PORTRELER Yazdır Kaydet

Hediye'nin izleri hala bahçesinde duruyor

Portreler
Mart 18 / 2016


 

JINHA
 
ŞIRNEX - Cizre'de sokağa çıkma yasağının 2. gününde  16 Aralık'ta evinin bahçesinde katledilen Hediye, mahallenin terzisi ve Kuran öğretmeniydi. Mahallede kadınların en iyi arkadaşı olan Hediye'nin katledilme izleri hala bahçesinde duruyor. 
 
Cizre'de devlet güçlerinin saldırılarının başladığı ilk günlerde katledilen sivillerden biri de 33 yaşındaki Hediye Şen'di. Cudi Mahallesi'nde eşi ve 3 çocuğu ile birlikte yaşayan Hediye, Cizre'ye tepeden bakan derme çatma evlerinin önünde yetiştirdiği çiçek ve ağaçlar ile birlikte kendisine ve ailesine Cizre'de cennetten bir köşe yaratmıştı. Mahallenin terzisi olmasının yanında okuma yazmayı kendi başına çözen Hediye, bunun yanı sıra öğrenmek isteyen kadınlara Arapça Kuranı Kerim dersleri de veriyordu. İnancında ve hayatında son derece samimi bir kişiliğe sahip olan Hediye, mahalledeki herkes tarafından çok seviliyordu. 
 
Hala olay yeri incelemesi yapılmadı
 
Hediye'nin eşi Mahmut Şen, eşinin katledilmesinin ardından çocuklarını kısa bir süreliğine ailesinin yanına gönderirken, kendisi ise taziye ziyaretlerini kabul etmek için beklemeye devam ediyor. Eşinin yetiştirdiği çiçekler ve ağaçlarla ilgilenen Mahmut, eşinden geriye kalanları gözünden sakınıyor. Mahmut, eşinin vurularak düştüğü yeri gösterirken, onu kaybedeceğini hiç düşünmediğini anlatıyor. Cizre'de yaşanan tüm katliamlar gibi Hadiye'nin de izleri de halen vurulduğu yerde dururken, aradan 3 ay geçmesine rağmen halen olay yeri incelemesi yapılmış değil.
 
'Kurşunlar altında ambulansa ulaştırmamı istediler' 
 
Eşinin evlerinin üstüne konumlandırılan kobra tipi zırhlı araçla vurulduğu anı anlatmaya başlayan Mahmut şunları söylüyor: "Sıkıyönetimin ilan edilmesinin hemen ikinci gününde evde yemek yiyorduk. Hediye yemeğin ardından akşam namazını kılmak için abdest almaya gitti. Bahçedeki lavaboya yetişmesiyle silah sesleri geldi. İrkilerek kendini dışarıya attım. Zifiri bir karanlıktı. Hediye'nin yanına ulaştığımda yaralı yattığını gördüm. Hala ateş açılıyordu ve kendimi korumaya çalışıyordum bir yandan da ambulans çağırdım. 112 Acil Servis'teki yetkili, eşimi 3 kilometre ötedeki bir alana getirmemi istedi. Bunun imkansız olduğunu söyledim uzun uğraşlar sonucunda ambulansı getirmeyi başarmıştım ama artık çok geçti."
 
'Kimin öldüğü değil, ölenin Kürt olması yeterliydi'
 
Eşinin 11 kurşunla katledildiğini vurgulayan Mahmut, "Ailemle birlikte olduktan sonra çadır da olsa insanın kendi evi sultanın sarayından güzeldir. Eşimin sadece kafa bölgesinde 8 kurşun yarası vardı. Yüzü kurşunlarla delik deşik edilmişti. Rastgele ateş ettiler. Ölenin kim olduğu onlar için önemli değildi. Kürt olması yeterliydi. İnsanları öldürmek için Cizre'de yaşıyor olmak yeterliydi. Biz de katledilen yüzlerce kişi gibi Cizre'de yaşadığımız için bu katliamın hedefi olduk" dedi. 
 
'O benim eşim ve yoldaşımdı'
 
Hediye'den "O benim diğer yarımdı. Eşim ve yoldaşımdı. 10 yıllık hayat arkadaşımdı" diye bahseden Mahmut, ondan geriye kalan dikiş makinesini gösterirken, çocukları ile birlikte eşinin anısına sahip çıkmak için mücadele edeceklerini ekledi.
 
(ekip/gc)