PORTRELER Yazdır Kaydet

YPS'li Asya'nın annesi: Halklar olarak ölüyoruz, barışı getirmeliyiz

Portreler
Mart 24 / 2016


 

 
Zeynep Akın/JINHA
 
SÊRT - Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yaşamını yitiren üniversite öğrencisi, YPS-JIN üyesi Aysa Taşçı'nın (Mizgin Nuda Koçer) annesi Mevlüde Taşçı, "Türk devletinin bu barbarlığını asla unutmayacağız. Her şeye tanık olduk, o vahşetleri gözlerimizle gördük, öldürdüler, kimyasalla yaktılar. Bütün dünya tanık oldu" diye konuştu. 
 
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde yaşamını yitiren Asya Taşçı'nın (Mizgin Nuda Koçer) annesi Mevlüde Taçşı, Asya'nın Sur'da mücadele verdiğinden habersizdi. Üç ay boyunca Asya'dan haber almak için uğraştıklarını söyleyen Mevlüde, kızına ulaşmaya çalışırken, Sur'da olduğundan habersiz Cizre ve Sur'da yaşananlar için gözyaşı döküyordu. Cizre ve Sur'da insanlar sokak ortasında katlediliyor, bodrumlarda yakılıyordu. Mevlüde, Diyarbakır, Batman ve Mardin'de kızını ararken gelen bir telefonla Asya'nın 19 Şubat'ta Sur'da öldürüldüğü haberini almıştı. Asya öldürüldükten sonra cenazesi 21 gün boyunca Diyarbakır'da bekletilmişti. 21 gün sonra alınan cenaze defnedilirken de güvenlik güçleri gaz bombası ile kitleye saldırılmıştı. Anne Mevlüde Taşçı, "Asya'nın halkı için verdiği mücadelenin izinde olacağım ve Türk Devletinin uyguladığı bu barbarlığı asla unutmayacağım" dedi.
 
'Asya herkes tarafından çok seviliyordu'
 
Mevlüde, Asya'nın 1993 yılında Siirt'te 8 çocuktan en büyüğü olarak dünyaya geldiğini söyleyerek, "Asya çok güzel bir çocuktu. Asya'nın nasıl büyüdüğünü anlayamamıştım. Çok terbiyeli ve uysal bir çocuktu. Mahalleli çok seviyordu Asya'yı. 7 yaşında okula başladı ve çok çalışkan bir öğrenciydi. Arkadaşları ve öğretmenleri tarafından da çok seviliyordu. İlkokul ve ortaokulu bitirdikten sonra Siirt'in en iyi lisesi olan fen lisesini kazanmıştı. Çok kararlı biriydi, kafasına koyduğunu muhakkak yapardı. Asya okulda çalışkan olduğu kadar evde de çalışkandı. Dersini çalıştıktan sonra bana yardım ederdi. Yemek yapardı, hamurda bile yardım ederdi. Elinden geldiğince her işi yapmaya çalışırdı" diye konuştu. Asya'nın kararlı ve hırslı biri olduğunu söyleyen Mevlüde, "Asya çok güzel bir kadındı ama onu nasıl anlatacağımı bilemiyorum. Asya çok da dayanıklı biriydi. Günlerce yemek yemese umurunda olmazdı. Aşırı derece merhametli biriydi, yardımseverdi, bütün güzel özellikler onda mevcuttu. Asya sürekli kitap okurdu. Asya'nın yüreği tertemizdi " diye anlattı.
 
'Asya'nın içinde olduğunu bilmeden Sur'a ağlıyordum'
 
Liseyi bitirdikten sonra Asya'nın Edirne'de anestezi bölümünü kazandığını bir sene sonra da Malatya'ya geçiş yaptığını söyleyen Mevlüde, Asya'nın Malatya ikinci sınıfta iken YPS-JIN'e katıldığını belirterek, "3 ay boyunca Asya'dan hiçbir haber alamadık. Ne kadar sorduysak, araştırdıysak da izine rastlamadık. Asya'dan bir haber alamıyorduk ama geceleri uyuyamıyordum. Kar yağınca, soğuk olunca Asya'yı düşünüp ağlamaya başlıyordum. Cizre'de ve Sur'da yasak ve ölümler başlayınca oturup ağlıyorduk, Asya'nın Sur'da olduğunu tahmin etmemiştim ama oradaki halk için ağlıyordum. Asya'yı çok merak ediyorduk, ta ki Sur'dan şehadet haberi gelene dek. 'Asya şehit düştü' dediler" diye kaydetti. 
 
