PORTRELER Yazdır Kaydet

'O benim idolüm'

Portreler
Mart 28 / 2016


 

 
Filiz Zeyrek/JINHA
 
ADANA - 2012 yılında Hizan'ın Olek köyü kırsalında çıkan bir çatışmada 15 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren Perihan Parlak (Berivan Semsûr)'ı annesi Zeynep Parlak anlattı. Kızı Berivan için "O benim idolüm" diye bahseden anne Zeynep, "Kızım Berivan'ın mezarı adeta bir türbe gibi ziyaretçi akınına uğruyor. Berivan köyün ilk kadın gerillasıdır. Onunla ve mücadelesiyle gurur duyuyorum" diyor.
 
Bitlis'in Hizan ilçesi kırsalında 24 Mart 2012'de çıkan bir çatışmada YJA-Star Askeri Konsey üyesi ve Garzan Eyalet Komutanı Leyla Altan (Arjin Garzan) ile birlikte YJA-Star savaşçıları Perihan Parlak (Berivan Semsûr), Selma Avcı (Berfin Roza), Meyaser Orbay (Dıljin Cilo), Ayşe Ehmet (Silav Soran), Özlem Atsak (Ronahi Dersim), Gülistan Basutçu (Yêrivan Azadi), Asiye Gündüz, Asuman Mücel (Viyan Dirok), Şükran İmaç (Mizgin Garzan), Yıldız Cimo (Rojda Afrin), Gurbet Altun (Rojevin Amed), Aklime Sezer, Fatma Karayıl, Mizgin Aratemur (Hêvi Roj) yaşamını yitirmişti. Yaşamını yitirenler arasında bulunan Perihan Parlak'ı, Adana'da yaşayan annesi Zeynep Parlak anlattı.   
 
'O benim idoelüm'
 
İlk göz ağrısı olan Berivan'ı "O benim idolüm" diye nitelendiren anne Zeynep, "Berivan'ım 19 yaşında hayatının baharında gitti. Benim ömrüm oldukça da onun yolunda olacağım. Berivan'ım Kürt halkına yapılan haksızlıklara karşı kendini feda ederek sonsuzluğa ulaştı. Yitirdiğimiz 15 kadın gerillanın acısını ta yüreğimin içinde hissettim ve kızıma karşı beslediğim tüm hisleri 14 yoldaşı için de hissetim. Onlarla, onların mücadeleleri ve iradeleriyle gurur duyuyorum" dedi.
 
'Davranışlarındaki yenilik onu daha da güzelleştirmişti'
 
Berivan'ın PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın uluslararası bir komplo ile Türkiye'ye getirildiği yıl olan 1999 yılında PKK'ye katılım kararı aldığını kaydeden anne Zeynep, "Berivan Adana'nın Seyhan ilçesine bağlı Dağlıoğlu Mahallesi'nde 1979 yılının Kasım ayında dünyaya geldi. İlkokul ve liseyi burada tamamladı. 2 yıl dershane hayatından sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Matematik bölümünü kazandı. Her aile gibi üniversite kazanmasına çok sevindik ve severekte onu Van'a yolculardık. Üniversite hayatı boyunca sadece 2 kez eve geldi. İkinci gelişinde büyük bir değişime uğramıştı ve onu çok net fark ettik. Davranışları yeniliğe uğramıştı ve yenilikle birlikte daha çok güzelleşmişti" ifadesinde bulundu.
 
'Haksızlıkları konuşarak çözerdi'
 
Berivan ile birlikte yaşadıkları her anı unutmadığını söyleyen anne Zeynep, kızı Berivanı şu sözlerle anlatmaya devam ediyor: "Berivan kimse incinmesin, kimse üzülmesin ve kırılmasın diye tepkisini asla dile getirmezdi. Haksızlıklara karşı hep konuşarak çözmeye çalışırdı. Okulda çok başarılı bir öğrenciydi. Her yıl okuldan takdir ve onur belgesi alırdı. Komşularımız ve akrabalarımız onu çok severlerdi. Mahallemizde Arap, Türk, Kürt aileler yaşardı ve tüm komşularımız onu çok severlerdi örnek olarak çocuklarına gösterilerdi.  Berivan çok güler yüzlü, sevecen ve yardımseverdi." 
 
'Çalışmalara gizli katılırdı'
 
Berivan'ın Kürt mücadelesi ile dershane dönemlerinde tanıştığını kaydeden anne Zeynep, "Berivan bizden gizli çalışmalara katılıyormuş. Biz onun dershaneye gittiğini biliyorduk ama o çalışmalara katılıyormuş ve hiçbir gün bunlardan haberimiz olmamıştı ta ki bir gün 'Anne ben Newroza gideceğim' dediğinde. Ben şaşırmıştım ve ortam bugün gibi kötü olunca korkarak 'hayır' demiştim ama beni dinlemedi tartıştığımız halde bile o yine Newroza gitmişti. 1 Mayıs'a da katılmıştı. Ondan sonra üniversitede mücadelesine devam etti" şeklinde konuştu.
 
