Toplumsal cinsiyet fotoğraflarla sorgulanacak
09:05
Nalin Öztekin/JINHA
İSTANBUL- Fotoğraf sanatçısı Şehlem Kaçar Sebik ile 18 Ekim'de Galata Fotoğrafhanesi'nde gerçekleşecek olan 'Toplumsal Cinsiyet ve Fotoğraf Atölyesi'ni konuştuk. Atölyenin erkeklere de açık olacağı bilgisini veren Şehlem, "Atölyenin amacı bilinç yükseltmek yani farkındalık oluşturmak. Bu atölyeler bir sağaltma aracının başlangıcı" dedi.
Galata Fotoğrafhanesi'nde 18 Ekim'de başlayacak olan 'Toplumsal Cinsiyet ve Fotoğraf Atölyesi' toplumsal cinsiyet sorgulamalarını sanat yönünden değerlendirilecek. Beş hafta sürecek olan atölyenin yürütücülüğünü Bilgi Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümünde doktora yapan Şehlem Kaçar Sebik yapıyor. Toplumsal cinsiyet rolleri, kimliklerimiz ve bedenlerimiz gibi konulardan yola çıktıklarını belirten Şehlem, "Sanatla olan ilişkimiz farkındalık üzerinden ne kadar yürüyebiliyor" sorusunu sorguladıklarını söyledi. Atölyenin erkeklerin katılımına da açık olduğunu kaydeden Şehlem, "Biz genelde kadınlık deneyimini önemseriz, kadınların katılımına açarız. Fakat bunun biraz daha açılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü erkeklerin de erkekliklerini sorgulaması önemli. Bunun üzerinden üretilen sanatsal işleri de ele alacağız ama yoğunlukla feminist sanat üzerinden değerlendirmeler yapacağız" diye belirtti.
'Kendi toplumsal cinsiyet tanımımızı yapacağız'
Atölyenin ilk haftasında 'Toplumsal cinsiyet nedir?' gibi temel soruların yer bulacağını anlatan Şehlem, "Kadınlık halinin kendisinin görme biçimlerini etkileyip etkilemediğini tartışacağız. Ardından kendi toplumsal cinsiyet tanımımızı yapacağız. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gibi kavramların ne olduğu üzerinde de duracağız. Erkekliği üreten şeylerin neler olabileceğini ve toplumdaki genel kanıları sorgulayacağız. Tabi burada feminist tarihten de söz edeceğiz. Dünyada feminizm nasıl gelişti, bütün coğrafyalarda aynı mı; bu da başka bir sorunsal. Kadınların eşitliği ve oy hakkı konusunda Süfrajetler gibi örneklerden de feminist aktivizmden de söz edeceğiz" şeklinde konuştu.
'Medyadaki toplumsal cinsiyet görselleri sorgulanacak'
Temel sorular ve konular ardından ikinci hafta ise iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde feminist sanata giriş, kadın temsiliyeti üzerinden geliştirilen eylemler sorgulanacak. Bu alana dair örneklerden bahseden Şehlem, 1960'lı yıllarda Avrupa'da yaygın olarak cinsel ayrımcılığa karşı sanatı kullanarak eylem yapan Gerilla Girls (Gerilla Kızlar), Metropolitan Museum of Art'daki erkek sanatçıların kadın bedenini kullandıklarını ama neden bu sanatçılar içerisinde bir tane bile kadın olmadığını sorgulayan eylemleri olduğuna dikkat çekti. Şehlem, 'Gerilla Kızları'n şu sorusunun çarpıcı olduğunu söyledi: "Kadınların Modern Sanatlar Müzesi'ne girebilmesi için çıplak mı olmaları mı gerekir?" İkinci bölümde ise medyaya değinilecek. Temsiliyetlere geldiğimizde medyanın belirleyici bir mecra olduğunun altını çizen Şehlem, "Toplumsal cinsiyet konusunda medyanın nasıl görseller ürettiğini de sorgulamamız gerekiyor. Şiddetin pornografisini yapan bazı görseller oluyor, cinsiyet temelli şiddetin ne olduğunu bilmeden kadına yönelik şiddeti anlatmaya çalışırken, kadını daha fazla mağdurlaştıran imgeler kullanılıyor" ifadelerinde bulundu.
'Sözünün öznesi olma durumunu çok önemli buluyoruz'
Feminizmin ana akımlaşması gibi konuların da tartışılacağı atölyenin üçüncü haftasında feminist sanata farklı yaklaşımlar ve oto portreler yer alacak. Oto portrelerin fotoğrafın hem üreticisi hem konusu hem de dışarıdan bakanı gibi rolleri barındırdığını söyleyen Şehlem, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sözünün öznesi olma durumunu çok önemli buluyoruz. Çünkü bizim adımıza sürekli başkaları bir şey diyor. Kendimizi ifade etme, temsil etme biçimi bizi kendimize yakınlaştıran bir şey oluyor. Aynı zamanda psikanalitik bir süreç oluyor. Kendini, aileni, ilişkilerini, devleti sorgulama ve dönüştürme başka bir boyut açıyor."
Atölyenin sonunda kolektifler incelenecek
Dördüncü haftaya gelindiğinde katılımcıları, kadın sanat kolektifi, aktivizm gibi konular bekliyor. Siyah kadınların oluşturduğu veya kadın deneyimiyle oluşturulmuş kolektifler incelenecek. Burada yine Kürt kadın hareketinden bahsedileceğini anlatan Şehlem, "Kürt kadınların tavrı nedir ve neler yaşıyorlar? Bunları 60'larda başlayan ve günümüze dek süren sanat üzerinden konuşacağız. Atölyenin amacı bilinç yükseltmek yani farkındalık oluşturmak. Bu bakış açısıyla değişim kendimizi sorgulamakla kendimizde başlıyor. Bu atölyeler bir sağaltma aracının başlangıcı'' ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.
Şehlem Kaçar Sebik kimdir?
Lisans yıllarında toplumsal cinsiyet, fotoğraf ve eleştirel medya okumaları ile ilgilendi. Yüksek lisansında kadın bedeni ve Michel Foucault'nun beden üzerine teorileri üzerine çalışmalar yaptı. 2008 yılında master derecesini aldı. 2005 yılından beri çeşitli karma sergilerde yer aldı, "One Day: After Work" adlı projesi ile Danimarka Hükümeti Kültürel bursu kazandı. FREIA (Aalborg University Feminist Research Centre) ve EDGE (Centre for Equality, Diversity, Gender in Aalborg University) destekleriyle ilk kişisel sergisini Danimarka Kadın Müzesi'nde açtı. Şehlem, 2016 yılında Helsinki Universitesi`nde ziyaretçi araştırmacı olarak bulunmuş ve halen İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümünde fotoğraf ve toplumsal cinsiyet üzerine doktora çalışmasını sürdürmektedir.
(mg)