki kadınlar tandırlarda ekmek yapıyorlar ve biyomas mazuriyeti sonrasında çok ağır KOAH hastalıklarına yakalanabiliyorlar" dedi. Dilek, meslek hastalıkları tanımını yaparken kadınlarında merkeze alındığı bir çalışma yapılmasının acil bir ihtiyaç olduğunu söyledi.
'Kadınların yüzde 75'i istihdam dışı çalışıyor'
Türkiye'de kadının istihdama katılım oranının yüzde 27'lerde olduğunu dile getiren Dilek, "Aslında çalışan kadın oranları çok daha yüksek. Bunların çoğu aile içi iş yerlerinde çalışıyor. Kadınların yüzde 75 kadarının istihdam dışı çalıştıklarını biliyoruz. Öncelikle bazı şeylerin kayıt altına alınması lazım. Kayıt altına almadan herhangi bir veriye ulaşmamıza imkan yok. Bunlar kayıt altına alındıktan sonra da kadınlara has problemler çalışma koşulları değerlendirilebilir" diye konuştu. Birçok kadının hormonal durumu, doğum öncesi, doğum sonrası sorunları olduğunu kaydeden Dilek, "Kadınlar çok ağır koşullarda çalışıyorlar. Bir erkek 8 saat çalışırken kadın ev işiyle beraber 16 saate kadar çalışabiliyor. Bütün bunların dikkate alınması gerekiyor" dedi.
'Sağlıkta şiddet, devlet politikasından kaynaklanıyor'
Sağlık çalışanlarına yönelik uygulanan şiddete dikkat çeken Dilek, şunları belirtti: "Sağlıkta şiddetin devlet politikalarından kaynaklandığını biliyorum. Fakat sağlıkta şiddetin pratik örneklerinde gördüğümüz zaman genelde ataerkil bir toplum olduğumuz için ve sağlıkta çalışanlarında yaklaşık yarısından fazlası da kadın çalışan olduğu için, erkekler özellikle kadınlara karşı, sözlü ve fiziksel tacizi çok daha kolay uygulayabiliyor. Yani kadınlar sağlıkta şiddete erkeklerden daha fazla maruz kalıyor."
'Ev emeği merkezli bir tanımlama olmalı'
Meslek hastalıkları tanımlamalarında kadınların ev emeğini merkeze alan bir çalışma yapılması gerektiğini dile getiren Dilek, "Eğer bu yapılamazsa zaten hepsi boşa çıkar diye düşünüyorum. Sigortasız çalışmalar, ucuz iş gücü, taşeron firmalar bir sürü insan sigortasız çalıştırıyor. Kadınların yüzde 75'i istihdam dışı çalışıyorlar. Tekstil firmalarında çalışıyor kadınlar. O kadar çok kadın tüberküloz ve astım oluyor ki çünkü çalışma koşulları son derece kötü. Kayıt dışı işletmeler bunlar ve göz yumuluyor. Kadınların hatta 13-14 yaşındaki çocukların çalıştığını biliyorum ve bir çoğu astım oluyor. Onun dışında havalandırma koşulları iyi değil, tüberküloz oluyorlar. Bunların hepsi sağlık sorunu olarak bize dönüyor. Bunlar kayıt dışı olduğu için meslek hastalıkları olarak bildirilmiyor" ifadelerinde bulundu.
Dilek kadınlar üzerinden ilk önce farkındalığın yaratılması gerektiğini söyleyerek, "Çünkü birçok kadın bunun normal olduğunu düşünüyor. Maruz kaldığı fiziksel, ruhsal sorunları doğal olarak kabulleniliyor. Kadınların yaptığı işten ve emeğinden kaynaklandığının farkında olması lazım" dedi.
(mg)