Leyla Bedirxan'nın yaşamı 'Leyla' isimli eserle yeniden sahnede

09:01

JINHA

İSTANBUL- İlk Kürt kadın dansçı Leyla Bedirxan, Yeşim Coşkun'un hayat verdiği "Leyla" isimli eserle yeniden sahnede olacak. Leyla karakterine bürünürken kaydettiği aşamalardan ve Leyla'nın mücadelesinden bahseden Yeşim, "Leyla'yı bulmakta çok zor, Leyla olmakta" diyor.

1930'lu yıllarda Avrupa'da dans sanatını icra eden ilk Kürt kadın dansçı olan, tarihe ismi "Kürt prensesi" olarak geçen Leyla Bedirxan, dünyanın en önemli operalarından biri olan "la scala" da "Saba Melikesi Belkıs" a ruh vermiş, Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika sahnelerinde dans etmiştir. Kürtlerin tanınan ailelerinden olan Bedirxan ailesinden Abdulrezzak Bedirxan'ın kızı olan Leyla, Türkiye, Mısır ve Avrupa kültürüyle büyümüş ve bu kozmopolit durumu olduğu gibi sanatına yansıtmıştır. Uzakdoğu, Ortadoğu ve Avrupa'dan ilham alan Leyla Bedirxan yaptığı bütün dans eserlerine Kürtçe bir isim vermiştir.

Leyla Bedirxan'ın hayatı, Mezopotamya Dans tarafından sahnelenen "Leyla" isimli proje ile tekrar yaşam bulacak. Leyla'nın mücadelesine ise dansıyla, Yeşim Coşkun hayat verecek. Geçen yıl Mayıs ayında prömiyeri yapılan "Leyla" 28 Nisan'da Beşiktaş Fulya Sanat Gösteri Merkezi'nde izleyici ile buluşacak.

'Kendini dansa atfetmiş bir kadın'

Zamanın toz zerreleri içinden dans ederek geçen Leyla Bedirxan'ı dans ederken görebileceğimiz bir kayıt yok maalesef. Yeşim, bu arayışını "10 saniyelik bir görüntüye dahi razıydım. Acaba ellerini nasıl kullanıyor, nasıl bakıyor? Çünkü ellerinden çok bahsediliyor" sözleriyle dile getiriyor. Leyla Bedirxan'ın Kürtlerde ilk kadın dansçı olması açısından öneminin büyük olduğuna değinen Yeşim, kendisini etkileyen Leyla'nın hayatı ve dans yolculuğunu anlattıkları projenin oluşum aşamasını şu şekilde anlatıyor: "Leyla Safiye'nin, Leyla Bedirxan'ı anlattığı kitabıyla karşılaştığımda yıl 2005 ti. Kitaptan çok etkilenmiştim. O dönem 'Leyla' projesini hayata geçirmek için çok erkendi. Mezopotamya Dans yeni kurulmuştu ve öğrenciydik. 2015'e geldiğimizde Mezopotamya Dans olarak böylesi bir eserin vaktidir artık dedik. Dansa kendini atfetmiş bir kadını ele almak ve özellikle bir kadın projesi olarak bunu sunmak daha da anlamlı oldu."

'Ben dans etmek için doğdum'

Proje için araştırma yapan ve bu hazırlıklar kapsamında "Leyla" kitabının yazarı Leyla Safiye'nin yanı sıra, Leyla'nın ailesinin üçüncü kuşak torunlarından Sinem Bedirxan başta olmak üzere diğer bireyleriyle de görüştüklerini ve görüşmeler sonucunda Leyla'ya dair ipuçlarına ulaştıklarını kaydeden Yeşim, "Leyla'nın hayatı, Bedirxan ailesinin yaşadığı zorluklardan ve sürgünlerden etkileniyor. Dans icra ettiği için o dönem çıkan Kürt gazete ve dergilerinde kendine yer bulamıyor. Kürt ritüellerini kirlettiği gerekçesiyle aldığı tehdit mektuplarına karşılık Leyla, 'ben dans etmek için doğdum' diyor" şeklinde anlatıyor.

Dönemin gazeteleri Leyla Bedirxan'dan "Fars Prensesi", "Arap Prensesi" diye bahsetmesine karşılık Leyla'nın her röportajında; "Benim kimliğim Kürt, bahsedeceksiniz bu şekilde bahsedin" dediğini aktaran Yeşim, Leyla'nın dansını Kürtçe yaptığını ve eserlerine Kürtçe isimler verdiğini dile getiriyor.

