Sana Söz Sêvê; Umudunu yükselteceğiz direnişini başarıya ulaştıracağız
Kadının Kaleminden
Mekiye Görenç
Demokratik Halk Partisi (DEHAP)'nin kadın çalışması için 2004 yılında Eğe Bölgesi'ne gönderilmiştim. Yola çıkarken hem heyecanlı hem de tedirgindim. İlk kez batıya yolculuk yapıyordum. Kimlerle tanışacağım nelerle karşılaşacağımı bilmiyordum. O dönemler hep otobüslerle yolculuk yapardık. Diyarbakır'dan çıkmıştım yola Urfa'yı geçtikten sonra Kürdistan ile batı illeri arasındaki farkı hissettim. Bir yalnızlık hissi doğdu içime… Geri dönmek istedim ama dönemezdim çünkü batı illerinde yaşayan binlerce göçertilmiş Kürt vardı, kadınlar vardı. İzmir'e vardığımda çalışma yerimin Manisa olduğu söylendi. Birkaç gün kaldıktan sonra Manisa'ya doğru yola çıktım. Giderek Kürdistan'dan uzaklaşmanın verdiği bir acıyı en derinden hissettim. Etrafa bakıyor, sürekli insanları inceliyordum. Herkes mutlu ama bende derin bir yalnızlık… Uzaklaştıkça bu yalnızlık daha da derinleşiyordu. Her yer yeşil ama ben griydim. Ülkemden uzaklaşmanın griliği. Ama gitmem gerekiyordu; gidiyordum.
Başarının inanmaktan geldiğine inanıyordu
Sırtımda çantam Manisa'ya vardım ve DEHAP İl Örgütü'ne gittim. Orada üç kadın vardı. Bunlardan biri Sêvê Demir'di. Kıvır kıvır saçları ile bana bakıp gülümsüyordu. Gülümsemesi bendeki yalnızlığı biran olsun gidermişti. Sêvê DEHAP Manisa İl Örgütü'nün kadın kolu başkanıydı ama kadın yapısı yoktu, sadece Sêvê vardı, tek başına direniyordu. Ben kendi içimde 'nasıl olacak tek bir kişi ile bu kentte ne yapacağız' diye düşünüp duruyordum. Ama Sêvê umutluydu 'başaracağız' diyordu tıpkı katledilmeden önce "Umudumuz yüksek bu direniş başarıya ulaşacak' demesi gibiydi. Manisa, Serhat Bölgesi'nden yoğun göç almış bir kent. Savaş politikalarından dolayı bölgede yaşanan işsizlik nedeniyle birçok Kürt Manisa'ya yıllar önce göç etmiş. Kadınlar tarla ve ev arasında sürekli mekik dokuyor. Erkek egemen zihniyetin hakim olduğu bir kent. Kadınların hiçbir şekilde toplumsal yaşama katılmasını istemeyen bir kent. Sêvê ile bu anlamıyla çok zorlandık. Ev ev geziyorduk kadınlara erkek egemen zihniyeti ve kadına biçtiği rolü anlatıyorduk. Kadınların da tıpkı erkekler gibi yaşamın her alanında olması gerektiğini anlatıyorduk.
Tek başına direniyor asla pes etmiyordu
Ben zaman zaman daralsam da Sêvê pes etmiyordu. Gittiğimiz evlerde bazen istenmiyorduk ikimizde bir birimize o anlarda sadece bakıyorduk. Sêvê yine bakışlarıyla 'başaracağız' diyordu. Ben yine o bakışlardan güç alıp kendime geliyordum. Sêvê 'Buraya göç eden kadınlar yıllar önce nasıl gelmişlerse öyle kalmışlar kimse ilgilenmemiş bizim ilgilenmemiz gerekiyor kadınları evlerinden çıkarmamız gerekiyor' diyordu. Sadece Manisa merkezde değil tüm ilçelere ve beldelere gidiyorduk. Gördüğümüz her kadınla iletişime geçiyorduk. Sêvê hep Kürtçe konuşurdu gördüğü her Kürde diline sahip çıkması gerektiğini anlatıyordu. O nereye gitse peşine takılıyordum çünkü ondaki direniş bana güç veriyordu. Manisa'nın Salihli, Gölmarmara, Turgutlu ve diğer ilçelerine giderdik. İlçelerde kadınlar toplumsal yaşamda daha yoğunluktaydı. Manisa merkezden çıktığımızda bu ilçelerde biraz daha nefes alabiliyorduk kadınları gördükçe daha mutlu oluyorduk. Sonra yine merkeze dönüyorduk. Her merkeze döndüğümüzde ikimizdi de bir hüzün kaplıyordu. Ama 'başaracağız' diyordu.
Mutluluğumuzu Spil Dağı'nda kutladık
Her akşam 'nerede kalacağız' hesabı yapıyorduk ama pes etmiyorduk. Biz kadınlara ulaştıkça, anlattıkça bir hareketlilik oluşmaya başladı. Genç kadınlar gelmeye başladı bizim mutluluğumuz dünyalara bedeldi. Bu mutluluğu Manisa'nın Spil Dağı'nda kutladık. Spil'e çıktığımızda bütün Manisa ayaklarımızın altındaydı. Manisa ilk defa bu kadar güzel görünmüştü bana, bize. Sêvê'nin o günkü mutluluğunu hiç unutmuyorum çünkü inanıyordu ve başarmıştı. Bu onun başarısıydı. Spil'de fotoğraflar çektik, durup uzun uzun Manisa'yı izledik. Sêvê'nin gözlerinde başarının mutluluğu vardı, yemyeşil gözleri ışıl ışıl parlıyordu. 'Heval Mekiye insan inanırsa başarır' diyordu bana. Sêvê başarının inançtan geldiğini çok iyi biliyordu. Manisa'da üç ayı birlikte geçirdik. Çok zor günler geçirdik ama yılmadık, başardık.
Sana söz Sêvê; direniş başarıya ulaşacak
Manisa çok zor bir kentti ben oradan ayrılmak istedim ama Sêvê kalmayı tercih etti. Benden sonra gidenlerde dayanamamış farklı kentlerde çalışmak istemişti. Sêvê inandı ve kaldı. Aradan yıllar geçtikten sonra Sêvê Manisa'dan çıkmış farklı kentlerde çalışmaya başlamıştı. Manisa'da çıktığı yolculuğuna farklı kentlerde devam ettirdi. Onu en son cezaevinden çıktıktan sonra gördüm hiç değişmemişti aynı Sêvê'ydi. Kapıyı açtığımda sıcak gülümsemesi ile karşılaştım tıpkı Manisa'ya ilk gittiğim günkü gülümsemeydi. Haberlerden hep görüyordum onu kadınlarla bir araya geliyor toplantılar yapıyordu. Sêvê'nin ilk vurulduğu haberini aldığımda inanmadım, yanlış bilgidir dedim. Ve daldım hayallere Manisa'da Sêvê'yi ilk gördüğüm ana, gülüşüne daldım… Karanlık basınca bir bir geldi ölüm haberleri. Sêvê Kürdistan'a olan özlemini Botan direnişiyle ölümsüzleştirmişti. Tanklara kahkasıyla meydan okumuştu. Sêvê belki fiziksel olarak aramızda olmayacak artık ama bizlere direnişini bıraktı ve hiç gözlerimizin önünden gitmeyecek gülümseyişini. Sana Söz Sêvê; Umudunu yükselteceğiz direnişini başarıya ulaştıracağız.