Özgür Gençlik Dergisi'nin 'Genç Kadın' özel sayısı çıktı
09:02
JINHA
İSTANBUL - Özgür Gençlik Dergisi, Mart-Nisan ayı yayınlarını Genç Kadın özel sayısı ile çıkardı. Derginin editörü İlke Başak Baydar, genç kadın isyanının büyümeye başladığı dönemde özel bir sayı çıkarmaya karar verdiklerini belirterek, "Bu çalışmada kadınların, toplumsal yaşamın her alanına dair söz söylediği bir sayı çıkarmış olduk. Örneğin, Cizre'deki direniş, toplumsal mücadele deneyimi, Amedspor'a yapılan faşist saldırılar yine kadınlar tarafından ele alınıp incelendi" dedi.
Özgür Gençlik Dergisi, 21 yıllık yayın hayatında bir ilk olarak 'Genç Kadın' özel sayısı ile okuyucularıyla buluştu. Kadın emeğinin sömürüsü, kimlik, eğitim, özsavunma, kadın devrimi, futbol, Kürt kadınlarının direnişi, Cerattepe'den Cizre'ye direnişler ile ilgili yazıların ve portrelerinde yer aldığı dergide "Bir çığlık, bir zılgıt, bir öfke tohumu oluyor kadınlar" şiarı yer alıyor. Tüm yazarları ve editörleri kadınlardan ve LGBTİ'lerden oluşan ve ortak bir emeğin ürünü olarak çıkan dergide, Gaziosmanpaşa'da infaz edilen Yeliz Erbay ve Şirin Öter için yazılmış mektupta yer alıyor. "Çok sevdiğin kelebeklerin çokluğunda çoğalacağız" alıntısı ile dergiyi anlatan Özgür Gençlik Dergisi Editörü İlke Başak Baydar, "Genç kadın mücadelesinin öz olarak alındığı, incelendiği bir yayın çalışması çok sınırlıdır. Genelde erkeklerin kadınlara dair söz söylediği ya da kadınların sadece kendi yaşamlarına dair söz söylediği biçimler gerçekleşir. Ama bu çalışmada kadınların, toplumsal yaşamın her alanına dair söz söylediği bir sayı çıkarmış olduk" dedi.
'Genç kadın isyanı büyürken özel sayı çıkarmaya karar verdik'
İlke, devletin baskısına, tutuklamalara, kapatma davalarına rağmen ismi birçok kez değişen derginin 21 yıldır yayın hayatına devam ettiğini ifade etti. Suruç katliamında yaşamını yitiren yazar kadrosundan arkadaşlarını da anan İlke, derginin mücadelede özgür basın cephesinden ses olmaya devam ettiğini kaydetti. İlke, "İlk özel sayımızı Roboski katliamının 1. yıl dönümünde, katliamın gerçek yüzünü batıdaki gençliğe anlatmak için çıkarmıştık. Bir sonraki özel sayımız Suruç katliamından sonra oldu. Genç kadın isyanının büyümeye başladığı bu dönemde de özel bir sayı çıkarmaya karar verdik" şeklinde belirtti.
'Kadın özgürlük mücadelesini dosya konusu aldık'
"Bütün yazarlarının kadın ve LGBTİ olması özgünlüğünün yanı sıra içerik olarak da kadın özgürlük mücadelesini dosya konusu aldığımız ve editöryal düzenlemesi kadınlar tarafından yürütülen bir çalışma oldu" diyen İlke, kadınların deneyimlerinin toplanıp, biriktirildiğine değindi. İlke, derginin bu özel sayısında kadının ulusal, sınıfsal ve cinsel sömürüsünün, özsavunma gerçekleştiren kadınların, Kürt kadınlarının ve Cerattepe direnişlerinin incelendiğini ifade etti.
'Kadınlar yaşamın her alanında kendi sözünü söylüyor'
Derginin özel ekinin çıkarıldığı bu çalışmayla, kadınların toplumsal yaşamın her alanına dair kendi sözünü söylediği bir sayı çıkardıklarını belirten İlke, "Genç kadın mücadelesinin öz olarak alındığı, incelendiği bir yayın çalışması çok sınırlıdır. Genelde erkeklerin kadınlara dair söz söylediği ya da kadınların sadece kendi yaşamlarına dair söz söylediği biçimler gerçekleşir. Ama bu çalışmada kadınların, toplumsal yaşamın her alanına dair söz söylediği bir sayı çıkarmış olduk. Örneğin, Cizre'deki direniş, toplumsal mücadele deneyimi olarak kadınlar tarafından incelendi. Amedspor'a yapılan faşist saldırılar yine kadınlar tarafından ele alınıp incelendi. Aslında bir açıdan da sonraki kuşaklara deneyim ve tecrübelerimizi bırakmak istedik" şeklinde vurguladı.
'Kadına biçilmiş geleneksel rollerle mücadele'
Bu çalışma ile kadınların kendilerine yönelik güvensizliklerinin de ortaya çıktığını ve kadın yazarların yazılarına ilişkin tartışmalar yürüttüklerini belirten İlke, "Kendini özgürleştirmek isteyen ama gelenekselliğin duvarlarına çarpan örnekler vardı. Bu sayıda kadına biçilmiş ve arada kalmış rollerle karşı karşıya kaldık, bununla mücadele ettik" şeklinde konuştu. Kadın yazarların yazılarındaki eril dilden uzak özgünlüğü de dikkat çeken İlke, yazılarda; kadın özgürlüğüne ve mücadeledeki yerine dair özel vurguların olmasının kendileri açısından önemli bir deneyim olduğunu kaydetti.
'Bir devrim örgütlüyoruz ve bu devrimin yarısı kadınlar'
"Bir devrim örgütlüyoruz ve bu devrimin yarısı kadınlar" diyen İlke, bu çalışmayı yaparken erkekler için de zorlayıcı güç olduklarını ve belirterek, son olarak şunları kaydetti: "Çıkardığımız sayıların editöryal düzeltmelerini yaparken gizlenmiş erkek egemen dille karşılaşıyoruz. Erkek yoldaşlarımızın, kendi erkek egemen rolleriyle nasıl yüzleşeceklerine ve kadınların denetimi altında neler yapılabileceğine dair kimi deneyimler açığa çıkardık. Kadın özgürlüğü aynı zamanda toplumsal mücadelenin ve özgürlüğünün en temel öğesidir. Kadın sayısını erkeklerinde okumaları bu konuda bilinçlenip fikir edinmeleri konusunda itekleyici güç olmaya çalışıyoruz."
(ce/ödk/dk)