KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

Zindanda bulunan PAJK özgürlük savaşçılarına

Kadının Kaleminden
Mart 07 / 2016


 

 
Besê Erzincan 
 
Öncelikle insanlığın özgürlük bahçesi ile bizi tanıştıran, hep yeni bir başlangıç ve bahar havası ile yaşama yüklenen özgürlükte esin ve ilham kaynağımız önderimiz Abdullah Öcalan'ı sevgi, saygı, özlem ve hasret ile selamlıyor,  8 Mart kadın bayramını kutluyorum. Tarihsel olarak önderliğimiz kapitalist modernitenin en komplocu, çirkin, vahşi acımasız erkek yüzü ile karşı karşıya kalmasına rağmen duruşu hep direniş, özgürlük, eşitlik, adalet temelinde olmuştur. Kürdistan da kadın özgürlüğü, kadın devrimi tanımlamaları ve pratikleri Başkan Apo ile birlikte yaratılmış ve gelişim göstermiştir. Başkan Apo Kürdistan'daki kadın devriminin öncüsü ve yılmaz savaşçısıdır. Önderliğimizin özgürlüğü kadınların da özgürlüğüdür.
 
Değerli arkadaşlar;
 
Özgürleşmek isteyen kadınlar yürürlükte ki ahlaksal, hukuksal normları asla kabul edemezler. Mevcut erkek egemen sistemin yaşam kurallarının içine kendilerini asla yerleştiremezler. Böyle kadınlar için yaşam; hep var olanı yıkmak daha güzel, iyi ve doğrunun peşine düşmek anlamına gelir. Özgürlük bir yaratım olayıdır. Kişilerin arayışları ve yaşam deneyimleri ile ulaştıkları sonuçlar özgürlük düşünceleri ile yorumlandığında oluşturucudur. Özgürlük mücadelesi içinde yer almak kadının kendini yaratmasında önemli bir adımdır. Ancak kendini yaratma süreklidir. Sadece belli bir zaman dilimine sıkıştırılamaz. Özgürlük bir zaman dilimine takılı kalamaz. Özgürlük geçmişte, gelecekte değil her andadır. Bu anlam da düşünce de, tutkularda, duygularda sürekli molekülsel bir hareketlilik, canlılık, dirilikle sağlanabilir. Özgürlük ruhunun zaman ve mekân ile ilintili yanları olsa da, esas yan kişinin kendi özünde, yaşam felsefesine, anlayışında saklıdır. Kimi zaman en özgür mekânlarda yaşayan insanlar derin bir kölelik ruhuna sahip olabilirler. Kimi zaman da en ağır tutsaklık koşullarında en özgür düşünce, kişilik ortaya çıkar. Belirleyici olan kişinin özü, yaşam felsefesi ve mücadeleye bakışı, zamanı ve mekânı ele alış tarzıdır.
 
Kadının kendini oluşturabilmesi, özgürlük mücadelesi ise sanıldığından çok daha fazla zorludur. Beş bin yıllık erkek egemen geleneği en son kapitalist modernitenin kadın politikaları ile bu belirlenen zamanı çoktan aşan bir durumu ortaya çıkardı. Zaman kavramı son derece göreceleşti ve hızlandı. Şimdiler de zamana ve mekâna aşırı sıkıştırılmış ve yoğunlaştırılmış kadın sömürüsü derinliğine sürdürülmektedir.  Bu anlam da Kadınlar Yaşamın ayrıntılarında pusu da bekleyen köleliklere karşı anlık iradi duruşunda çok ötesinde bir sanatsal yaratıcılıkla yol alabilirler. Sadece var olana karşı koymak değil yaşamın her alanında çözüm geliştirebilecek bir özgürlük momenti olabilmekle başarı kazanabilirler. Kadının sezgi yüklü zekâsı özgürlük düşünceleri ile birleşen tutkuları, çekici özgürlük momenti, gücü olarak çevreyi kuşatır, etkiler, yönlendirir.  Yaşamı yeniden yaratır. Kadın yaşamın yapıcı gücüdür. Yaşamın özü kadın etrafında şekillenir.
 
