PORTRELER Yazdır Kaydet

Madımak'ın 'kızıllaşan' gençleri hiç büyümedi

Portreler
Haziran 30 / 2016


 

 
Habibe Eren/JINHA
 
ANKARA - Madımak Oteli’nde yakılarak katledilenlerden biriydi Serkan Doğan. 23 yıllık acıyı anlatan Serkan'ın annesi Pakize Doğan, “Hep 19 yaşında kaldı Serkan, büyümediler. Onların büyümesine izin vermediler. Gözlerinde kaldı muratları" diyor. "Suçumuz neydi, semah mı dönmekti?" diye soran Pakize, her geçen gün yaşanan katliamlardan dolayı aynı acıyı yaşadıklarını dile getiriyor. 
 
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen  Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması sonucu çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanı katledildi. O gün oraya gidenler Pir Sultan'ı anmak için en güzel elbiselerini giyinmişlerdi. En küçüğü 12 yaşında olan Koray Kaya'dan en büyüğü 66 yaşında olan Asım Bezirci'ye kadar 33 can, 33 yürek, dumanların arasından, sonsuzluğu soludu. 
 
Aslında katliamdan iki gün önce dağıtılan bir bildiri, 2 Temmuz'da neler yaşanacağının habercisi gibiydi. Binlerce kişiden oluşan gerici grup ilk önce Hükümet Konağını hedef aldı. Hükümet Konağını taşlayan grup  Madımak Oteli'ne doğru hareket ederek slogan atmaya başladı. İlk önce otelin önündeki araçları ateşe veren geriler, daha sonra otel perdelerini tutuşturmaya başladı. Yavaş  yavaş yanan ateş, dışarıdaki grupların çığlıklarıyla daha da büyüyerek 33 kişiyi içine aldı. 
 
'Yanıyorum, sakın ardımdan ağlamasın anam'
 
O gün orada katledilenlerden biri de Serkan Doğan'dı. 19 yaşındaki Serkan, liseyi bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi'nde sınıf öğretmenliğini kazandı. Serkan Doğan ,abisi Serdar ile birlikte Pir Sultan Abdal Derneği'nin semah topluluğunda görev alıyordu. Aynı zamanda Pir Sultan Abdal oyununda Ali Baba'yı canlandıran Serkan, Sivas'ta o gün Cuma namazından çıkan gericilerden kaçıp Madımak Oteli'ne sığınmıştı. Serkan, otelde yangın başladığında birkaç dize yazıp cebine koymuştu. O dizeler şöyleydi: 
 
"Yanıyorum sakın ardımdan ağlamasın anam.
Ali'yim ben, 
Pir Sultan yoluna ölüyorum. 
Başıma kızıl bağla, arkamdan sakın ağlama." 
 
Serkan, 'Ali' olup giderek kızıllaşıyordu yanan alevde."Ali'yim ben, Pir Sultan yoluna ölüyorum" diyordu. Oğlunun acısını anlatan Pakize Doğan, Serkan'ın aktif biri olduğunu; semah döndüğünü, tiyatro ve futbol oynadığını söylüyor. Serkan'ı anlatırken, "Aktif bir çocuktu, dur durak bilmiyordu" diyen Pakize, hayvanları çok sevdiğini, balkonun bir köşesinde kuş; evin içinde ise akvaryumda balık beslediğini söylüyor. 
 
'Serkan hep 19 yaşında kaldı'
 
Akvaryumun hala aynı yerinde olduğunu belirten Pakize, 23 yıllık acısını şöyle anlatıyor: "O gün Pir Sultan Abdal etkinliği için Sivas'a gittiğinde çok mutluydu, güle oynaya gitti. Hazırlandı, cuma günü sonra beni  saat bir gibi aradı. 'Çok güzel geçiyor anne sakın beni merak etme abimleyiz' dedi. Abisiyle gitmişti. Abisi yaralı kurtuldu. Morga atmışlardı, morgun fişi takılı olmadığı için yaralı kurtuldu. Bir ay hastanede yattı. Serdar bize geri döndü, Serkan dönemedi.Serdar daha sonra kardeşinin  bıraktığı yerden devam etti. Tiyatro okudu. Şimdi onunla uğraşıyor. Biz ondan sonra çok acı çektik ama katliamlarda hiç bitmedi. Aynı anı yaşıyoruz tekrar her katliamda. Bayram geldiği zaman, ya da Serkan'ın doğum gününde hep aynı acıyı yaşıyoruz. 19 yaşında kaldı Serkan, büyümediler. Koray 12 yaşında kaldı. Onların büyümesine izin vermediler. Muratları gözlerinde kaldı hepsinin."
 
'Suçumuz semah mı dönmekti?'
 
"Oynaya güle çocuklarımızı yolladık biz o gün, savaşa yollamadık ki çocuklarımızı. Etkinliğe Pir Sultan'ı anmaya gittiler. Suçumuz neydi, semah mı dönmekti?" diye soran  Pakize, şöyle devam ediyor:
 
"Pir Sultan sağken sabırları yoktu, boynuna ipi geçirdiler, idama götürdüler. İşte bunlar öyle katil bir zihniyet. Bu devlet başımızdayken katliamlar bitmez. Kaç Serkan gitti. Berkin Elvan bir ekmek almaya gitti polis tarafından vuruldu. Cumhurbaşkanı olacak kişinin başı göğe erdi. Berkin Elvan'ın adı geçtiği zaman tüyleri diken diken oluyor. 14 yaşındaki bir çocuktan korkuyor. Ağzı kana bulaşmış, durmuyor. Sur'da oldu, Ankara'da oldu. Kızılay'ın göbeğinde. Arka arkaya devamlı katliam. Sadece Sivas, Çorum, Maraş'ta değil, her yerde katliam devam ediyor."
 
Şimdi devlet Madımak'ın hesabını vermeden binlerce insanı katletmeye devam ediyor. Madımak'ta yakınları katledilen ailelerin yüzünde aynı öfke canlılığını koruyor. Aileler adaletin yerine geldiği ve yeni katliamların olmadığı günü bekliyor.
 
(sy)