Ebru'nun tiyatroya cesur yorumu 'Nienor'

09:03

Özgü Özütok-Manolya Bulut/JINHA

İZMİR - Ebru Atilla Sağay, başarılı bir mühendisken çocuklarına paradan başka bir değer bırakamayacağının farkına varıyor ve tek kişilik tiyatro kuruyor. Farklı sahneleme tekniklerine ve tiyatroda kadın dilinin kullanılmasına önem veren Ebru'nun sahnelemek istediği oyunlar için ailesi dahi "Seni diri diri yakacaklar" diyor ama o asla vazgeçmiyor.

Özel sektörde çalışan başarılı bir mühendis olan Ebru Atilla Sağay bir gün asıl yapmak istediği işin peşinden gidiyor ve tiyatrocu olmaya karar veriyor. "Çocuklarıma para dışında bırakabileceğim hiçbir şey olmadığını fark ettim" diyerek 2009 yılında radikal bir kararla işinden istifa eden Ebru, Tiyatro Nienor'u kuruyor.

'Cesaretle tiyatro yapıyor'

Şiir yazarak başladığı yeni yolculuğuna Karşıya Belediye Tiyatrosu'nda eğitim alarak devam ediyor. Camille Claudel gibi tarihsel anlamı olan kadınları oynayarak sürdürdüğü tiyatro kariyeri için ise "O kadınlarla hayatta olmasalar bile dayanışarak ilerledim" diyor. İlerleyen süreçte de yurtdışında festivallere davet ediliyor ve oyunlarını sergiliyor. Ebru evli ve ikiz çocuk annesi; cesaretle tiyatro yapmayı sürdürüyor.

'Korkmayın çünkü biz buradayız!'

Çevresindeki kadınlara kendi hayatından yola çıkarak "Korkmayın, kendinizi var etmek için cesur olun çünkü biz buradayız" diyor. Ebru tiyatro yolcuğunu şöyle anlatıyor: "Andy Warhol isminde popüler kültüre karşı bir oyun yaptım. Ödüller aldı ve gerçek Andy Warhol tablolarının önünde oyunumu sergiledim. Bu başarılarla da ufkum açıldı. Her gün gazetelerde kadın ölüm haberlerini okuyoruz ve nasıl bu konuya dikkat çekebileceğimizi düşünmeye başladım. Metinler eril bir dille yazılıyor. Ben de yazmaya daha çok vakit ayırıp farklı sahneleme teknikleri üzerine çalıştım."

'Unutmalarına imkân yok'

Farklı sahneleme teknikleriyle hazırladığı kadın sorunlarına değindiği oyununu, trans bireylerin de yoğun olarak yaşadığı Alsancak Bornova Sokağı'nda sergileme şeklini ise "Seyirci oyunu izlemek için geliyor ama ikinci katta gecelikle bir kadının intihar ediyor. O da ben oluyorum. Büyük bir panik yaşıyorlar, polis geliyor. Hiçbir zaman da bunun bir oyun olduğunu söylemiyorum. Sadece oyuna gelenler anlıyor ben olduğumu. İçeriden bir sesleniyor beni çağırıyor. Ben de seyirciyi gerçek bir oturma odasının içine alıp onlara oyunumu oynuyorum. Oyunun sonunda da beni gördükleri pencereden atlıyorum. Yerde kanlı bir kadın cesedi gördüklerinde bunu unutmalarına imkân yok. Bu ülkede ezber bozmak için farklı işler yapmak geriyor" diye anlatıyor.

'Benim meselem başka'

Bunları yaparken de iki erkek çocuk annesi olduğunu, evde sabaha kadar oyunları için prova yapsa da ev işlerini yapmak zorunda olmasıyla ilgili, " Benim meselem kadınların ne kadar güçlü olduğunu göstermek ve onlara hatırlatmak. Oyun yazmak benim işim değil ama klasik oyunlara baktığım zaman erkek kardeşi öldürülen kadınlar var. Bunlar içinde yaşadığımız çağa uygun değil. Benden tiyatro metinlerimi de istiyorlar, veriyorum. Yeter ki her yerde kadın diliyle yazılmış, kadın oyunları oynansın" diyor.

'Seni diri diri yakalar diyorlar...'

Çarpıcı işlere imza atan Ebru son olarak yeni yapacağı projesi için ailesinin dahi "Seni diri diri yakacaklar" dediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: "Ben geri adım atmayacağım. Bunları yapmazsam eğer bir tığ alacağım elime örgü öreceğim. En azından cezaevinde büyüyen çocuklara kıyafetler yaparım. Daha yararlı olurum diye düşünüyorum."

(fk)