KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

Nadya'nın mücadelesini YŞJ başarılarıyla yükseltiyor

Kadının Kaleminden
Mart 29 / 2016


 

 
Rojbin Ekin
 
Nadya Murat, DAİŞ tarafından kaçırılan 5 bin Êzidî Kürt'ten sadece biri. DAİŞ çetelerinin 3 Ağustos 2014 yılında Êzidî Kürtlerin kutsal mekanı ve yerleşim yeri olan Şengal'i işgal ettikten sonra DAİŞ çetelerinin eline tüm ailesiyle birlikte esir düşmüş ve DAİŞ çetelerinin insanlık dışı muamelelerine maruz kalmış, tecavüz dahil her türlü psikolojik ve fiziki işkenceye uğramıştı. Şengal'in Koço köyünden olan Nadya, kendisiyle birlikte kaçırılan, katliama uğrayan Êzidî Kürtlerin akıbetini soruyor. 
 
Herkes onu 19 Aralık 2015 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi temsilcilerinin karşısına çıkarken tanıdı. Nadya yaşadıklarına rağmen güçlü ve cesur durarak, DAİŞ çetelerinin Êzidî Kürt kadınlarına yaptığı vahşeti anlattı. DAİŞ'in Şengal'de gerçekleştirdiği katliamı hala bir soykırım olarak tanımayan uluslararası tüm güçlere seslenerek, DAİŞ'in kendisine ve kaçırılan diğer tüm Ezidî Kürt kızlarına yaptıklarını anlatırken onların bu katliamlar karşısındaki kayıtsızlıklarına öfkesini dile getirdi. İnsanlığın düşmanı haline gelen DAİŞ çetelerini bitirmelerini istedi, ailesinin, Koço köyünde yaşayan ve tüm Şengal halkının akıbetini sordu. Zaman zaman ağladı, anlattıkları herkesi ağlattı. Ama böyle bir vahşet karşısında göstermiş olduğu cesarete, dik başlılığa da gıpta etti herkes. O onurlu durmayı başarırken, DAİŞ'in Kürt halkına ve tüm insanlığa yaptıklarına karşı sessiz kalanlar başlarını önüne eğdi ve büyük bir utancın içine düştüler. 
 
6 Ocak 2016'da Irak Göç ve Göçmenler Bakanlığı tarafından yazılı bir açıklama yayınlanarak Nadia Murad'ın büyük bir cesaret örneği göstererek, BM Güvenlik Konseyi oturumunda DAİŞ tarafından kaçırılan Êzidî kadınların çığlıklarını dile getirdiği ve DAİŞ'in elindeki 3 bin 400 Ezdi kadının kurtulması için çağrıda bulunduğu belirtilerek, "Bu yüzden biz de Iraklı Nadia'yı Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermekten gurur duyuyoruz" denilmişti. Ancak Nadya Nöbel barış ödülüne aday gösterilmeyi reddederek, Êzidî tek bir Kürt DAİŞ'in elinde kaldığı sürece bu ödülü almayacağını ifade etmişti. O ödülün halkı ve kızkardeşleri DAİŞ çetelerinin elinde esir tutulurken kendisi için hiçbir anlam taşımadığını bağır bağıra söyledi. 
 
Nadya'yı daha sonra katıldığı birkaç televizyon programında izleme olanağı buldum. Şu an Almanya'da yaşayan Nadya, Federal Kürdistan Bölge Hükümeti'ni ve peşmerge güçlerini DAİŞ çetelerinden Şengal'i koruyamadıkları için suçluyor. DAİŞ saldırdığında bölgenin güvenliğini alan peşmerge güçlerinin kendilerini bırakıp kaçtığını ve onları asla affetmeyeceğini, Federal Kürdistan Bölge Hükümeti'nden de bunu yapanların en üstten en alta kadar yargılanmasını talep ediyor. Ve Nadya bunlardan hesap istenmedikçe ülkesine bile dönmeyi reddediyor. Federal Kürdistan Bölge Hükümeti hala bu tarihi büyük ayıbı ve utancını nasıl gizleyeceğinin telaşında.  
 
Nadya'nın mücadelesinin arkasında olan ve DAİŞ çeteleriyle aktif mücadele yürüten Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) var şimdi. Gittikçe büyüyen ve kendi öz savunmasını artık alabilen Êzidî Kürt kadınlarının askeri yapılanması, DAİŞ çetelerine Şengal'de büyük darbeler vuruyor. DAİŞ çetelerinin katlettiği, kaçırıp köle pazarlarında sattığı Êzidî Kürt kadınlarının ve halkının bir intikam hareketi olarak doğduğunu belirten YJŞ ve YBŞ, Şengal'in önemli stratejik yerlerini ellerinde bulunduruyor ve Şengal'i kendileri dışında başka hiçbir gücün savunmayacağını belirtiyorlar. Irak'ta askeri anlamda da meşruluk kazanan Êzidî Kürt halkının meşru savunma gücü YBŞ ve YJŞ, sadece Şengal'i bırakıp kaçan KDP peşmergelerine değil, tüm dünyaya kendi intikamlarını kendilerinin alacağının mesajını veriyorlar. Nadya'nın arkasında kocaman bir ordu var şimdi. Bu gelişmelerden de haberdar olan Nadya, katıldığı televizyon programlarında kendilerini desteklediğine dair mesajlar veriyor. Gelişip büyümelerinden duyduğu sevinci ifade diyor. Nadya'ya da cesaret veren YJŞ oluşumu belki de. YJŞ ve YBŞ Êzidî Kürt halkına verdiği sözü her gün elde etmiş olduğu yeni başarılarla yerine getiriyor. Geçtiğimiz günlerde 2014 yılından bu yana DAİŞ çetelerinin elinde esir bulunan çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 52 Êzidî'nin kurtarılması da bu sözün ve pratiğin bir parçası.  YJŞ şimdi sadece Nadya'nın değil, tüm Êzidî halkının ve kadınlarının umudu haline geldi.
 
(mg)