Tarihsel düzlem içerisinde kadınlar yaşamsal, sanatsal, düşünsel tutkularının, potansiyellerinin bastırılması, ket vurulması ile sürekli yüz yüze kaldılar. Her kadın kendisi farkında olsun ya da olmasın günlük yaşamın anlarında milyonlarca kez egemen sistemin duvarlarına çarpmaktadır. Kimi kader diye bu duvarları beller, kabullenir kimi de karşı koyar çıkış yapmak ister… Egemen erkek kadının yaratıcılığına, yeteneklerine, farklı oluşuna, çekiciliğine karşı sürekli öfke duyarak ve bunun tedbirlerini yapı sallaştırarak gelişim gösterdi. En iyi niyetli erkek bile binlerce yıllık tahakküm kodları ile kadının köleleşmesi için gerekli refleksleri göstermeyi bir yaşam kuralı olarak bellediğinden acımasızca uygular. Baba, kardeş, koca, sevgili, komşu, akrabalar bu demirden kuralların yaşama geçirilmesinde birbiri ile yarışırlar. Yaşam, sıkı statik kurallar içinde; kadının gasp edilmesi, sömürülmesi erkeğe ait bir metaya dönüştürülmesi denklemleri içinde gider, gelir. Kadın ve toplumun erkek egemen sistemin yarattığı demirden kafes içinde hayatın tümünün zindan haline getirilmesi ile sürüp gider. Sonrasında erkek kendi oluşturduğu kafesin içinde kendisi de girer. Kapıyı sımsıkı kapatır. Anahtarı da ulaşılmayacak bir yere atar.
 
Demirden kafes düzeneğini, her gün yaşam diye insanlığın tümüne yutturulmasının tarihi uzundur. Çok acılı ve trajiktir. İnsanlık, kadınlar bu demirden kafes düzeneğini, yaşamını asla kabul etmediler. Hep direndiler, direniyorlar. Bugün nefes alabilecek bir konumda isek bu direnişler sayesindedir. Özgürlük savaşçıları,  direnişleri ile hem kendilerini hem toplumu sürekli çevresini aydınlatan bir yıldız olarak parıldamaktadırlar. Kürt kadınları özgürlük duruşları ve direnişleri ile insanlığın yıldızı olmayı başardılar. En son Kürdistan da Rojava, Kobanê, Şengal direnişlerinin devamı olan Cizre, Silopi, Sur özyönetim direnişlerinde şehit düşen Sêvê, Pakize, Fatma arkadaş ve tüm anaların, kadınların şahsında özgürlük tutkusu bir kez daha alev aldı.  Saraların, Sema Yücelerin, Zilanların, Beritanların izinden gidiş görkemli oldu. 
 
Zindanlarda direniş ve özgürlük mücadelesi için de olan siz kadın yoldaşlar da geceyi aydınlatan yıldızlar rolünü oynamaktasınız. Önder Apo her bir kadının toplumu aydınlatan, yön veren, yol gösteren bir yıldız olmasını istiyor ve öngörüyor. Bu anlam da 8 Mart 2016 yılını özgürlük paradigmamız temelinde demokratik ulusun yaratılmasında, inşasında öncü düzeyde rol oynayarak önderliğimizin, haklarımızın, kadınların beklentilerine güçlü bir karşılık verelim. Kadının özgürleşmiş kolektif akıl ve yaşam gücü birbiri ile birleştiğinde, buluştuğunda bu öncülük rolünü mutlaka etkili oynayacak olağan üstü başarılara imzasını atarak insanlığı da özgürlüğe çekecektir.
 
Bu temel de zindan da bulunan tüm kadın yoldaşların 8 Martını kutluyorum. Başkan Apo ile birlikte özgür dağlarımızda, özgür Kürdistan ve Türkiye de buluşma arzumuzun çok güçlü olduğunu belirtmek istiyorum. Biz kadınlar için özgürlük mücadelesini güçlü sürdürme; her mekân ve her zaman diliminde, özgürlük düşüncelerinde derinleşme bu temel de anlam gücümüzü zenginleştirerek kendimizi yeniden yaratma ve öncü rolümüzü güçlü oynama temelinde olacaktır. Dolayısı ile 8 Mart 2016 yılı ve sonrası bizim için önderliğimizin, kadınların, Kürt halkının ve tüm ezilenlerin özgürleşmesinin amansız zaman dilimi olacaktır. Anın kadın devrimcisi ve kadın militanı olma ile bu başarılacaktır. Bu temel de 8 Mart dünya kadınlar günü zindanda direnen tüm arkadaşlara ve tüm ilerici insanlığa kutlu olsun.