Yazılmayan kültürün taşıyıcısı dengbêj kadınlar
09:02
JINHA
WAN - Kürdistan bölgesinde yıllardır yaşanmış acıları ve üzüntüleri Kürt kültürü olan dengbêjliği, klamı taşıyıcısı kadınlar, yıllar önce yaşananları kulaktan kulağa nesillere taşımaya devam ediyor. Denbej kültürünü devam ettiren Meryem Tuncer, yazılmayan kültürün kulaktan kulağa taşınan ezgilerin unutulmaması gerektiğini söyleyerek, gençlerin dengbêj kültürü üzerinde çalışmalarının şart olduğunu ve tarihi açıdan önem taşıdığını kaydetti.
Sözlü gelenekten gelen Kürt müziğinin kaynağı ve taşıyıcılığı dengbejliktir. Çoğu kez enstrüman kullanmadan kelimeleri art arda dizili şekilde söyleyen dengbêjler Kürt müziğini derinden etkiler. Dört parçaya ayrılmış Kürdistan coğrafyası müziğin ana teması olmakta. Yapılan baskılar, zorbalıklar, yasaklamalar müzik kültürünü icra etmede engel olsa da Kürtlerin müziğe olan bağını koparamadı. Kürdistan'da ölümsüzleşen Ayşe Şan ve Meryem Xan'ın mirasını sürdüren kadınlardan Meryem Tuncer (40), dengbêj kültürünü kadınların doğurduğunu ve onlarla ölümsüzleştiğini ifade etti. Meryem, Kürt kültürü olan dengbêjliğin kadınların acılarını, sevinçlerini ve aşklarını ezgilerle aktardıklarını belirtti.
'Dengbêj kültürü kadınlarla birlikte doğdu'
Çok küçük yaşlarda dengbejlik kültürü ile tanıştığını ifade eden Meryem, feodal yapının hakim olduğu bölgede kadının acıyı, sevinci ve aşkı sesiyle yansıtmasının yasaklı olmasına rağmen vazgeçmediğini kaydetti. Meryem, "Kadın türkü söyleyemezdi. O erkek işi olarak görülürdü. Dengbêj kadınlar o zamanlar çoktu. Ama ayıp ve yasak olduğu için kendimizi gösteremezdik. Dengbêj kültürü zaten kadınlar ile birlikte doğmuştu. Kadınlarla doğmanın nedeni ise eskiden kadınlar istemeyerek aileleri tarafından berdel olarak veriliyordu. İstemedikleri kişi ile evlendiriliyordu" dedi.
'Kadınlar kendi oluşturdukları kültüre hep uzak tutuldu'
Kadın dengbêjlerin divana gitmelerinin ayıp olarak görüldüğünü ve kadınların çocuklarının beşiği önünde ve yaylalarda söyledikleri dengbêjler ile sınırlı kaldığını söyleyen Meryem, "Kadınlar kendi oluşturdukları kültüre hep uzak tutuldu. Bizlerde sesiz kimsenin olmadığı yerlerde türkülerimizi dile getirdik. Dengbêj kadınlar erkeklerin olmadığı ortamlarda kendi seslerini gösterirlerdi. Dengbêjliğe o kadar âşık biriydim ki kış akşamları dengbej saatleri (şevberik) olurdu. Her zaman içimde bir dengbêjlik kadın ruhunu taşıyordum ama erkeklerin içinde hiçbir zaman kalkıp söylemedim bütün dengbej kadınlar üzerinde bu baskılar vardı" diye konuştu.
Dengbêjlik unutulmamalı
Çocuk yaşta zorla evlendirildiğini, köyüne ve ailesine olan özlemini o dönemde yaşadığı tüm acıları 'Komela Denge Jinê' olan kadın dengbêj gurubuna girdikten sonra ezgileriyle aktardığını ifade eden Meryem son olarak sözlerine şunları ekledi: "Dengbêj kültürü üzerine çok mücadele verdim. Kültürümüz bugüne kadar yazılmadı kulaktan kulağa duyduğumuz acıları bugüne kadar taşıdık. Bizden önceki kadınlarda bunları yaptı. Tarihimizin, Kürt kültürü olan dengbêjliğin unutulmaması için gençlerin çalışmalar yürütmesi gerekir."
(db/dc/dk)