Mor kamera ödülü alan Leyla: İstediğimiz dünya savaşın yıkıntılarında gizli
09:06
JINHA
İSTANBUL - 14. Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmler Festivali'nde Mor Kamera: Umut Veren kadın sinemacı ödülü 'Uzak mı' belgesel filmiyle Leyla Toprak'a verildi. Leyla, dünyanın ortak kültür tarihinin hikâyelerden oluştuğunu söyleyerek,"Bizim de yaratmak istediğimiz dünyayı oluşturan hikâyeler savaşın bir sonucu olan bu yıkıntılarda gizli. Kadınların hikâyeleri bunlar. Sinema hem hatırlatmak hem de unutturmamak adına bir alandır" dedi.
14.Uluslararası Gezici Filmmor Kadın Filmler Festivali'nde Mor Kamera: Umut Veren kadın sinemacı olarak Leyla Toprak ödül aldı. Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçılarından olan yönetmen Leyla Toprak'ın "Uzak mı…" isimli belgeseli, Kobanê'deki kadın savaşçıların binlerce yılın ataerkil baskısına başkaldırısının yanı sıra bölgedeki savaşa dair tanıklıklarının anlatımıyla oluşuyor. Belgeselin yönetmeni Leyla Toprak'la belgeseli üzerine konuştuk.
'Film sanatsal tepki olarak ortaya çıktı'
MKM sanatçısı Leyla Toprak, ilk olarak filminden bahsederek "Uzak mı bitmemiş bir cümle aslında. Savaşın mekanı da savaşanlar bir bilgisayar oyunu gibiydi. Her şeyin tüketim malzemesi haline dönüştüğü bu sistemde bu konunun da sıkılınca izlenecek bir savaş oyunu hissiyle yaklaşılması beklenen bir sosyolojik tehlikeydi" dedi. Leyla, filmin sanatsal bir tepki olarak ortaya çıktığını söyledi. Sanatı Ortadoğu'da çok acı çektiren bir süreç olarak tanımlayan Leyla, "Kısıtlı imkânlardan dolayı senin daha fazlasını yaratman gerekiyor. Sinema yapmayı bir yol gibi düşünün ve o yolda bir sürü insanla koşmak zorundasınız" diye konuştu.
'Uzak değil sizin gerçekliğiniz'
"Bütün toplumsal tanımlamalara baktığımızda, ilkel-komünal ve sonrasındaki toplumları incelediğimizde kadın üretim alanlarında hep en güçlü iken erkekler tarafından geride bırakılmış" diyen Leyla, sadece sinemada değil toplumun tüm meslek alanlarında kadınların görünmez kılınmaya çalışıldığını dile getirdi. Filmi yaparken asıl amacının kadınları anlatmak olduğunu belirten Leyla, "Dünyanın neresinde olursa olunsun ezilenin yanında ve zulmün karşısında mücadele eden tüm kadınların anlatılması gerekiyor. Herkes gücünün yettiği kadarı ile o kadınları görünür kılması gerekir. Çünkü yaptıkları şey insanlık adınadır ve kadını özgürleştirmek için bu hakikati arayanlar toplumu da özgürleştirecektir" diye ifade etti. Uzak mı belgesel filmini direnen kadınları anlamak ve anlatmak amacıyla çektiğini dile getiren Leyla, filmle uzak değil sizin gerçekliğiniz mesajını vermeyi amaçladığını söyledi.
'İstediğimiz dünya savaşın yıkıntılarında gizli'
Dünyanın ortak kültür tarihinin hikâyelerden oluştuğuna dikkat çeken Leyla,"Bizim de yaratmak istediğimiz dünyayı oluşturan hikâyeler savaşın bir sonucu olan bu yıkıntılarda gizli. Kadınların hikâyeleri bunlar. Binlerce yıldır baskın toplumsal tanımlamalarda ilkel-komunal dönemden sonra tarım, köleci, feodal ve kapitalist toplum-da kadının tarihsel yaratımlarına yaklaşıma ve biçilen role bir başkaldırı niteliği taşıyor" dedi.
'Bütün toplumsal dertleri sinemaya taşıyacağım'
Kadının düşlerinin, bedeninin, emeğinin erkek egemenliği tarafından kuşatıldığı halde sinema yapmasının aslında bir insanlık meselesi olduğuna vurgu yapan Leyla, "Toplumunda özüne kavuşma meselesini en başta sanat yapıyor. Sinema hem hatırlatmak hem de unutturmamak adına bir alandır" dedi. "Bir sanatçı olmaya çalışan biri olarak benim gücüm yettiğince içimdeki bütün toplumsal dertleri sinemaya taşıyacağım" diyen Leyla, toplumsal olanın kişisel olduğunu, kişisel olanın da politik olduğunu ve sinemayı, içindekileri başka insanlara fayda sağlayacak bir alan olarak gördüğünü ifade etti. Leyla son olarak herkesi kendi penceresinden hakikat arayışçısı olmaya çağırdı.
(dek/ödk/dk)