'Özgecan' ismini yaşatan koro çalışmalarına devam ediyor

09:01

Özgü Özütok/JINHA

İZMİR - Özgecan Aslan'ın katledilmesinin ardından Menemen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'ndeki korolarına Özgecan ismini veren kadınların çalışmaları devam ediyor. "Özgecan ismi altında güzel işler yaparak onu var edebilmeye çalışıyoruz" diyen kadınlar, tüm kadınların özgürce türküleri seslendirmesini istiyor.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Menemen Kent-2 Şube'sinde saz eğitmeni Şevda Çelebi öncülüğünde kurulan Özgecan Kadın Korosu 2015 yılından beri çalışmalarını devam ettirmekte. Özgecan Aslan'ın katledilmesinin ardından korolarına "Özgecan Kadın Korosu" ismini veren kadınlar, kadın mücadelesini şarkıları ile büyütüyorlar.

'Kadınlar, türkülerimizi her yerde söylesinler'

Geçen seneden bu yana 3 konser verdiklerini söyleyen Şevda Çelebi eğitmenliğini yaptığı koro için, "Koroyu Özgecan katledildikten sonra kurduk ve Özgecan'ın ismini yaşatmak için korumuza ismini verdik. Ben bağlama dersi veriyorum. Burada çalıştırdığım kadın arkadaşların da rahatlıkla saz çalıp türkü söylediklerini gördüler. Çalışmalarımız diğer kadın arkadaşların çok hoşuna gitti ve katılım arttı. Böylece bir koro oluşturduk" diye anlattı.

Aynı zamanda Cem törenlerinde zakilik yapan Şevda, "Kadınlara, beni bu şekilde görmeleri de ayrı bir cesaret verdi. Başladığımızda 2 kişiydik sonra giderek çoğalmaya başladık. Koromuzda deyiş, semah, Cemlerde söylediğimiz Duaz-ı İmamları burada seslendirdiğimiz eserlerden. Kadınlar da korkmasınlar türküleri deyişleri sokaklarda, alanlara da çıkıp söylesinler" diyerek kadınlara seslendi.

'Kadınlar da dört duvarın arasında kalmamalı'

Koronun kuruluşundan bu yana çalışmalarda olan Velat Balkaya ise, "Çok güzel bir ortam oluşturduk. Çok güzel sesler ve kadınlar var. Tüm kadınlar çok çalışıyor, emek veriyor. Ben işletmeciyim işlerim yoğun ama koroyu kaçırmamak için elimden geleni yapıyorum. Türkü söylemeyi seviyorum. Ayrıca sesimi çıkarmayı da seviyorum yani sesini çıkarmak isteyen tüm kadınlar da dört duvarın arasında kalmamalı diye düşünüyorum. Özgecan da bir kadın temsilcisi oldu bizim için ve onu yaşattığımıza inanıyorum" diye konuştu.

'Kurduğumuz ortaklık deyişlerle oldu'

Koronun yeni üyelerinden olan Cevriye Kanat 3 aydır çalışmalarda olduğunu belirterek, "Buraya uğradığımda 'siz de katılmaz mısınız' dediler. Bir kere girdim bir daha da çıkamayacağım gibi duruyor. Çok severek çalışıyorum. Ben kendi üretimlerini yapan ve sergilemeyi seven biriyim. Müziği çok seviyorum. Alevi değilim, Cem Evlerini de çok merak ediyordum. Tüm inanışları araştırmayı seviyorum. Ben Protestan-Hristiyanlığı seçtim. Cem Evinde de kurduğum ortaklık, deyişlerle, türkülerle kendimizi ifade edebilmemizle, duygularımızı yansıtabilmemizle oluştu" dedi.

'Kadınlar için türkülerin bir güç olduğuna inanıyorum'

Koronun diğer çalışanları ile konuşmaya devam ediyoruz. Mesleği hemşirelik olan Fadime Bayındır şöyle belirtiyor: "Biz ailece saz kursuna başlamıştık. Koro kurulduğunu öğrendim. Çalışan biriyim ama zamanım yettiğince gelmek istediğimi söyledim. Türkü söylemeyi seviyorum. Duygularımızı şarkıyla, türküyle dile getiriyoruz. Kadınlar olarak türkülerimizin, deyişlerimizin bir güç olduğunu düşünüyorum. Burada kendimizi çok rahat ifade ediyoruz. Özgecan ismi altında güzel işler yaparak onu var edebilmeye çalışıyoruz. Şu an yaklaşık 20 kişiyiz ve sazlarımız erkeklerden oluşuyor. Amacımız sazları da tamamen kadın olan bir koro olarak ve kadın korosu olarak çoğalarak devam etmektir."

'Beni çeken Özgecan ismi oldu'

Hatice Şeker koroya katılışını şu sözlerle anlattı: "Burada bir iş yeri açtım ve çevrede kimler var diye bakıyordum. Cem evinin kapısını çaldım. Beni çok sıcak karşıladılar. Beni çeken tarafı da isminin Özgecan Kadın Korosu olmasıydı. Türkülerimizle duygularımızı dile getiriyoruz ve kadınların güçlenebileceği bir koro olduğumuzu düşünüyorum. Kadınlar da böyle korolara katılsınlar, mücadelelerini bu şekilde de dile getirebilirler."

'Güçlenmek için bu koroda birleşiyoruz'

Sevim Erdoğan iki yıldır bağlama dersine geldiğini ve ardından koroya katıldığını belirterek, "Özgecan isminin altında bulunmamız çok önemli çünkü kadınlar hep bastırılıyor. Eskiden beri şiddet vardı ama özellikle son yıllarda devletin de politikasına bağlı olarak arttı. Buna karşı güçlenmek için bu alanda birleşiyoruz" dedi.

'Şimdiye kadar evdeydim, artık korodayım'

Son olarak Mihriban Dinler ise koroya katılış hikâyesini şöyle anlattı: "Karlıova derneğinde Şevda Hocamızla tanışmıştım ve biz 5 kadın katılmaya karar verdik. Dört duvar arasında oturup, hiçbir şey yapmamak gerçekten zoruma gidiyordu. Şimdiye kadar hep evdeydim. Özgecan olayı bizim için çok üzücü bir olaydır. Bu isim altında koromuzu devam ettiriyoruz ve umarım daha da iyi işler, konserler yapacağız."

(ck/mg)