Didem Madak: Bir cadı olarak beni sinirlendirdiniz
11:30
JINHA
HABER MERKEZİ - Tüm dizelerinde kadınlığı ve kadın olmanın hallerini anlatan Didem Madak’ın şiirleri, çekimleri tamamlanan belgeselde bir kadın ve dokuz erkek oyuncu tarafından seslendirildi. Kadınlık şiirlerinin kimler tarafından okunması gerektiğine karar verebileceğini düşünen erkeklere ise, en iyi cevabı yine Didem’in ‘cadılığı’ veriyor: “Ve bir cadı olarak beni fazlaca sinirlendirdiğinizi belirtmekle yetineceğim.”
Şair Didem Madak’ın ölümünün beşinci yılında şiirlerinin yorumlandığı belgeselin çekimleri tamamlandı. Fragmanı yayınlanan “Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak” isimli belgeselde, göze çarpan ise erkekler oldu. “Kadın olmanın bile zor zanaat olduğu bir memlekette kadın şair” olan Didem’in şiirleri, bir kadına karşılık dokuz erkek oyuncu tarafından yorumlanarak seslendirildi.
Kadın şairin belgesinde karar mercii erkekler!
Belgeselin 10 kişilik ekibinde ise yalnızca iki kadın yer aldı. “Son Dizesiz Şiirler: Didem Madak”ın yönetmeni Hikmet Kerem Özcan biamag'de yer alan söyleşisinde, Didem’in şiirlerinin erkekler tarafından yorumlanması fikrinin, yine bir erkek olan yapımcıdan çıktığını söyleyerek, şu gerekçelerde bulundu:
Kadınlığın şiirini erkek anlatamaz!
“Bu şiirleri erkeklere, hatta daha önce erkeksi, maskülen rollerde oynamış erkeklere okutma fikri farklı bir bakış açısından, insanlara kadın şiirlerini erkekler üzerinden anlatmayı barındırıyor. Fatih, yaşıyor olsaydı belki Didem Madak’ın da çok seveceği muziplikte bir fikir olduğunu düşündü ve bu fikir üzerinden ilerledik.”
Pulbiber Mahallesi’nden Ah’lar Ağacı’na çıkarak Grapon Kağıtları’na şiirler yazan bir kadın olan Didem, yazdığı süre boyunca tüm dizelerinde kadını, kadınlığı ve kadın olmanın hallerini anlattı.
Didem’in cadılığı ve süpürgesi
Belgeselin yapımcısından yönetmenine, bir kadın şairin şiirlerinin kimler tarafından okunması gerektiğine kendilerinin karar verebileceğini düşünen erkeklere, en iyi cevabı da yine Didem’in ‘cadılık’ mücadelesi veriyor.
2011 yılında kanser nedeniyle yaşamını yitiren Didem, ölümünden önce 2010 yılındaki 3. Uluslararası İstanbul Şiir Festivali’ne çağrılmış, ancak “cadılı” özgeçmişinin ve söyleminin festival broşüründe sansürlenmesi nedeniyle festivalden çekilmişti.
‘Şu sıralar cadılıkla ilgileniyor’
Festival yönetimine festivalden çekilme gerekçesini anlatan bir de mektup gönderen Didem, mektubundan durumu şöyle anlatmıştı: “Festival broşürü için benden özgeçmiş istendiğinde, göndermiş olduğum özgeçmiş metninin son cümlesi ‘Şu sıralar cadılık, büyü çeşitleri gibi konularla ilgileniyor ve bir Efsun Kitabı düşlüyor’ şeklindeydi. Tanıtım broşürünü gördüğümde tarafımca yazılan özgeçmişimden, benden izin almadan bu cümlenin çıkarıldığını fark ettim. Editöre bunun sebebini mail yollayarak sordum, herhangi bir cevap alamadım.”
‘Cadı avcıları her çağda’
Özgeçmişine uygulanan sansürü şiirine uygulanmış kabul ettiğini söyleyen Didem, “Cadı avcıları her çağda olmuştur. Bugün de vardır. Ve maalesef artmaktadır” dediği mektubuna, şöyle devam etmişti:
‘Çıkarılan bir cümle bizi daha da cadılaştırandır’
“Bazılarının söylediği gibi hakikaten ‘ülkemiz normalleşiyor’ ve başta şairleri normalleştirmek en mantıklısı, şairlerin özgeçmişlerinden caiz olmayan, örf adet ve din diyanete mugayir bölümlerin çıkarılması ve açılışta resmi kıyafet talepleri hep bu normalleşmenin belirtileri. Öyle ki yakında bir cadı avı da başlayabilir, önce kendini cadı ilan edenler avlanır ve sonra bazıları cadı ilan edilerek avlanır. Belki Füruğ bizde de yasaklanır. Belki bazı cümleleri özgeçmişimden çıkaranlar böyle bir tepki ile karşılaşacaklarını da öngörmemişlerdir. Aman şimdi tepki çekmeyelim demişlerdir, festivalimizin ‘saygınlığı ve ağırlığına’ cadı ve büyü gölgesi düşmesin demişlerdir. Nasıl olsa bir cümle o kadar da önemli değil demişlerdir. İşte o çıkarılan bir cümle bizi daha da cadılaştıran cümledir. Festivalde şiir okumayacağım.
‘Bir cadı olarak sinirlendirdiniz’
Ve bir cadı olarak beni fazlaca sinirlendirdiğinizi belirtmekle yetineceğim. Eğer bana dense idi ki, özgeçmişinizden cadılıkla ilgili bölümü çıkaracağız izniniz var mı? Hayır derdim. İzin vermiyorum. Maalesef bu da yapılmadı. Bu ‘ağır ve saygın’ festivali ve özgeçmişimi makaslayan beyefendileri ayıplıyorum. Sizin festivaliniz varsa bizim de büyülerimiz ve kedilerimiz var. En muzır neşriyat duygularımla. Hoşça kalın.”
(sy)