PORTRELER Yazdır Kaydet

Güler Eroğlu: Beni öldürdükleri gün Cizre'ye gelmeye karar verdim

Portreler
Mart 12 / 2016


 

Zeynep Akın/JINHA
 
ÊLIH - Mizgin Koçyiğit'le karıştırılarak öldü sanılan ancak 3 ay sonra Cizre'de 'vahşet bodrumu'nda yaşamını yitiren Güler Eroğlu'nun katledilmeden önce çektiği videoya ulaşıldı. 
 
Birbirlerinin hiç tanımayan ancak yarım saatlik bir mesafede dünyaya geliyor Güler ve Mizgin. Güler Eroğlu Batman'da Mizgin Koçyiğit ise Silvan'da baskı ve zulüm politikalarının en ağır olduğu 90'lı yıllarda yaşama gözlerini açıyor. İkisi de bu gerçeklikle büyüyüp yaşıyor. Sur'da Dağkapı Meydanı'nda 2 Aralık 2015'te Mizgin Koçyiğit (Ruken Amed) katledildi. Güler Eroğlu diye Batman'ın Kozluk ilçesindeki Yukarı Kıratlı (Baştirmê Jor) köyünde defnedildi. Güler'in ailesi benzerlikleri nedeniyle yanlış teşhiste bulunarak Mizgin Koçyiğit'in cenazesini defnetti. Ancak yapılan DNA testiyle yaşamını yitiren kişinin Güler değil de Mizgin Koçyiğit olduğu anlaşıldı. Mizgin ailesi tarafından defnedildiği yerden alınarak Silvan'da köyüne defnedildi. 
 
'Mizgin'in ailesinden etkilendim'
 
Güler'in yaşadığı ve Cizre'deki direnişe katıldığı öğrenildi. 3 ay geçtikten sonra Cizre'de vahşet bodrumunda katledilmişti Güler ve Mizgin'i çıkardıkları mezara defnedildi. Güler katledilmeden önce Cizre'de bir video çekmiş. Cizre'ye gitme amacını anlatan Güler, kendisi diye Mizgin'in defnedilmesinden ve Mizgin'in ailesinin ölümünden habersizliğinden etkilendiğini anlatıyor videoda. Güler, "Bir Kürdistan kadını olarak buna dur diyebilmeliyiz. Ve bende bu amaçla beni öldürdükleri günün ertesi günü katılım yapmaya karar verdim" diyor gönderdiği videoda. 
 
'Belki orada ölen ben değildim ama…' 
 
Güler videoda şu konuşmayı yapıyor: "2 Aralık'ta Dağkapı'da şehit olan arkadaşım Ruken… Arkadaşlar 'şehit olduysan orada ne işin var' dediler. Ama ben gerçekten orada şehit oldum. O gün hiç görmediğim, tanımadığım bir arkadaş benim adıma şehit oldu. Benim annem cenazesini taşıdı, babam hıçkıra hıçkıra ağladı. O gün benim için halk sokaklara döküldü. Evet belki orada ölen ben değildim, benim bedenim değildi ama benim için şehit olan bir kadın arkadaştı, bir yoldaştı. 
 
'Yaşamdan vazgeçmek ne demek ilk defa o gün hissettim'
 
Ben o cenaze videolarını izlediğimde kendimi gördüm ilk defa hissettim. Gerçekten biri için ölmek ne demek, yaşamdan vazgeçmek ne demek ben ilk defa o gün gördüm. Hiç tanımadığım bir insan ben özgürce dilimi kullanayım, kültürümü yaşayabileyim diye şehit oluyor. Ve ben o gün sadece iptal olan bir kongre için Ankara'ya geri dönmeyi düşünüyordum. Bu düşüncemden sonra kendimle yüzleşme fırsatı buldum. Bana yapılan o 'terörist' lafları, yapılan o hakaretler ilk defa bunları hissettim. Daha önce facebooklarda, twitterlarda çok okurdum bu tür şeyleri sıradanlaşmıştı benim için ama o gün ilk defa hissetmiştim bunları. Belki o ben değildim ama o bana yapılmıştı. Çok zor bir durumdu açıkçası. 
 
'Beni öldürdükleri günün ertesi günü katılım yapmaya karar verdim'
 
Beni öldürdükleri günün ertesi günü katılım yapmaya karar verdim. Bir de ailemi düşündüm. Ailem bu kadar zorlandı, ağladı, ben diye o tabuta sarıldılar. Peki ya diğer aileler; çocuklarının cenazelerinin nerede olduğunu bilmeyen aileler. Onları düşündükçe kahroldum. Benim için çok zordu bunu atlatmak. Bir de diğer Kürdistan kadınları… Ben bunu yaşadım, yoldaşım Ruken'le bunu yaşadı, peki diğer çocuklar, onlara bunu yaşatmaya hakkımız yok. Bir Kürdistan kadını olarak buna dur diyebilmeliyiz. Ve bende bu amaçla beni öldürdükleri günün ertesi günü katılım yapmaya karar verdim."
 
(gc)