KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

Amazonlar: Rüzgar gibi at süren, şeytan gibi savaşan kadınlar

Kadının Kaleminden
Nisan 14 / 2016


 

Sinem Şahin
 
Antik Dönem Yunan kaynaklarında yer yer Hellen ordusu ile savaşırken, yer yer vahşi hayvanlarla avlanmak için mücadele ederken tasvir edilen; şeytan gibi savaşan, rüzgar gibi at süren kadın toplulukları olarak tanımlanan kadınlar: Amazon kadınları…
 
Erkek tarih yazımı her ne kadar Amazon kadınlarına dair bütünlüklü ve kesin bilgilere ulaşmamıza imkan vermese de Homeros'un, Heredot'un aktardıklarında, Antik Dönem duvar resimleri, mozaikler ve gömütler üzerinde yapılan incelemelerde, varsayımdan öte bir gerçekliğin olduğu aşikar. Mitolojide Hellen kadın figürleri arasında yer alan Amazonlar, diğer kadın öğelerden farklı bir yerde durur. Antik dünyada çoğunlukla tanrıça olarak tasvir edilen diğer kadın imajlarının aksine Amazonlar, daima alanda savaşırken karşımıza çıkarlar (diğer kadınlardan farklı betimlenmeleri aynı zamanda onların başka bir halktan oldukları iddiasını da güçlendirmektedir). Homeros'un İlyada destanında anlattığı iki ayrı savaşta Amazon kadınlarının mücadelesi karşımıza çıkar. 
 
Bunlardan biri, Akhilles'in Troya savaşında Amazon kabilesinden olan Pentesile (Penthesilia) adlı bir kadın savaşçıyla uzun süre ölümüne çarpışmasıdır. Bu savaşta gücü tükenen Pentesile her ne kadar Akhilles'i çok zorlasa da ölümcül bir kılıç darbesi alır. Anlatının devamında Akhilles ölmek üzere olan kadının suratını açar ve bu kadına aşık olur. Amazonlar'ın ilk defa tasvir edilişi, bu anlatıya denk düşer. M.Ö. VI. yüzyılda Akhilles, Herakles gibi kahramanlarla savaşları sırasında resmedilen Amazonlar'ı görürüz. Bu tasvirlerde Amazon kadınları başında miğfer, kollarında yuvarlak kalkan, ellerinde mızrak ile tasvir edilirler. 
 
Daha geç dönem çizimlerinde ise Amazonlar doğuya özgü savaşçı kıyafetleriyle çizilmişlerdir. Bundan iki yüzyıl sonra Hellenler ile Perslerin savaşına dair betimlerde Amazonların da yenilen tarafta tasvir edilmesi, onların daha doğuda yaşayan topluluklar olduğu tezini güçlendirir. Bunların dışında Amazonlar'ın, ayı, kaplan ve aslan gibi yırtıcı hayvanlarla av mücadelesi verirken tasvir edildikleri de görülür.
Arkeolojik araştırmalar neticesinde ortaya çıkan bir başka sonuç ise, Karadeniz çevresinde savaşçılar için yapılan kurgan tipi mezarlıklarda kadın gömütlerinin sayısının oldukça fazla olduğudur; bunlar Anadolu'da 
Amazonlar için yapıldığı düşünülen, fakat sayıca pek fazla rastlanmayan mezarlıklarla benzerlik gösterir. Yunan mitolojisinde ise savaşçı kadınların Karadeniz'in kuzeyinden geldikleri, göçebe oldukları, karşılaştıkları erkek egemen toplumlar karşısında hayrete düştükleri, özgürlüklerine bağlı olduğu ve kız çocuklarını erkeklerle savaşmak için yetiştirdikleri anlatılmaktadır.
Amazon sözcüğünün etimolojik olarak incelenmesinde ise birden fazla varyant karşımıza çıkar. Bazı kaynaklara göre Amazon, 'memesiz' anlamına gelir. Amazonlar'ın yaylarını daha rahat çekebilmek için sağ memelerini kestikleri ve bundan dolayı kendilerine bu ismin verildiği ileri sürülür. Bir diğer teze göre ise a- 'şiddet ve güç' anlamına gelir, -mazon ise 'göğüs' demektir. Tüm bunların neticesinde  Amazon sözcüğü, geniş ve kuvvetli göğüslü olarak yorumlanmıştır.
 
Amazonlar, Ege kıyılarından Karadeniz kıyılarına kadar yayılan bir coğrafyada, iki yüzyıllık bir zaman dilimine yayılmış bulgularla karşımıza çıksa da maalesef yalnızca kadınlardan oluşan bu topluluğun sosyolojik yapısına, yaşam idamesine dair pek fazla bilgi mevcut değil. Arkeolojik ve antropolojik çalışmaların yönü değiştiği takdirde, bu savaşçı kadın topluluğuna dair daha çok bilgi edinme fırsatı bulabiliriz.
 
Bonus: Amazon kadınları, erkek tarih yazımında karşımıza çıkan uzun vadeli ve ilk anasoylu kadın topluluk olması itibariyle önemli bir yerde duruyor denebilir. Anlatıların gösterdiği üzere, savaş açtıkları pek çok topluluk onlarla barış ilan edip onlardan çocuk yapıp, Amazonlar gibi savaşçı çocukları olsun istemiş. Amazonlar'ın ise üremeye yaklaşımları basit ve net: savaşta tutsak ettikleri erkeklerle birlikte olup daha sonra onları öldürüyor; ya da komşu ülkelerle bir anlaşma yapıp komşu ülke erkekleri ile özellikle ilkbaharda birlikte oluyorlar ve doğan çocukların kız olanlarını alıp, erkek çocukları onlara veriyorlar.
 
Kaynak: yeryüzükadınları.org