'Çok başarılı bir gazeteci olduğunu duyduk'
 
Berivan'ın katılım yapmadan önce evi aradığını söyleyen anne Zeynep, o günü şu sözlerle dile getirdi: "Berivan gitmeden bir gün önce evi arayıp 'kendinize, sağlığınıza dikkat edin' dedi. Uzun bir zaman haber alamadık sadece sağdan soldan bize Berivan'ın durumun iyi olduğu aktarılıyordu. Kırsalda tam 13 yıl kaldı. Çeşitli yerlerde görev aldığını ve uzun bir süre gazetecilik yaptığının haberini almıştık. Çok başarılı bir gazeteci olduğunu da duyduk. Berivan komutanlarına 'ben bu şekil yapamıyorum vicdanım kabul etmiyor benim de arkadaşlarımın yanında cephede olmam lazım. Ben de savaşa katılmak istiyorum' demiş. Berivan uzun bir zaman cephede savaşıyormuş ve en son 14 kadın yoldaşı ile beraber şehitler kervanına katılıyor." 
 
'Berivan köyün ilk kadın gerillasıdır'
 
Berivan'ın ölüm haberini televizyondan öğrendiklerini kaydeden anne Zeynep, "Spikerin 15 kadın gerillanın Bitlis Hizan'da şehit olduğunu duyduğumda kalbime bir hançer sokuldu sanki. Bir anda hissetim ve canım gittikçe yanmaya başladı. Babası eve geldiğinde ona da söyledim haberi. 2 gün kimliklerin belirlenmesini bekledik. Daha sonra Roj TV'yi açtım ve isimler okunuyordu. Berivan'ın ismi geçtiğinde bir an karanlıklar içinde kayboldum ve sesim, soluğum çıkmadı. Nefes alamıyordum, boğuluyordum sanki. Balkona çıkmak istedim ve gözlerimi açtığımda kendimi yerde buldum. Tüm gücümü toplayıp balkona gittim ama kimseye bir şey diyemiyordum, ağzım kilitlemişçesine ses çıkmıyordu. Bakmaya kıyamadığım Berivanıma cellatlar kıymıştı. Herkesin ortak kararı ile Berivanımı köye defnettik. Kızım Berivan'ın mezarı adeta bir türbe gibi ziyaretçi akınına uğruyor. Berivan köyün ilk kadın gerillasıdır. Onunla ve mücadelesiyle gurur duyuyorum" sözlerini kullandı. 
 
'Katliamlarla Kürtleri bitiremezsiniz'
 
Devletin savaş politikaları nedeniyle hem kardeşini hem de kızını kaybeden anne Zeynep, şimdi ise AKP eliyle başlatılan savaşta torunlarını kaybetmek istemiyor. AKP'nin Kürt halkına karşı başlattığı savaş konseptine tepki gösteren anne Zeynep, "AKP, Kürt kalkının üzerindeki imha politikalarını durdursun. 40 yıldır aynı yöntemleri denediniz neye yaradı; annelerin gözyaşları dışında. Yeter artık anneleri ağlatmayın. Ben evladımı, kardeşimi bu savaşta kaybettim ama torunlarımı kaybetmek istemiyorum bitirin bu kirli savaşı. Kürtleri katlederek bitiremezsiniz. Yol yakınken dönün bu yanlıştan" dedi.
 
Perihan Parlak (Berivan Semsûr)'ın PKK saflarına katılmadan önce ailesine bıraktığı mektup ise şöyle:
 
"Sevgili ailem sizi belki üzeceğim, belki çok üzülecek ve yıkılacaksınız ama şu bir gerçektir ki benimle gurur duyacaksınız. Bu benim tercihim bir Kürt kadını olarak benim üzerime düşen görevimi yerine getirmem gerektiğini bildiğim için katılma kararı aldım. Geride bırakacağım hayatımda hiç pişman olmadım sizi çok seviyorum, gurur duyuyorum sizin gibi cesur bir ailenin evladı olduğum için. Gökhan kardeşime de verdiğim sözü tutamadığım için büyük bir üzüntüsü içindeyim. Ona Van'da plastik top getireceğim sözümü yerine getiremedim beni affetsin belki topu ona armağan etmedim ama ona özgür bir gelecek armağan edeceğim sözünü veriyorum. 
 
'Önder Apo'ya borcumu vermek zorundayım'
 
Sevgili ailem; Kürt halkının Önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın uluslararası bir komplo ile tutuklanması beni derinden üzüntüye ve bir o kadar da cesarete koydu. Ben bir Kürt kadını olarak kadınların özgürlüğü için büyük çaba gösteren Önder Apo'ya borcumu vermek zorundayım. Bu ülkeye barışı getirene kadar mücadelem devam edecek ve tüm çocuklara güzel, barış dolu, özgür bir gelecek sunacağız. Ve siz güzel ailemle zaferle sonuçlanacak barışçıl, adaletli ve özgür bir ülkede beraber güzel günler geçirme umudu ile yaşayacağım. Kardeşlerimin de her anlamda kendilerini geliştirmesini sadece okul endeksli değil yaşamın farklı alanlarında çok yönlü bir şekilde kendilerini geliştirmelerini istiyorum. Bilimim hakim olduğu dönemde onların okuyup hakları için bir şeyler yapmalarını istiyorum. Tekrar söylüyorum sizi üzdüğüm için üzgün ama sizi gururlandıracağım için de bir o kadar mutluyum. Özgür yarınlarda buluşma dileğiyle hoşçakalın."
 
(mg)