Özgü Özütok/JINHA

İZMİR - Lise yıllarında başlayan yazma hayalini şiir ve öykü kitaplarıyla gerçekleştiren Nilüfer Altunkaya, "Yazmak için sizi kimse desteklemeyecek. Ama siz buna karşı çıkabiliyorsanız, var olabileceksiniz" dedi.

Kütahya'da doğan ve 10 yaşında babasının ölümüyle İzmir'e göç etmek zorunda kalan Nilüfer Altunkaya, lise yıllarında yazmaya başlıyor. Aynı zamanda öğretmenlik yapan Nilüfer, yazmaya başlamasının bilinçli giden bir süreç olmadığını o yıllarda çevresinde onu algılayıp yönlendirecek hiç kimsenin bulunmadığını söylüyor.

"Bizde yazmak biraz deli işi olarak adlandırılır" diyen Nilüfer, okumayı çok sevdiğini ve bu okuma sevgisi sayesinde "kalem-kağıt ile haşır neşir" olduğunu anlatıyor. Bu sırada üniversitede fizik okuduğunu söyleyen Nilüfer yazmaya başlamasını ise şöyle anlatıyor: "Dergileri incelemeye başladım ve Minerva diye bir dergi ismi gördüm. Baktım İzmir'de çıkıyor. Elimde 'Mavi Deli' diye bir öykü vardı götürdüm. Bunu koyalım dergiye dediler. Anne-çocuk ilişkisini anlatan kapalı bir öyküydü. Oradan da beni yönlendirdiler. Şiilerim ve öykülerim yayımlanmaya başladı. 1999 yılına kadar dergilerle giden bir süreç yaşadım."

'Karşı çıkarsanız var olabilirsiniz'

Dergilere öykü yazmakla başlayan sürecin şiir kitapları ile devam ettiğini ve "Sevgili Yalnızlık" adında bir öykü kitabı çıkardığını söyleyen Nilüfer, kadın ve edebiyatla ilgili ise şu sözleri ifade diyor: "Kadının var oluş süreci bitmediği için toplumda, öykü de bunu tür olarak direkt karşılıyor ve bu anlamda kadın ve öykü arasında bir bağ kuruyorum. Benim yazma sürecim kolay gelişmedi ama direnerek kendimi kabul ettirmeye çalıştım. Atölye çalışmalarında da 'yazmak için sizi kimse desteklemeyecek' diyorum. Modern hayat da, günlük hayat da okumayıp, yazmamanızı istiyor sizden. Siz buna karşı çıkabiliyorsanız, var olabileceksiniz."

(hu/dk)