KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

Hediye değil yaşam hakkı

Kadının Kaleminden
Şubat 12 / 2016



Ebru Yiğit
 
Aşkın ve sevginin rengi olan kırmızı, kadınların kanına dönüşmüşken, kadınlar hediye değil yaşam hakkı istiyor. Erkek egemenliğinin zihinlere yerleştirmek istediği ölümüne sevgi, zorla güzellik algısına inat özgür, paylaşıma dayalı ve kadınların benliğine saygılı sevgi ve aşk istiyor.
 
Kırmızı güller, kalpler, oyuncak ayılar, tek taşlar ve sevgiyi sembolize etmek için kullanılan daha nice nesneler. 14 Şubat deyince aklımıza gelen ilk çağrışımlar bunlar. Kapitalizm aşkı ve sevgiyi metalaştırdığından beri ikiyüzlü sevgi anlayışını da yerleştirdi duygulara. Sevginin ölçüsü, paylaşmak ve özgürlük olmaktan çıktıkça kaç kratlık pırlanta, ne kadar kırmızı gül ve sahte kalpler oldu sevginin büyüklüğü. Sahte ilişki uzmanları su taşırken bu çarka, ilişkilerin ayakta kalma süresi 14 Şubat’ta yapılan sürprizlere endekslendi. ‘Kadınlar ne ister?’ sorusu, kadınlara bir kez bile sormaya tenezzül edilmeden cevaplandı: yüzük, çiçek, romantizm…
 
Bin yıllardır kadını sömüren erkek aklı can havli sarıldı bu ikiyüzlü yalana ve geçmiş günahlarını yılın bir günü sahte çiçeklerle affettirmeye çalıştı. Kıskanmanın aşk, mum ışıklı romantizmin sevgi sayıldığı bu duygu sömürüsünün kölesi ise yine kadınlar oldu. Kıskanıldığı, aşkına karşılık vermediği, çok sevildiği ya da ayrılmak istediği için katledilen kadınların haberi açıklı aşk hikayesi olarak verildi üçüncü sayfa haberlerinde.
 
Kadınlar artık 14 Şubat’ta sahte sevgi gösterisi ve hediye değil kadına yönelik şiddetin son bulmasını istiyor. Çok sevildiği için katledilmek, erkek gece sokakta dolaştığı için tecavüze uğramak istemiyor. Kısaca kadınlar, artık erkeklerin öldüren sevgisini istemiyor. Çünkü kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından katlediliyor, tacize ve tecavüze uğruyor. Aile içi şiddet, ensest ve aile içi tecavüz bu kadar yaygınlaşırken, Diyanet başta olmak üzere devlet kurumlarınca meşrulaştırılıyor. Geçen yıl 14 Şubat’ta medya sevgilisine hediye almak isteyenler için mağaza araştırmakla meşgul olurken Diyarbakır’da eşi İbrahim Yılmaz tarafından katledilen Meryem’i görmedi. Görenler ise ‘Sevgililer Günü’nde cinayet’ haberi ile Meryem’in katledilmesinden ziyade katledildiği gün ile ilgilendi.
 
Aşkın ve sevginin rengi olan kırmızı, kadınların kanına dönüşmüşken, kadınlar hediye değil yaşam hakkı istiyor. Erkek egemenliğinin zihinlere yerleştirmek istediği ölümüne sevgi, zorla güzellik algısına inat özgür, paylaşıma dayalı ve kadınların benliğine saygılı sevgi ve aşk istiyor. Yılın bir günü kutsanan ve abartılı hediyelerle poh pohlanmış ilişkiler değil, yaşamın içinde 'ayrılma hakkının saklı olduğu' ilişkiler istiyor.
 
Son söz niyetine yazımızı erkeklere birkaç tavsiye ile bitirmek gerekirse; 14 Şubatlar başta olmak üzere sevgilinize hangi hediyeyi alacağınıza ya da kadınları zor bilmeceymiş gibi algılayıp çözmeye çalıştığınız sözde çabalarınızı bir kenara bırakıp, kadınların taleplerine kulak verin. ‘Hayır demek hayırdır’ diyen, gece saat kaç olursa olsun sokakta dolaşırken kadına tecavüz etme hakkı diye hak olmadığını ve ölümüne sevginizin kadınları katlettiğini sorgulamaya ve anlamaya çalışın. Yılın her günü yok sayılan, katledilen ve şiddete uğrayan kadınların ‘ Eşitlik, özgürlük ve adalet’ talebini görmezden gelip, yılın bir günü kadınlar ne ister diye sormanın kadınların nazarında bir kıymeti olmadığını görün artık.
 
Çünkü kadın ve erkeğin eşit olmadığı, ilişkilerin karşılıklı rıza ile yaşanmadığı her durumda aşkı ve sevgiyi özgürce yaşayamayacağız.
 
etha.com.tr'den alınmıştır