Masallarla cinsiyetçilik kodlanıyor
09:03
Duygu Erol/JINHA
ANKARA - Çocuklara toplumsal cinsiyet öğretileri okula başlamadan dayatılıyor. Bu kadınlık-erkeklik rollerinin pekiştirildiği en önemli nokta da hiç kuşkusuz masallar oluyor.
Çocuklar daha doğar doğmaz toplumsal cinsiyet öğretileri ile hayata başlıyor. Mavi- pembe beşik, oda, kıyafet ayrımı ile hayata gözlerini açan çocuklar; anne-babalarının ve toplumun kendilerine dayattığı cinsiyet normları, rolleri ve öğretileri ile büyüyor. Çocuklar oynadığı oyuncaklarda bile “erkek çocuk-kız çocuk” olmaya zorlanıyor. Ebeveynleri ya da yakın çevresi tarafından oyalanmaları ya da uykudan önce okunan masallar, hayatlarının devamında kendileri üzerinde büyük etki yaratıyor. Bu masallar tarafından kadınlık ve erkeklik rolleri dayatılıyor.
Her kadının hayatının bir döneminde dinlediği ve okuduğu masallarda cinsiyetçi rollere göre kendilerine kıskanma, kibir, çirkinlik ve güzellik öğretiliyor. Bu masallardaki gibi kız çocuklarına da mutlaka prenses olması gerektiği öğretiliyor: “Prensesler savunmasız ve çaresizdirler; ta ki prensler gelene kadar.”
Kız çocuklarının hemen hemen her gün duyduğu prenses masalları, onları gelecekte en çok şekillendiren anlatılar oluyor. Bunların başında Pamuk Prenses, Sindrella, Rapunzel, Uyuyan Güzel gibi masallar geliyor.
Kötülüğü, kıskançlığı temsil eden bir erkek yok!
Çocukların kulağını en çok tırmalayan bu masallara baktığımızda ortak yanları şöyle oluyor: Bu kızlara zarar vermek isteyen cadı figürü, üvey anne ve kendisini kıskanan kız kardeşler vardır. Kötülüğü, kıskançlığı temsil eden bir erkek yoktur. Bir baba figürü vardır ama masal içerisinde sadece ilk başta vardır. Masal kahramanı prenseslerin doğumundan sonra bu baba figürleriyle karşılaşmayız. Masallar tamamen kahramanların “kalıp güzellik yargıları” üzerinden kurgulanır.
‘Güzel kadın saflığı temsil ederken, çirkin cadıdır’
Masallardaki kahramanlar Pamuk Prenses, Sindrella, Rapunzel ve Uyuyan Güzel hem çok “güzeller” hem de “kötü” olarak gösterilen davranışlara sahip değiller. Burada ilk olarak çocuklara “güzel kadın-çirkin kadın” algısı dayatılıyor. Güzel olan kadın “saf” ve “temizdir.” Masallarda “çirkin” olarak gösterilen üvey anne ve kız kardeş figürleri ise kahramanları güzellikleri yüzünden kıskanırlar ve onlara kötü davranırlar. Kimisi kimsenin uğramadığı, ıssız bir kaleye kapatılır; kimisi öldürülmeye çalışılır; kimisi ise evden dışarı çıkarılmaz ve sürekli çalıştırılır.
Kurtarıcı erkektir!
Masallarda aynı zamanda kadınların çaresiz, güçsüz oldukları ve bu çıkmazdan onları ancak bir erkeğin çıkarabileceği mesajı verilir. Pamuk Prenses’i ölümden kurtaran yakışıklı bir prensin öpücüğüyken, Sindrella’yı Külkedisi olmaktan kurtaran yine bir prenstir. Bu öğretilerle kız çocuklarına hayatlarının her zaman bir kesiminde erkek olması gerektiği; yoksa güçsüz ve savunmasız kalacağı mesajı verilir.
(sy)