Kadın yazarlar: Savaşa karşı barışı haykırmalıyız
09:05
Özgü Özütok/JINHA
İZMİR - 14. İzmir Öykü Günleri 12-14 Şubat tarihleri arasında Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi'nde 'Gençlik ve barış' temasıyla öykü yazarları ve okuyucuları ile buluştu. Sur ve Cizre'deki olayların vicdanı olan herkesi derinden etkilediğini belirten kadın yazarlardan Oya Uslu, "Edebiyatçıların da üzerinde durması gereken yer tam olarak burasıdır. Madem edebiyat iyilik, güzellik, insanlık içindir; durulması gereken yer savaşa karşı olmak barışı haykırmaktır" dedi.
Necati Tosuner'in onur konuğu olarak ağırlandığı 14. İzmir Öykü Günleri birçok öykü yazarı, edebiyat eleştirmeni, edebiyat dergisi yayın yönetmeni ve okuyucuyu bir araya getirdi. Edebiyata dair güçlü tartışmaların ve etkinliklerin yapıldığı buluşmanın ardından kadın yazarlar ile bu yılın teması üzerine konuştuk. Edebiyatın bir mücadele aracı olduğunu belirten yazarlar, "Tam da edebiyat yapılması gereken bir dönemdeyiz" diye ifade etti. Edebiyat Eleştirmeni Ayşegül Tözeren, 2002'den bu yana Türkiye'de ve dünyada öykü yazarları ve okuyucularının buluşmalarına neden olan İzmir Öykü Günleri'ni şu sözlerle anlattı.
'Birçok coğrafya acılı yıllar geçiriyor'
Dünya öykü gününü doğuran şeyin öykü forumları olduğunu belirten Ayşegül, "Yani öykülerin demokratik bir ortamda tartışılmasının ardından dünya öykü günü oluşmuş durumdadır. Dünya öykü gününün kuruluş felsefesine baktığımızda evrensel değerleri görüyoruz. Barış, demokrasi, eşitlik ve edebiyatın nitelikli olarak okura sunulması gibi evrensel değerlerin yazarları bir araya getirdiğini görüyoruz. Dünya öykü günü sadece Türkiye'de değil pek çok ülkede buluşmalara neden oluyor. Kutlanıyor diye söylemiyorum çünkü birçok coğrafya acılı yıllar geçiriyor" dedi. Kasım 2003'te 69. Uluslararası P.E.N. Dünya Kongresi'nde Özcan Karabulut'un önerisiyle kabul gören Öykü Günü Etkinliğinin, o tarihten bu yana hem Türkiye'de hem de dünyada artan bir coşkuyla kutlanmaya devam ettiğini belirten Ayşegül, etkinliğin bilhassa genç öykücüleri heveslendirdiğini belirtiyor.
'Edebiyatın yapılması gerektiği bir dönemdeyiz'
Üç büyük şehir dışında Samsun, Bursa, Eskişehir, Edirne, Erzurum ve Diyarbakır'da da öykü günleri etkinliği yaptıklarını belirten Ayşegül, "Ankara'da bu yıl Dünya Öykü günü bildirisini yazan, yazar Ayşe Kulin bildiriyi okuyacak ve bir söyleyişi gerçekleştirecek. Bu yılki temel yönelim gençlik, barış ve kadınları da içine dahil ediyor. Türkiye'de erkek şiddetine uğrayan kadın ve bilhassa şu aralar en çok ihtiyacımız olan şey barış etkinliğin temaları arasındadır. Diyarbakır'da 14 Şubat Dünya Öykü günü 21 Şubat Dünya Anadil Günü'yle birleştirilerek yapılacak. Çatışmalı olan bu süreç edebiyat için bir kesintiye neden olmayacak. Tam da edebiyatın yapılması gerektiği bir dönemdeyiz. Orada da Türkçe ve Kürtçe yapılacak. Diyarbakır'dan Edirne'ye kadar uzanan bir buluşmanın çok değerli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
'İnsanların günümüzde sarsılmaya ihtiyacı var'
Bir başka öykü yazarı Oya Uslu ise edebiyat alanında yükselişe geçen öykü türü ve yurt genelinde organize edilen barış temalı öykü etkinlikleri için şunları kaydetti: "Hayat anlardan oluşur ve öykü de kısa anların ya da aralıkların çarpıcı bir şekilde yansıtılmasıdır. Öykünün değeri biraz da bu çarpıcılığından gelir. İnsanların günümüzde sarsılmaya ihtiyacı var. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki bir yanda duyarsız ilgisiz bir hayat biçimi varken diğer yanda savaş, yoksulluk var. İnsanlar, bizzat kendileri dahi yaşasa bir takım acıları sanki kendilerinin dışındaymış gibi hissettikleri bir dünya içinde yaşıyor. Hem başkalarının yaşantısını hem de kendi yaşamını, insanların daha iyi kavraması için bu sarsıcılığa ihtiyaç var. Belki de bu yüzden bu dönemde yükselişe geçmiş olabilir diye düşünüyorum. Edebiyat dünyayı güzelleştirmek için var, iyiliği hâkim kılmak için var. Barış da insanlık için en güzel kavramdır, çünkü barışın içinde huzur vardır, güven vardır, özgürlük vardır. Ne yazık ki günümüzde alabildiğince çatışma ortamı, savaş var."
'Edebiyatçılar mücadeleyi devam ettirmeli'
Sur ve Cizre'deki olayların vicdanı olan herkesi derinden etkilediğini vurgulayan Oya, "Edebiyatçıların da üzerinde durması gereken yer tam olarak burasıdır. Madem edebiyat iyilik, güzellik, insanlık içindir; durulması gereken yer savaşa karşı olmak barışı haykırmaktır. Sadece kalemiyle de değil pratik olarak da barışçıl düşlerle el ele verip bu mücadeleyi geliştirmek gerekir. Aslında savaşı yaşayan bölgedeki insanlarla birebir temas ederek ve aktivist olarak edebiyatçılar da mücadeleyi devam ettirmelidir diye düşünüyorum" diyerek edebiyatçılara seslendi.
'Barış diliyorum'
Edebiyat dergisi Pulbiber'in yayın yönetmeni olan Deniz Durukan da Öykü Günleri ve barışa dair düşüncelerini "Öncelikle Dünya Öykü Günü kutlu olsun diyorum" sözleri ile başlayarak anlattı. Deniz Mart ayında ise 'Dünya Şiir Günü' yapıldığını ve bu tür etkinliklerin önemli olduğunu dile getirdi. Etkinliklerin hem okuyucu hem de yazarları bir araya getirdiğini ifade eden Deniz, "Biz de dergicilikle ilgili bir konuşmadan çıktık az önce ve 70-80'lerden beri dergicilikle uğraşan farklı yazarlarla bir araya geldik. Bu dönem dergilerin çok popüler olması ve satıyor olması üzerinden yapılan bir konuşmaydı. Bu yılki tema üzerinden de herkese barış diliyorum ve barış gelsin istiyorum" dedi.
(ck/mg)