Eren KESKİN
 
Bingöl, farklı bir Kürdistan şehri...
“Önceki” Bingöl ile ‘sonraki’ Bingöl arasında çok fark var.
12 Eylül’den önce Bingöl, modern, örgütlenmenin yoğun yaşandığı, kadınların diktikleri giysiler ile sokakta dolaştıkları bir şehirmiş.
12 Eylül’den sonra ise, Türk militarizminin gerici faşizmi, özel olarak örgütlediği, kontrgerillanın merkezi haline getirmeye çalıştığı bir şehir olmuş.
Devletin adeta, ‘saha’ olarak kullandığı bir merkez haline gelmiş.
‘İslamcı faşizm’ bile-isteye güçlendirilmiş Bingöl’de...
Son olarak geçtiğimiz hafta, ‘Bingöl komplosu’ olarak bildiğimiz dava için gittik Bingöl’e...
Seçim çalışmalarının yoğun olarak yaşandığı hep, ‘eski Bingöl’ konuşuldu.
Kürt halkı eski Bingöl’ü geri istiyor. Bu nedenle de, HDP’de bir araya gelerek çalışıyorlar.
Bir kesim kadının sokaklara dahi çıkamadığı Bingöl’de, HDP’nin eşbaşkanı bir kadın.
En çok kadınların haklarının ihlal edildiği Bingöl’de, özgürlük ve demokrasi için yine kadınlar görev almışlar.
Hele ki içlerinde biri var ki, O’nun yeri bambaşka!
Fatma Morsümbül..!
Fatma teyzenin oğlu Hüseyin Morsümbül, 1980 askeri darbesinden birkaç gün sonra, 18 Eylül günü, askerler tarafından evinden alınarak götürülmüş. Henüz 19 yaşındaymış.
Fatma Teyze’nin yüzü, bir daha hiç gülmemiş.
Aradan yıllar geçmiş diğer oğlu Ekin’i de savaşta yitirmiş.
Acılı yüreği ile mücadeleden hiç vazgeçmemiş, Cumartesi Anneleri meydanını, kendisine mesken edinmiş. Diğer anneler ile birlikte, oğlunun hesabını sormaya devam etmiş.
Şimdi hasta. Böbreklerinden tedavi oluyor.
Bu nedenle de Cumartesi Meydanı’ndan biraz uzakta kaldı.
Ama aklı gönlü hep Cumartesi Meydanı’nda...
O çok güçlü bir kadın, eminim yaşama tutunacak ve direnecektir.
‘Ama diyor’, ‘size vasiyetimdir’; ‘Eğer bir gün ölürsem, beni bir gerilla gibi gömün.’
Sen hep yaşa Fatma Teyze..!
 
Kaynak: Özgür Gündem