PORTRELER Yazdır Kaydet

Sokakta poğaça satarak işletme sahibi olan Velat'ın hikâyesi

Portreler
Haziran 21 / 2016


 

 
Özgü Özütok/JINHA
 
İZMİR- Velat Çelebi Balkaya ile ilk konuşmamızda gülümseyerek işletme sahibiyim demişti. Nasıl işletme sahibi olduğunu ise "evimde yaptığım poğaçaları satıyordum, sonra kafe açtım" diye kısaca tanımlamıştı. Merak ettik Velat'ın Çiğli'deki kızının adını verdiği "Deniz Kafe" sini ziyaret ettik. Bize rahatça röportaj verebilmek için büyük kızını ve eşini yardıma çağırmıştı. Onlar kafeyle ilgilenirken Velat bize kendi hikâyesini ve küçük işletmesini nasıl kurduğunu anlattı.
 
Velat'ın hikâyesi ilkokul bittikten sonra Bingöl-Karlıova'dan İzmir'e zorunlu göçle başlıyor. Burada 6 sene ailesinden uzak yaşıyor ve bir akrabasında kalıyor. 6 sene sonra ailesinin yanına geri dönüyor. 4 yıl ailesiyle tekrar yaşadıktan sonra evlenip Bursa'ya göç ediyor. 15 sene Bursa'da yaşıyor. Orada tekstil işçisi olarak çalışıyor. Sonra yeniden İzmir'e eşiyle beraber dönme kararı alıyorlar. Lise ve ilkokula giden 2 kızları var. Bursa'dan İzmir'e taşınırken hem iş hem de çevre açısından çok sıkıntı çekiyorlar. Çocuklarının özelikle zorlandığını söyleyen Velat, "Bunlarla beraber çocuklarım kendi ayaklarının üstünde durmayı öğrendi. Kendi hayatlarını kazanmayı öğrendi" diyor. Bu zorluklar Velat'ı da ekonomik gücünü kazanmaya itiyor.  
 
'Nereye gittiysem kapılar yüzüme kapandı ama ben de kendimi yeniledim'
 
Yepyeni bir hayata başlayan Velat asıl mesleği olan tekstil işçiliği için, "Tekstilin bana göre olmadığını fark ettim. Çalışanların kıymetini bilmiyorlar. Emeğe saygı yoktu. Küfür, hakaret vardı. Kapalı alanda da çalışamıyordum. Sürekli iş aradım. Nereye gittiysem sürekli kapılar yüzüme kapandı. Kapılar kapanınca kendimi yenilemeye çalıştım. Kurslara başladım. 3 kurs bitirdim, sertifika aldım ama yine iş bulmakta zorlandım" diyor. 
 
'Kimseden fayda yok, en iyisi kendin üret!'
 
"Kimseden sana fayda yok, sen kendin üret en iyisi" dediği gün evde yaptığı poğaçaları sokakta satmaya karar veriyor. Sokakta poğaça sattığı günler için,  "İlk gün büyük umutlar içindeydim. Eşim karşı çıktı 'git kendine başka iş bul, bu işlerle uğraşma' dedi. Ben üstüne gittim, kendi emeğim olduğu için inat ettim, bırakmadım. İlk gün bile müşteri topladım. Beni görünce mutlu oldular. Saat 5'te sokakta oluyordum. Yoldan geçen sevgililer, servise binecek olanlar, işe gidenler, öğrenciler geliyordu alıyordu. Ben de mutlu oluyordum ve en önemlisi umut buluyordum. Bir kadın olarak o saatte bu işi yapıyordum. İnsanlar takdir ediyordu. Sabah 4'te poğaça hazırlıyordum. Kar kıyamet demeden poğaça ve çayımı satıyordum." 
 
'Her şeyden önce kendi emeğime saygı duyuyordum'
 
Bir süre sonra Velat'ı gören kadınlar telefon numarasını isteyip sipariş vermeye de başlıyor. Kadınlar için sarma, içli köfte, kısır, kek, poğaça yapmaya ve iş büyümeye başlıyor. Bir pastanenin yapacağı her şeyi evde yapıp teslim eden Velat, "Bir kapı kapanır bir kapı açılır derler ya. O poğaça işinde işte bana hep kapılar üst üste açılmaya başladı. İnanarak üstüne gittim. Her şeyden önce kendi emeğime saygı duyuyordum. Onları yaparken sürücü kursundan bir iş teklifi geldi. Öğrenciler ve öğretmenler hafta sonu çay yapıyordum. Ekstra bir iş oluyordu. O şekilde devam ettim. 2 yıl boyunca bu işi yaptım. Gönül vererek ve severek yaptım" diyor. 
 
'Kadın dayanışmasıyla kafemi açtım'
 
İşlerini ilerleten Velat şu anda işlettiği kafenin devredileceğini öğreniyor. Gelip çevreyi kontrol edip Deniz Kafe'yi açıyor. Kafeyi açmak için ise Velat, "Herkesten yardım isteyerek bu işyerini açacağım dedim. Kararlıydım. Halamla beraber geldik, o da destek oldu. Kadın dayanışmasıyla açtık. Burayı açalı 6 ay oldu. Tek başıma çalışıyorum. Yine kendi emeğinle kazanıyorum. Mücadele ediyorum, savaşıyorum" diye anlatıyor.
 
'Kadınlar sesini çıkarsın, dört duvar arasına sıkışmasın'
 
Bu işi yaparken Velat'ı örnek alan kadınlar da olmuş. Maddi sıkıntısı olan bir komşusu çevredeki bakkallara evde yaptığı yemekleri vermeye başlamış. Velat diğer kadınlar için, "Kendi gelirini kazanmaya başlayan kadınlar oldu benden sonra. Böyle olunca kendinle gurur duyuyorsun. Kadınların özgüveni olmalı. Oturan kadınlara çok kızıyorum. Kesinlikle evde oturmasınlar. Dört duvar arasında oturmakla olmuyor. Kadınlar her yerde sesini çıkarmalıdır. Kadınlar her yerde olmalıdır. O dört duvarı kendi yıkabilir. Kadın kendine güveniyorsa yapar. Kısılmış bir kadının başarması çok zor olur. Herkes kendine bir umut ışığı bulabilir" diyor.
 
'Şimdi başka kadınların ev emeğini kafemde satıyorum'
 
Velat, son olarak açtığı kafede sattığı yemekleri ev işçisi kadınlara yaptırdığını söyleyerek, "Ben burayı açalı 6 ay oldu. Güzel de gidiyor. Gözleme, ev mantısı, sarma, içli köfte, pilav üstü tavuk, tost gibi yemekler yapıyorum. Pilavımı burada kendim yapıyorum ama diğerlerini evde oturan kadınlara yaptırıyorum. Onlara da biraz destek oluyor. Ürünleri evlerinde hazırlayıp getiriyorlar. Ev yapımı olduğu için de insanlara daha cazip geliyor" diyor.
 
(dk)