KADININ KALEMİNDEN Yazdır Kaydet

Vicdan ve akıl pusulası şaşınca...

Kadının Kaleminden
Eylül 17 / 2016



 
REYHAN YALÇINDAĞ
 
Birileriniz “darbe” mi demiştiniz beyler? Milli irade, halkın egemenliğinden mi bahsetmiştiniz? Halkın seçilmişlerinin sadece seçimle gideceğinden; dahası darbeye kalkışanların halka karşı her daim hesap vereceğinden mi dem vurmuştunuz? Sahi siz ne kadar yalancı, ne kadar iki yüzlü, ne kadar çıkarcı, ne kadar demokrasi düşmanısınız böyle? Türklerin iradesine sıra gelince onlara karşı her türlü yönelim “darbe” oluyor da, Kürtlerin muazzam bir fedakarlık, emek ve bedelle, dişiyle tırnağıyla bugünlere getirdikleri demokratik değerlere saldırdığınızda bunun adı nasıl da “halk iradesinin tecellisi” oluyor? Sahi siz aklınızı mı yitirdiniz? 
 
Vicdanınızın pusulasının nasıl da şaştığını 8 Haziran sabahından beri biliyorduk da, aklınız da mı şaştı? Sizde hiç utanmak, ar duygusu kalmadı mı? Size oy verenlerin hakkını savunmak, aylarca sokaklarda “demokrasi nöbetlerine” yatmak demokratik hakkınız oluyor da, Kürt halkının temsilcilerini seçerek onlara sahip çıkması, neden o halkın iradesi sayılmıyor? Bir de, yüzünüz dahi kızarmadan Demokratik Bölgeler Partisinin 24 belediyesine (bu arada çeşit olsun diye araya 1 CHP’li, FETÖ’cü 3 AKP’li belediyeyi “çeşit” olarak koymayı ihmal etmemişsiniz) atadığınız kayyum için “belediyeyi halkın iradesine teslim ettik” diyorsunuz! SIFIR OY ALMIŞ BİR KAYYUM HANGİ HALK İRADESİNİ TEMSİL EDİYOR ACABA?
 
Dünya döneli beri bir halka karşı böylesi bir vahşete, aymazlığa, utanmazlığa tanıklık etmedi... Bir yandan halkın iradesine el koy, düşman kalesini fetheder gibi her bir penceresine bir bayrak as; atadığın valilerinle kaymakamlarınla ancak askerler eşliğince belediye binasını işgal et; Kürt temsilcilerini yaka paça dışarı at; sonra da “halkın iradesinden” bahset! Sahi o askerler 15 Temmuz gecesi korkunç bir kalkışmayla Meclisi bombalamadı mı, sivilleri taramadı mı; aynı askerlere karşı Saray’ın, AKP’li belediyelerin, binalarınızın önüne dahi hendekler kazmadınız mı? Belediyelerinizin kepçeleri asker panzerleri giremesin diye her devlet binasının önünü kaza kaza labirente çevirmedi mi? Onlar darbeciydi de, Kürdistan’daki belediye binalarını tarumar edenler ne yapmış oluyor? Damadı FETÖ’den tutuklanan, Reza Zarrab gibilerin, oğullarına Bank Asya aracılığıyla milyon dolarlar yolladığı AKP’li büyükşehir belediyelerine ne yapmayı düşüyorsunuz? O Bank Asya ki yoksul bir memur sırf evinin fatura ödemelerini o banka aracılığıyla yaptı diye açığa alınan bir banka; bankanın açılışındaki fotolardan hiç bahsetmiyorum bile! Şimdiki Cumhurbaşkanının, o zamanki Başbakan T.Çillerle, ismi şimdi FETÖ olan Gülen’le tekmili bir elden kahkahalarla açılışlarını yaptıkları Bank Asya! “Beni kandırdılar; Allahım da halkım da beni affetsin” diyen Cumhurbaşkanı, bu devranın hep böyle devam edeceğini sanıyorsa fena halde aldanıyor demektir! Çünkü Kürt temsilcileri, 15 senedir bu ülkedeki her türlü fitne fesadı, kötülüğü, yargının felç edilmesini, vb devletin FETÖ ile birlikte yaptığını zaten söylüyordu! 
 
Eğer bir kez olsun dinleseydiniz bu ülkede 15 Temmuz asla yaşanmayacaktı! Eğer bu kadar aymazlığı, akıl tutulmasını, çıldırma halini “hiçbir şeyi sorgulamayan Türk halkı” gerçekliğine bağlıyorsanız, daha 2 gün önce Sinop’ta olduğu gibi yükselen faşizme-ırkçılığa bel bağlıyorsunuz demektir! Ama unutmayın ki GERÇEKLERİN ER GEÇ ORTAYA ÇIKMASI gibi kötü bir huyu vardır!
 
Gelelim bayramın arife günü görevden aldığınız eğitim emekçilerine! Buradan sorarım size; açığa aldığınız öğretmenlerin kaçı Eğitim-Sen’li, kaçı Aktif Sen’li? Bir yandan Aktif Sen’in FETÖ’ye ait olduğunu söyleyeceksiniz; öte yandan da açığa alınan öğretmenlerin yüzde 90’ı barış, kardeşlik, adaletten yana olan HDP seçmeni öğretmenler olacak? Sahi siz bu halkı ne sanıyorsunuz? 100 yıldır korkunç bir bedel ve muazzam bir emek sahibi olan bir halktır Kürt halkı. Uzattığı “birlikte yaşama-kardeşlik-adil çözüm” elini ne kadar havada bırakacaksınız? Bırakacaksınız da onlarda yarattığınız bunca kırılma, “kandırılmışlık duygusu”, aldatılma hissini neyle onaracaksınız?
 
Korkarım böyle giderse artık Kürtlerin uzatmak istediği bir el de kalmayacak... Bu kadar zulme, pervasızlığa; evlatlarını bodrumlarda yakan, AKIL ve VİCDAN PUSULASI ÇOKTAN YOLUNU ŞAŞIRMIŞ bir devlete karşı neler hissetsin bu halk? Siz olsanız ne yapardınız? Sahi sizce Kürtler ne yapsın?....
 
Özgür Politika'dan alınmıştır