KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

Athena’nın Zeytin Dalı Beyaz Tülbent oldu

Kadının Kaleminden
Eylül 19 / 2015


 
Duygu Erol
 
Dünya tarihinde ölümlerle, tecavüzlerle, acılarla barış diyen kadınların mücadelesini bugün Kürt Kadınları yürütüyor. Geçmişten günümüze egemenlere karşı barışı, eşitliği, özgürlüğü ve umudu her zaman kadınlar haykırdı. Elinde barış için 'Zeytin dalı' tutan Athena'dan, çocukları için “ Em şer naxazın aşitiye duxazın” diyen Barış Annelerine kadar kadınlar her zaman barış mücadelesinin öncüsü oldu.  Dün cadı, günahkâr söylemleriyle katledilen kadınlar bugün şiddete, tacize, tecavüze uğruyor, barış, özgürlük mücadeleleri için katlediliyor. Barış için ve kadın mücadeleleri için ısrar eden kadınlar her türlü yok edilmek istensede türlü şiddete ve baskıya uğrasa da tarihe not düşmeye devam ediyor...
 
 
‘Barışın simgesi Zeytin Dalı’
 
Athena'nın hikayesi ise Atina şehrinin alınması hikayesiyle başlıyor. Şehir insanlığa en büyük armağanı veren tanrı veya tanrıçaya verilecektir. Böylelikle deniz tanrısı Poseiodan ile bilgelik tanrıçası Athena mücadele eder. Poseidon ortaya çıkar ve mızrağıyla Akropolis’in kayalıklarına vurmasıyla kayalıklardan tuzlu su fışkırmaya başlar. Bunun üzerine Athena gelir, o da kayalıklara vurur ve bir zeytin ağacı büyür kayalıkların arasında belirir bunun üzerine halk zeytin ağacını daha faydalı bulur ve şehir Athena’ya verilir. Barış tanrıçası Athena’nın yarattığına inanılan ve Athena’yla bütünleşen Zeytin Ağacı bugün barışın simgesi haline geldi.
 
‘Barış ezilerek katledildi’
 
Okuduğu yıllarda Olympialılar için Barış ve Dayanışma Örgütü’nde barış aktiviteleri düzenleyerek kendini barışa adayan Rachel Corrie daha sonra Şeria ve Gazze’de İsrail ordusunun savaş politikalarına karşı şiddet dışı eylemlerle karşı koymaya çalışan Uluslararası Dayanışma Örgütü’nde yer alarak Kardeş şehir projesi kapsamında Refah’a gitti. Rachel Mısır- Refah sınırına giderek İsrail Savunma Kuvvetlerince gerçekleştirilen ev yıkımlarını önlemek için canlı kalkan eylemi başlatan 9 kişiden biri oldu. Rachel sabah saatlerinde yıkımı durdurmak için durduğu İsrail buldozeri tarafından ezilerek katledildi.  
 
‘Barış hapse mahkûm edildi’
 
1950’de Demokrat Parti hükümetinin Birleşmiş Milletler güçleriyle birlikte savaşmak üzere Kore’ye savaş gönderme kararına Behice Boran’ın kurucusu ve yöneticisi olduğu Barışseverler Cemiyeti tarafından TBMM’ye dilekçe gönderilerek Adnan Menderes hükümetinin Kore'ye 4 bin 500 asker göndermesinin yasa dışı olduğu belirtildi. Daha sonra Türkiye İşçi Partisi başkanlığında bir araya gelen Behice ve arkadaşları İstanbul’da bildiriler dağıtarak “ dünya barışının korunmasına tamamen aykırı olan bu kararı protesto ederiz” dedi. Barışçıl mücadelesi karşısında Behice ve arkadaşları gözaltına alınıp yargılanarak 15 yıl hapse mahkûm edildi.
 
‘Barışa tecavüz edildi’
 
Pippa Bacca sanatçı arkadaşı Silvia Moro ile 8 Mart 2008’de “ Barış Gelini” adıyla “ Dünya Barışı” için Milano’da başlattıkları yürüyüşü Tel-Aviv’de bitirecekken; Pappa ve Silvia’nın yolları Beyrut’ta bir araya gelmek üzere İstanbul’da ayrıldı. Pippa dünyaya barışı haykırmak için başlattığı yürüyüşüne İstanbul’dan tek başına devam  etti. Pippa Kocaeli’nin Gebze ilçesinde Tavşanlı Köyü yakınlarında bindiği kamyonun şoförü tarafından tecavüz edilerek, boğulup öldürüldü. Pippa ve Silvia barış yürüyüşlerine başlarken “ Beraberimizde yolculuk boyunca üzerinde birikecek tüm kirlilerle birlikte götüreceğimiz tek elbise beyaz gelinlik olacak” demişlerdi.
 
‘Barış beyaz tülbentlerde’
 
Bugün Kürt kadınları da başlarındaki beyaz tülbentlerini kavganın, anlaşmazlığın olduğu yerde ortaya atarak kavgaya son verir. Bugün meclise yürüyen Barış Anneleri tülbentlerini bırakarak çocuklarının canını alan bu savaşın son bulması ve barışın gelmesi için mücadele veriyor. Yaşanan onca saldırıya, tecavüze, ölüme rağmen kadınlar barış mücadelesinden vazgeçmedi. Bugün kadınların barış mücadelesini Kürt kadınları teslim alarak mücadeleye kaldıkları yerden devam ediyorlar. Savaşın kendilerine, çocuklarına ve sevdiklerine ölüm, acı getirdiğini yaşadıklarıyla gören Kürt kadınları Athena’nın diktiği barışın simgesi haline gelmiş zeytin dalını beyaz tülbentlerine dönüştürerek mücadeleye devam ediyor. Çocuklarının faillerini arayan Cumartesi Anneleri, “Em şer naxazın aşitiye duxazın” diye haykıran Barış Annelerine kadar bütün Kürt Kadınları aktif barış mücadelesinin içerisinde yer alıyor.