PORTRELER Yazdır Kaydet

'Baskılar Müzeyyen'in özgürlük tutkusunu daha çok büyütmüştü'

Portreler
Haziran 22 / 2016


 

 
JINHA
 
XARPET - Gurbetelli Ersöz ile aynı köyden olan ve onun mücadelesini örnek alan Müzeyyen Kaya, baskı ve tutuklamalara karşı onu gibi dağlara gider. Baskıların özgürlük aşkını daha da alevlendirdiği Müzeyyen, uzun soluklu bir mücadelenin içinde yer almak ister ancak 4 ay sonra bir operasyonda yaşamını yitirir. 
 
Özgürlük aşkını yüreğinden taşıran kadınların attığı ilk adımlar, ardıllarına yol açarken, verdikleri büyük emekler, mücadeleler unutulmadı. Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Ziver köyünde dünyaya gelen Müzeyyen Kaya (Mizgin Welat) da kısa ömrüne özgürlük aşkını sığdırdı. Uzun soluklu bir mücadele içinde yer almak isteyen Müzeyyen, sürekli dergiler okuyan, çözümlemeler yapan genç bir kadındı. Öğrendiklerini tartışmak istiyordu. Bu yüzden baskılara, gözaltı, tutuklamalarla karşı karşıya kalan Müzeyyen, köyünde tanıdığı PKK'ye katılmak ister ve 1997 yılında 18 yaşına geldiğinde yüzünü dağlara döner. Uzun soluklu bir mücadele içerisinde yer edinmek isteyen Müzeyyen, 4 ay kalabildiği dağlarda operasyon sonucunda yaşamını yitirir. Müzeyyen 4 aylık zaman içerisinde aşkla her çalışmayı beynine kazır. Kendisiyle aynı köyden olan Gurbetelli Ersöz'ü örnek alır. Özgür Gündem gazetesinin yayın yönetmenliğini yapan Gurbettelli Türkiye'nin ilk kadın genel yayın yönetmeni olmuştur ve daha sonra baskılar nedeniyle o da yüzünü dağlara dönmüştür. 
 
'Sevgisi o kadar büyüktü ki'
 
Müzeyyen 17 Nisan 1997 tarihinde Bingöl'ün Kiğı ilçesi kırsalında yaşamını yitirdikten 2 ay sonra Elazığ'da defnedilir. Müzeyyen'in yaşam mücadelesini anlatan ailesi, "Müzeyyen PKK'ye aşıktı. Sevgisi o kadar büyüktü ki kimseyi duymaz hale gelmişti. Sürekli bir şeyler okuyup kendisini geliştirme çabası içerisindeydi. Gurbetelli Ersöz'ü kendisine yaşam felsefesi haline getirmişti" dedi. 
 
'Devlet işkencesiyle kızımın PKK aşkına aşk kattı'
 
"PKK'ye çocuk yaşta hayranlığı vardı kızımın" diye konuşan anne Şefika Kaya, bir süre yaşadıkları Bingöl'de Müzeyyen'in kadın çalışmalarına katıldığını aktardı. Şefika, Müzeyyen'in yaptığı çalışmalardan kaynaklı sürekli olarak gözaltına alındığını ve 3 ay tutuklu kaldığını söyledi. Müzeyyen'in tutuklandığı andan itibaren çeşitli işkencelere maruz kaldığını ifade eden Şefika, "Müzeyyen kendisine dayatılan diz çöktürme politikasına karşı PKK'ye daha büyük bir bağlılık büyüttü. Çocuk yaştan beri hep düşüncesi gerilla saflarına katılmaktı. Bir gün bana geldi 'anne ben saflara katılacağım' dedi. Ben de 'kızım yapma sen küçüksün yapamazsın' dedim bana şu cevabı verdi: 'Anne ben gitmeye karar verdim boşuna kendini zorlama.' Zaten en sonunda söylediğini de yaptı. Devlet kızımın PKK aşkına aşk kattı" dedi. 
 
'Sarı mekaplarıyla hayali olan yere gitti'
 
Müzeyyen'in 18 yaşına gelmesiyle beraber kendisine sarı mekap ayakkabı aldığını dile getiren Şefika, "El işi yap diyordum, arada beni kırmamak için eline alıyordu. Genelde hep elinde dergiler vardı. Ben de diyordum arkadaşlarına uğra biraz onlarla zaman geçir ama çıkmıyordu. Hep odaya geçerek o dergileri durmadan okuyordu. Son defa Müzeyyen'i gördüğümde kendine mekap almıştı diğer ayakkabılarını odaya bıraktı. Geniş bir etek giymişti ve bir kuşak bağladı. Ben de dışarıda hamur yapmıştım ekmek pişirecektim. O da dışarı geldi 'anne ekmeğin ne güzel olmuş' dedi. 'Gel kızım biraz al' dedim. 'Yok benim biraz işim var sonra gelip yerim' dedi. Müzeyyen'in kendisine olan son bakışını unutamadığını vurgulayan Şefika, Müzeyyen'in içine kapanık bir kişiliği olduğunu ancak okuduğu dergileri hep birileriyle tartışabileceği alanlar yaramak istediğini kaydetti. 
 
Şefika, Müzeyyen'in gideceği gün bu ortamı yatama çabası içerisinde olduğunu ve çok konuştuğunu dile getirerek, "O sabah erken kahvaltı hazırladım uyandırdım uyanmadı. Sonradan kalktı kendine kahvaltı hazırladı. İçime doğmuştu gideceği uzun uzun bana baktı. Son bakışmamızdı. Kızım dağları seçmişti ve ben ona artık engel olamayacağımı biliyordum. Bir süre ortalıkta görünmedi ben de soruşturdum arkadaşlarının yanına da gitmemişti. Odaya girdim aldığı ayakkabıyı ve kuşağı aradım onlar da yoktu. O an anladım ki Müzeyyen hayali olan yere gitmişti. Kızım 4 ay saflarda kaldı. Bingöl kırsalındaydı. 17 Nisan günü Bingöl'e bağlı Kiğı kırsalında çıkan çatışmada şehit düştü. Bize sonradan bildirdiler. Bir süre cenazeyi almak için girişimde bulundum. Arada 2 ay geçti sonra kızımın cenazesini aldım. Getirdim güzel kızımı Elazığ'da defnettim" diye konuştu. 
 
(aı-dk/be/gc)