'Armağan ekonomisi' ile başka bir dünya mümkün!
09:01
JINHA
İSTANBUL- Kara Kabare Tiyatro Topluluğundan Şirvan Akan ile alışılagelmiş tiyatro sınırlarının dışına çıkan, ezberleri bozan ve kapitalizmin sanat algısına karşı alternatifi yaratan 'armağan ekonomisini' konuştuk.
Özel mülkiyete ve paranın her şeyi satın alabileceği düşüncesine karşı 'armağan ekonomisi' insanlarda önemli bir paylaşma ağı oluşturuyor. Üretmek yerine sürekli tüketmeye odaklanmış modern toplum insanı, her geçen gün mekanikleşiyor. Fakat gerçek zenginliğin maddi birikimle ölçülmediği ve insanların birbirlerine gönülden dokunabildikleri armağan dünyasını yaratmak isteyenler de mevcut. Yani hayatlarını ticarileştirerek, para kazanıp bir takım güvenceler sağlamaya çalışarak değil de doğru olduğuna inandıkları, yapmaktan keyif aldıkları, tutku duydukları konulardaki armağanlarını dünyaya, insanlara, toplumlarına özgürce ve koşulsuzca sunmaları üzerinden kurgulanan bir ekonomik sistem oluşturuluyor. Bu sanatla bir araya geldiğinde ise insanlarda daha büyük bir dönüşüme yol açıyor. Kara Kabare Tiyatro Topluluğu da tam olarak bunu yapıyor. Tiyatronun oyunları ile buluşmak isteyen izleyiciler bilet satın almak yerine tiyatronun belirlediği ihtiyaç listesinde bulunan materyallerden birini armağan ediyor. Bu kimi zaman bir kitap, kimi zaman bir vazo oluyor.
'Üçüncü taraflarla bilet satmak vicdanımızı huzursuz etti'
Yazar, yönetmen ve oyuncu Şirvan Akan geliştirdikleri bu sistemin yazdığı ilk oyundan çıkan bir fikir olduğunu belirterek, "Sahnede söylediğimiz söz ile oyunla seyirci arasında bir hiza kurmaya başladık. Çünkü Gezi direnişinin öncesindeydik ve oyun sahneyi işgal eden dört oyuncuyu anlatıyordu" diye dile getirdi. "WallStreart'e, fabrika ve üniversite işgallerine selam çakan bir oyundu" diyen Şirvan, hem sahnede sisteme karşı çıkan sözler söyleyip hem de özel mülkiyetin keşfinden bahsettikten sonra izleyicilere vergilerle birlikte bilet satmanın vicdanlarını huzursuz ettiğini belirtti.
'Seyirci ihtiyaç listesinden birini seçerek oyuna geliyor'
2015 yılına gelindiğinde ise kendisinin yazıp yönettiği 2'inci oyunu olan Kamamber'de de aynı soruyla ekipçe karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Şirvan, "Yine 'nasıl sözümüzü hizalayacağız' diye kendimize sorduk. Ekiptekilerin hepsi kariyerlerinde belli bir noktaya gelmiş olgun oyuncular oldukları için bilet satın almadan oyun izleme önerime çok sıcak baktılar" diye konuştu. Şirvan, pratik olarak bu düşünceyi nasıl uygulayabilecekleri üzerine araştırmalar yaptıklarında 'armağan ekonomisini' keşfettiklerini söyledi. Bütün ekibin, oyuncularından tekniğine kadar hepsinin kalplerine dönüp ve gerçekte neye ihtiyaçları olduğunu kendilerine sorduklarını belirten Şirvan, "Bu ihtiyaçlardan oluşan listeyi internet sayfamızda yayınlıyoruz. Ve seyirci o ihtiyaçlardan birini seçerek oyuna geliyor" dedi.
'Tiyatro ile toplumu dönüştürebilmeyi keşfettik'
Listede, hurma, kadayıf, ceviz gibi yiyeceklerin olduğuna dikkat çeken Şirvan, "Aynı zamanda ikinci el kitaplar, cesaret deneyimi ve yoga dersi gibi armağanlar da oluyor. Bu seyirci ile tiyatrocu arasında başka bir alış-veriş köprüsü kuruyor" diye ifade etti. Şirvan, sanatın özelinde de tiyatronun gerçekliğinin, dünyayı ve var olanı dönüştürecek bir dinamiğe ve güce sahip olduğunu dile getirerek, bu çabalarının o gücü açığa çıkarma denemesi olduğunu ve tiyatroda yaptıkları şey ile toplumu dönüştürebilmeyi keşfettiklerini söyledi.
'Oyun kadınlara güçlenme çağrısı yapıyor'
Şuan da sahneledikleri Kamamber isimli oyun hakkında da bilgi veren Şirvan, 4 kadının hikâyesini anlatan oyunu şu sözlerle anlattı: "Benim oyunu yazdığım noktalarda hayatıma sorduğum soru şuydu; bu dünya katillerle, kumarbazlarla, tecavüzcülerle ve dolandırıcılarla dolu ve ben şuan burada varım ve nasıl var olmaya devam edeceğim? Oyun da izleyiciye bu soruyu soruyor. Sahnede, edebiyatta, sinemada güçlenmiş kadınlar görüp onların hikâyelerini görmek istiyorum. Ya da kendi güçlenme hikâyemi onlara anlatmalıyım. Buna çok ihtiyacım vardı ve bu yüzden Kamamber bir kadın oyunu oldu. Oyun kadınlara birlikte güçlenme çağrısı yapıyor."
(dek/ck/mg)