'Bu bir kadının sanat mücadelesi'

Leyla'nın çok zor bir karakter olduğunu ve Leyla'yı oynarken çok zorlandığını söyleyen Yeşim, "Eseri fotoğraflardan, imajlardan ve onun dansını anlatan yazarların Leyla'nın kullandığı figürleri betimlemesinden yola çıkarak şekillendirmeye çalıştık. Onun karakterine uygun ve onun tarzını bozmadan ifade etmeye çalıştık. Leyla aynı zamanda bir kadın mücadelesini de anlatıyor. Leyla'yı işlerken sadece Leyla değil bir bütün olarak Kürdistan'da sanat adına mücadele eden emekçi kadınlara atfen bir şey yapmaya çalıştık. Bu bir kadının sanat mücadelesidir. Onun karakterine bürünmeye ve hissetmeye çalıştım. Leyla'nın çok güzel hareket ettiğini söylediler, yazdılar. 'Acaba bunun altından kalkabiliyor muyum?', 'Seyirciye yansıtabilecek miyim?' kaygısını çok yaşadım" şeklinde ifade ediyor.

'Leyla yalnızlığı tercih eden bir kadın'

Leyla ile ilgili ipuçları toplayan ve oyunun koreografisini hazırlayan Serhat Kural'ın verdiği kodlarla esere bir buçuk senede hazırlanan Yeşim, "Leyla çok yalnız bir kadın. Etrafında çok fazla insan var ama yalnızlığı tercih eden bir kadın. Leyla'nın bedenini ve ruh halini kullanıyor olmasına dair anekdotlardan bir tanesi; Partnerinin Yahudi olmasından ötürü Hitler faşizmi döneminde sahneye çıkamıyor olmasına karşı sergilediği tavrıydı. Bunlar onun karakterini oluşturan şeyler. Mısır'dan aldığı oryantal eğitimi ve Avrupa'dan aldığı dans tarzı sentezi çalışma formumuzu dengeledi. Ailesi, babası, eşi, çevresi ile olan diyalektikleri prova sürecini ve repertuarının gidişatını belirledi. Eserde 3 erkek bir kadın yer alıyor. Leyla ve etrafındakiler üzerine, kurulu bir kompozisyon gelişti" şeklinde belirtiyor.

'Leyla'yı bulmakta zor, Leyla olmakta'

Leyla'nın duygusal formundan etkilendiğini belirten Yeşim, "Sahnede hareketle birlikte bir tavır kurmaya çalışıyorum. Hala yakaladığımı düşünmüyorum, yakalamaya çalışıyorum. Sahnelediğim süre boyunca Leyla'yı aramaya devam ediyorum. Leyla'yı bulmakta çok zor, Leyla olmakta. Hüzünle karışık bir mutluluğu var Leyla'nın. Bunu eser içinde belirli belirsiz bir tebessüm içine oturtmaya çalışıyorum. Sahnede dudaklarının kenarında bir tebessüm var ama bir taraftan da öfkeli, içindeki yalnızlığı bastıramayan bir kadının imajı var. O iki imaj arasında gidip geliyorum dans boyunca" şeklinde anlatıyor.

Broşürden….

"Ailesi ve yakın çevresinin tepkisine rağmen dans etmekte ısrarlı olan Leyla'nın hayatı bir kadın mücadelesini ifade etmektedir. Bizde bu noktadan ele alarak Leyla'nın şahsında bu projeyi bir kadın mücadelesinin yansımasına dönüştürerek sahneye taşıdık. Karanlığın derinliğinde ipeklere bürünmüş siyah saçlı bir genç kadın, antikçağ ana tanrıçalarının ve efsane kadınlarının gizemini dans ediyor: İsis, Nefertiti, Belkis."

Geçen yıl Mayıs ayında İstanbul'da prömiyerini gerçekleştiren, Marsilya ve Almanya turnelerinin ardından Diyarbakır tiyatro festivalinde sahnelenen "Leyla" dans gösterisi 28 Nisan'da Beşiktaş Fulya sanatta saat: 20:30 da sahne alacak.

(ce/dk)