PORTRELER Yazdır Kaydet

'Ben ülkeme aşığım dağlara sevdalıyım'

Portreler
Ağustos 16 / 2016


 

 
Zeynep Akın/JINHA
 
ÊLIH - Kadına biçilen role ve devlet zulmüne karşı "Artık Kürdistan kadınları zorla evlendirilmeyecek, baskıya ötekileştirilmeye maruz kalmayacak" sözleri ile yüzünü dağlara dönen Mizgin Aratemur'u anlatan annesi Saniye Aratemur, "Mizgin'le gurur duyuyoruz. Baş eğmedi ve zulme karşı direndi" diyor. 
 
Toplum içindeki evlilik kurumuna karşı anlamlı bir duruş sergileyerek baş kaldıran yüce bir kadın Hêvi Roj. "Artık Kürdistan kadınları zorla evlendirilmeyecek, baskıya ötekileştirilmeye maruz kalmayacak. Eğer dayatılırsa da reddedip özgür yaşama koşacak" mesajıyla, isyan çığlıklarıyla dağlara koşan Hêvi Roj. 24 Mart 2014'de Bitlis'in Hizan ilçesine bağlı Şeyh Cuma alanında yaşamını yitiren 15 kadın gerilladan biriydi Mizgin Aratemur (Hêvi Roj). 1988 yılında Batman'ın Kozluk ilçesine bağlı Pınarhisar (Aynhisane) köyünde dünyaya gelen Mizgin, ailenin en büyük çocuğuydu. Haksızlığa ve kadına biçilen role, "Artık Kürdistan kadınları zorla evlendirilmeyecek, baskıya ötekileştirilmeye maruz kalmayacak" diyerek itiraz eden ve yüzünü dağlara dönen Mizgin'i anne Saniye Aratemur anlattı.  
 
'O günden anlamıştık"
 
Kızının isminin kimlikte Nazlı olduğunu ancak kendilerinin ona Mizgin diye seslendiğini söyleyen anne Saniye, Mizgin'in haksızlığa olan karşı duruşunu bir çocukluk anısı ile anlatıyor: "Henüz çok küçükken tütün yapıp asıyorduk kuruması için. Mizgin de kuru tütünleri alıp sallamış tütünler parçalanıp yere düşünce dedesi de ona bir tokat atmıştı. Ertesi gün dedesi onu kucağına alıp oynarken Mizgin'de ona bir tokat attı. O günden anlamıştık; Mizgin haksızlığa uğrayınca muhakkak karşılığını verirdi."
 
'Ne zulüm etti ne de zulmü kabul etti'
 
"Mizgin küçüklüğünden büyüklüğüne ne kimseye zulüm etti ne de kimsenin zulmünü kabul etti" diyen anne Saniye, onun güler yüzlü ve cana yakın olduğunu söylüyor. Mizgin'in PKK'ye katılmadan önce, "Ben çıkış yapıyorum beni aramayın" diye bir not bıraktığını söyleyen anne, notta Mizgin'in, "Bu zulmü kabul etmiyorum direnmeye gidiyorum. Öyle bir yere gideceğim ki benimle gurur duyacaksınız" sözlerine yer verdiğini anlatıyor. 
 
'Bu zinciri kıracağım'
 
Mizgin aynı zamanda evlilik kuruma karşı da bir mücadele alanı olarak dağları seçiyor. O dönem bir akrabalarının Mizgin ile evlenmek istediğini ve Mizgin'in buna bitiraz ettiğini söyleyen anne Saniye, "Birgün tüm köyü toplayıp bizim eve geldiler. Mizgin herkesin karşısında istemediğini, evlenmeyeceğini söyledi" diyor. Mizgin'in zorla evliliğe karşı bu başkaldırısı çevresindeki kadınlara da örnek oluyor. Mizgin'in PKK saflarına gitmeden önce bıraktığı mektupta bu duruma olan itirazını şu sözlerle dile getiriyor: "Ben böyle bir zulme uğradım, hiçbir Kürt kızı bu zulme uğramasın diye çıkış yapıyorum. Bu zinciri kıracağım." 
 