'Teşhis ettiğimiz halde 21 gün cenazemizi vermediler'
 
Asya'nın yaşamını yitirdikten sonra cenazesinin 22 gün boyunca Diyarbakır'da morgta bekletildiğini belirten Mevlüde, "21 gün boyunca ne kadar uğraştıysak da alamadık, sürekli engel çıkarıyorlardı. Her seferinde 1 saatte çıkabilecek DNA testi henüz çıkmamış diyorlardı. DNA testine gerek yoktu zaten, biz kızımızı tanıyorduk, teşhis etmiştik ama uğraşlarımıza rağmen alamadık. DNA testi ardından 21 günün sonunda alabilmiştik. Silvan'dan, Batman'dan, Diyarbakır'dan, Kurtalan'dan yüzlerce binlerce kişi ile alıp Siirt'e getirdik. Yol boyunca tüm il ve ilçelerde birçok kişi karşıladı" dedi. Asya'yı defnederken, hakarete ve saldırıya uğradıklarını belirten Mevlüde, "Onu defnederken sürekli tehdit ediliyorduk, 'defnetmenize izin vermeyeceğiz, en ufak hata da müdahale edeceğiz' diyorlardı. Siirt'te polisler bize çok engel çıkardılar, çok baskı uyguladılar. 'Bir slogan dahi duyarsak define izin vermeyeceğiz' dediler. Asya şehit olmuştu, zılgıtlarla, sloganlarla defnettik, gaz bombalarıyla saldırdılar" diye anlattı. 
 
'Kürtler bir ve beraber olmalı'
 
Asya'nın Kürdistan'da tüm Kürt halkının olduğunu kaydeden Mevlüde, "Serok Apo'ya, gerillaya ve direnen tüm Kürtlere selam gönderiyorum, ajanlara, koruculara sesleniyorum, halkınızın yanında yer alın. Haince ölmektense şerefli ölmek en iyisidir. Yarın öbür gün devlet, 'Sen halkına yaramadıysan bize de yaramazsın' deyip onları yalnız bırakacak. Şeyh Sait döneminde bunu gördük" diyerek Kürtlere birlik ve beraberlik mesajı verdi. 
 
'Asya'nın mücadelesini bırakmayacağım'
 
Asya'nın mücadelesini asla bırakmayacağını dile getiren Mevlüde, "Onu asla unutmayacağım. Biz var olduğumuz sürece onların izinde olacağız. Türk devletinin bu barbarlığını asla unutmayacağız. Her şeye tanık olduk, o vahşetleri gözlerimizle gördük, öldürdüler, kimyasalla yaktılar. Bütün dünya tanık oldu ama hiçbir ülke buna dur demedi. Anne karnındaki çocukları, 70 yaşındaki insanları öldürdüler. Kürtler üzerinde uygulanan bu katliamın hesabı sorulmalı. Çocuklarımızın okumasına izin vermiyorlar, tehdit ediyorlar Asya gibi çocuklarımız bu baskıları kabul etmeyip katılım yapıyorlar. Evlatlarımızı dağa gönderen bu katliam ve baskılardır. Asker ve polis anneleri bizimle bir olsun, evlatlarımız ölmesin artık" diye kaydetti. 
 
'Halklar olarak ölüyoruz, bir olup barışı getirmeliyiz'
 
Evlat acısını iyi bildiğini dile getiren Mevlüde Türkiye'deki halklara da barış çağrısı yaparak şöyle seslendi: "Bu ülkede yaşayan tüm halkların ölüm sebebi oldular. Kürtlerin, Türklerin, Alevilerin, Ermenilerin, Ezidilerin, polislerin, askerlerin halkların ölümüne sebep oluyorlar. Bütün halklar bu savaştan etkileniyor. Katlediyorlar, evlatlarımızın ömrü kısaldı genç yaşta ölümlerine sebep oluyorlar. Asker ve polis aileleri neden bizimle bir olup barışı haykırmıyorlar? Biz Kürt anneleri bunca şehit verdik, buna rağmen barış diyoruz. Biz yürek acısını iyi biliyoruz, bizim yüreğimiz yandı başkasının yanmasın. Bu topraklara barış hakim olsun, savaşın son bulmasını istiyoruz. Türküyle Kürdüyle halklar olarak ölüyoruz, bir olup barışı getirmeliyiz."
 
(sy)