KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

AKP Derhal Silahla Arasına Mesafe Koymalıdır!

Kadının Kaleminden
Temmuz 29 / 2015


 
Ayşe Batumlu
 
 
“Kürt Açılımı” dedi
 
Önceki iktidarlar Kürt adını anmazken, O’nun Kürdün adıyla açılım yapması, hele de imanının kuvveti, mümin Kürtlerin ona gönüllerini  de  siyasi ikbalinin önünü de açmasını sağladı! Eh o da ceberrut devletten çok çekmişti ne de olsa. Bir nevi onlardan sayılırdı.
 
Önüne önemli fırsatlar açıldı. 
 
Habur süreci, tarihi bir fırsattı. Kürt sorununun çözümsüzlüğüne son noktayı koyabilir,  tarihe başka türlü yazılabilir, bu gün düştüğü beter duruma düşmeyebilirdi!
 
O çağırdı diye değil, aslında barışa hizmet etmek için gerekirse her türlü bedeli ödemek üzere gelenleri, adeta Kürt halkı için inşa ettirilen cevaevlerine soktu.
 
Olsun, barışın en önemli  aşaması hala sürüyor, taraflardan biri ille de barış diyordu! Bedel ödeme konusunda idmanlı Kürtler, “üçün beşin” peşini aramadılar artık. Adı  kardeşlik sürecine dönüşen şeyin sürmesi için ne gerekiyorsa yapmaya koyuldular.
 
Derken,  devlet--Öcalan görüşmelerinin yürütüldüğü Oslo süreci yaşandı. Tabii  biz bunu, Erdoğan tarafından masa devrilip, kürsüden  verdiği talimatla Öcalan’ın avukatlarına yapılan operasyonlar başlayınca  öğrenecektik. O tarihlere denk düşer Sayın Öcalan’ın avukat görüşüne konulan ve 5. Yılına giren yasak. Ki aynı zamanda tüm temas da kesilmişti İmralı’yla.
 
Hazıra dağ dayanmaz. Devletin tıkacı, büyük cezaevi direnişi ile tükenip de görüşmeler tekrar başladı.
 
Öcalan’ın tarihi Newroz çağrısı ile, AKP’nin eline fırsatların fırsatı geçti!  O fırsatı çöpe atmasa, tarihe Türkiye ve Ortadoğu’da barışın mimarlarından olarak geçerdi. Çöpe atmayı seçti. 
 
Yine de, hala sürüyordu, tek taraflı, tarih, ateşkes…
 
Ki tam 3,5 yıl, o kıymetli gerçekle, tek taraflı da olsa ateşin durmasını sağlayan ateşkesle yaşadık!
 
Fırat’ın batısı ateşkesin konforunu dibine kadar yaşıyor, şehit cenazesi kavramını hatırlamayacak hale geliyorken, Kürdistan için aynı şey geçerli olamıyordu.
 
Güvenlik güçlerinin saldırıları ve AKP tarafından desteklendiği açıkça görülecek olan IŞİD’le yürütülen savaş sonucu onlarca Kürt  genci toprağa düşüyor,  Kürdistanlı annelerin gözyaşıysa dinmiyordu!
 
 Oysa analar ağlamasın diye çıkmıştı yola!
 
Yine de bu süreci barış sözleşmesine çevirebilmek, kelimenin tam anlamıyla  hayati önemdeydi. 
 
HDP heyeti ile İmralı görüşmeleri başladı!
 
“Meğer her şey  bir rüyaymış” diye uyanmak istemiyorduk. Ve  bu rüyanın gerçeğe dönüşmesi için çok az zamanımız vardı.
 
IŞİD’in Kürt halkına yönelik katliamları, Türkiye’nin, ülkesini savunan PYD ve YPG’ye destek kuvvetlerinin geçişine izin vermeyişi, yüzlerce sivilin katledilmesine seyirci kalışı, sabırları taşırdı.
 
Kobaniye yönelik katliam nedeniyle halk sokağa döküldü. Onlarca hayat söndü. Binlercesi kurtuldu.
 
O, her konuda olduğu gibi kendi kabahatini muhalifine yıkma,hedef gösterme siyasetine devam etti.
 
Tek taraflı tarihi  Ateşkes hala sürüyordu…
 
Derken, Dolmabahçe prtokolü  hükümet ve HDP heyetiyle beraber kamuoyuyla paylaşıldı!
 
Ama HDP’nin aldığı olumlu tepkiler, hırsların efendisini kızdırdı!
 
Dolmabahçe protokolü de neydi? Protokolü de bizden öğrenecek değildi.
 
Hasta tutsaklar için düzenleme olmadı.
 
Kürt halk önderine tecrit sürüyordu. Seçim yasası değişmedi, baraj kaldırılmadı. Hatta bir ara hızını alamayıp, Kürt sorunu yoktur da dedi!
 
Tek taraflı tarihi  Ateşkes hala sürüyordu…
 
Seçimlerde, HDP ve demokrasi güçleri barajı yıktı!
 
80 vekil ve 6 milyon irade yok sayılmaya devam edildi.
 
Özgürlüğü, halkların eşitliği ve özgürlüğüne vesile olacak, Sayın Öcalan’a yönelik tecridin dozu arttı. Görüşmelere gerekçesiz kesildi. Savaş tamtamları çalıyor, saldırgan beyanatlar sürüyordu.
 
Ama tek taraflı tarihi  Ateşkes  de hala sürüyordu…       
 
Devlet istemese burnu bile kanamayacak olan 31 canımızı IŞİD katletti! Polis mağdurlara saldırdı. Yasımıza bile saldırıldı. Sabır taşı çatladı.
 
O ise iktidarı bırakırsa açığa çıkacak kiri, iflas eden Ortadoğu politikasını gizlemek için,  IŞİD avına diye çıkıp, PKK’yi ve devrimcileri vurma harekatı başlattı. Yetmedi, HDP’yi hedef aldı. Analar ağlamasın diyordu, tüm anaları ağlatmaya soyundu.
 
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun, ateşkesi kim bitirdi?
 
Derhal silahla arasına mesafe koyması gereken  AKP’den başkası değildir!
 
 
Kaynak: Özgür Gündem