'Çocuklarımın davasına sahip çıkacağım'
 
"Mizgin Kürdistan kadınları için çıkış yaptı ve Kürdistan kadınları ile birlikte şehit oldu" diyerek Mizgin'in 14 kadın arakadaşı ile birlikte yaşamını yitirdiğini söyleyen Saniye, "Mizgin'le gurur duyuyoruz. Baş eğmedi ve zulme karşı direndi. Mizgin'in ardından küçük kızımın ismini de Mizgin koydum ki o da Mizgin'e benzesin diye. Mizgin'in şehadetinden sonra ablasına söz veren oğlum Hogir da katılım yaptı. Çocuklarımın davasına sahip çıkacağım" diyor. 
 
'Hiçbir zaman baş eğmeyeceğim'
 
Mizgin'in PKK saflarına çıkış yaparken ardından bıraktığı mektubun bir bölümü ise şöyle: 
 
"Bu kararım yeni değil çocukluğumdan beri içimde. Gerilla olma sevdası; özgür bir ülke ve önderlik sevdasıdır. Ömrüm boyunca karşı cinse olan sevda ve evlilik isteğini hiç taşımadım. Çünkü ben ülkeme aşığım. Buna karşı beni evlendirmeye çalışıyorsunuz. Belki beni kınayacaksınız ama bunu bilin ki hiçbir zaman baş eğmeyeceğim. Ülkem için, Kürtler için, Kürdistan için her zaman baş kaldıracağım...
 
Yurdum 4 parçaya bölünmüş kurtların ağzında. 4 parçanın birleşmesi için baş kaldırıp mücadele etmemiz gerekiyor. Ben bin defa şehitlere, Kürdistan'a söz vermişim ki Kürdistan özgürleşinceye ve düşmandan intikam alıncaya dek evlenmeyeceğim. Benim kaderim de evlilik yok o yüzden önüme evliliği koyamazsınız...
 
Birbirimize destek olduğumuz sürece, birbirimizin elini bırakmadığımız sürece hep başaracağız. Ama Kürtler birlik olsaydı bu durumda olmayacaktık. Ülkemiz namusumuzdur, namusunuzu kimseye teslim etmeyin. Ülkemizi, dilimizi, önderliğimizi istiyoruz demekle olmuyor, bunun için çalışıp mücadele etmemiz gerekiyor. Herkes silahlansın demiyorum, evinizde bile bu mücadeleyi verebilirsiniz. Ama ben dağlara sevdalıyım. Ben bunun için yaratıldım. Belki arkamdan 'dağlar onun için bir kurtuluştu o yüzden gitti' diyeceksiniz ama ben çocukluğumdan beri bu istekle yaşıyorum... Hayatta en çok yapmak istediğim şey ülkeme ve halkıma yararlı olabilmektir..."
 
'Bir zafer kazanırsak Amed'de kutlayacağız'
 
Mizgin bir tv programında ise PKK'ye katılış sebebini şöyle açıklıyor: "2005'te katılım yaptım. Çevremin en büyük özelliği yurtseverlikleriydi ikincisi ise feodalizmdi. Küçüklüğümden beri en büyük hayalim PKK'ye katılıp onları görmekti. Büyüdüğüm ortamda, yakınlarımda her zaman düşmanın baskısı vardı. Bu yüzden her zaman düşman karşısında bir tepkim vardı. Özgür bir ülkeye hasretim vardı. 1 Haziran hamlesi başlayınca kavga daha da ateşlendi. O hamleyle birlikte düşman daha bir ağır yöneldi. Arkadaşların şehadeti arttı. Bunun üzerinde pasif bir yaşam sürdüremezdim. Gerillaya katılıp saflarda mücadele etmeyi seçtim. Bir zafer kazanırsak bunun kutlamasını Amed'de yapacağız." 
 
(hu/mg)