Rosa Lüxemburg'un hayatı 'Kızıl Rosa' ile çizgi romanda

09:08

JINHA

HABER MERKEZİ - Rosa Luxemburg'un hayatı "Red Rosa" (Kızıl Rosa) isimli çizgi romanı ile canlandıran sanatçı Kate Evans, "Rosa'nın doğduğu muhafazakâr Victoria çağı değerlerine en kötü şekilde dönüldüğünü görüyoruz. Dolayısıyla onun sözleriyle kapitalizmin eleştirilmesi çok kullanışlı oluyor" diyerek çizgi romanı anlattı.

Dünya devriminin öncülerinden ve 97 yıl önce Almanya'da faşist sistem tarafından yoldaşı Karl Liebknecht ile birlikte katledilen Rosa Luxemburg'un hayatı ilk kez çizgi roman ile anlatıldı. Rosa Luxemburg Vakfı tarafından destelenen çizgi roman Kate Evans imzasını taşıyor. Kadın yayıncılığı yapan Broadly isimli internet sitesinde röportajı yayınlanan Kate, hem devrimci sosyalist teorisyen, hem erkek baskısına karşı direnen kadın Rosa Luxemburg'u çizmeyi anlattı.

'Her açıdan baskıyla karşı karşı kalan bir kadındı, hepsini atlattı'

Rosa'nın her açıdan baskılarla karşı karşıya kaldığını belirten Kate çizgi roman yazma nedenini şöyle anlattı: "Rosa Luxemburg, ufacık, Yahudi, mülteci, devrimci, sosyalist, topallayan, 1871 yılında doğan bir kadındı. Yani birçok açıdan baskıyla karşı karşıya kalan bir kadındı, bu baskıları tamamen atlatarak, Avrupa'da kadınların üniversiteden mezun olacak tek bir devlet olduğu bir dönemde ekonomi eğitim görevlisi oldu. Kitap yazmak için Rosa Luxemburg Vakfı'ndan teklif aldım. O zamanlarda hamilelik ve doğum hakkında 300 sayfalık bir kitabın 70. sayfasındaydım ama yine de 'evet' dedim."

'Günümüz Rosa'nın yaşadığı muhafazakar dönemine gittikçe benziyor'

Rosa Luxemburg'un mirasının bugün çok önemli olduğunu hatırlatan Kate, "O bir Marksist ve bence Marx kapitalizmin en tutarlı eleştirisini verdi. Kapitalizm şu an çok zor durumda. Dünyanın bütün güç, etki, parayı en zengin yüzde 1'in ellerinde toplanmasına yol açan kontrolden çıkmış neoliberalizm var. Haklarından mahrum edilen orta sınıf en üsttekiler tarafından yavaşça kanı emiliyorken, dünyanın her yerinde gittikçe insanların haklarını kaybettiği, dengesiz bir durum var. Aslında dünya genelinde insanlara sosyal yardım parçalanırken, Rosa'nın doğduğu muhafazakâr Victoria çağı değerlerine en kötü şekilde dönüldüğünü görüyoruz. Dolayısıyla onun sözleriyle kapitalizmin eleştirilmesi çok kullanışlı oluyor" şeklinde Rosa'nın teori ve düşüncelerinin günümüz için son derece önemli olduğunu kaydetti.

Rosa feminist miydi?

Rosa'nın bir "feminist" olarak tanıtılıp tanıtlanmamasının açık bir soru olduğunu söyleyen Kate, "Almanya Sosyal Demokratik parti içinde çalışırken ona partinin kadın bölümü başkanlığı vermek istendi, o da çok bilinçli bir şekilde kendisini bundan uzak tuttu. Rosa, kendisi feminist olarak tanıtan ve feminist gazete Die Gleichheit yani 'Eşitlik'in editörü Clara Zetkin'in çok yakın arkadaşıydı. Ama Rosa kadın bölümünün sorumluluğu almadan mesafeli kaldı, çünkü çok haklı olarak bazıların onu ekonomik politikaları hakkında yorum yapabilmesinden kenara çekmesiyle sonuçlanacağını gördü, ekonomi politiği zaten en güçlü noktasıydı" dedi. Kate, ayrıca o günlerde egemen feminist hareketlerin oy hakkı sadece burjuva kadınlar için sağlaması gibi elit tutumlardan dolayı Rosa'nın bir çok feministinden uzak durduğunu belirtti.

'Rosa'yı korseden çıkarmaya çalıştım'

Kate, ayrıca Rosa'nın çıplak bedenini çizmeyi neden seçtiğini anlatırken, sansasyonelleştirmeden Rosa'nın hayatının gerçeğini anlatmaya çalıştığını söyledi. "Evet cinsel sahneler var çünkü cinsellik Rosa için önemliydi. Rosa'nın sevgilileri vardı, sevgililerini de kendisi seçiyordu. Hatta Sosyalist Demokrat Parti üyeleriyle bazı anlaşmazlıkları aslında onların Rosa'yla beraber olmak istemesi, Rosa'nın reddetmesiyle ilgili gibi görünüyor" dedi. "Rosa'yı korseden çıkarmaya çalıştım" diyen Kate, o dönemin 'güzellik' anlayışına da eleştiri getirerek, "İnsanlara korse bağlanarak işkence yapılmasını göstermek istedim çünkü çok aşırı bir şeydi. Bir de tarihi bir gerçek olarak onun bacakları, kol altları, genital bölgesi tüylü olurdu. Kadın bedenin nasıl gösterileceği porno tarafından şekillendirilirken, kitaplarımda buna meydan okuma fırsatı hoşuma gitti" dedi.

Kitap hem mektuplar, hem teorik yazılarına dayanıyor

Rosa'nın kendi yazılardan yola çıktığını belirten Kate, "Araştırma sürecim buydu: bir yandan kızıl hastalığına yakalamış iki çocuğuma iki odalık evimizde bakarken, öbür yandan devrimci sosyalist metinleri okumaya çalışıyordum. Onun mektuplarıyla başladım ki Rosa'ya harika bir giriş oluyor. Yazışmalarında Rosa tam canlılığıyla görünüyor. Karşında esprili ve hırslı, yerinde duramayan ve neşeli biri olduğunu hemen anlayabiliyorsun. Çeşitli konularla alakalı bazı paragrafları seçerek bir belgede topladım. O, hikayenin belkemiğini oluşturdu. Sonra bütün yazıları okudum, çizgi roman şekline uygun olmak için yeterince kısaltabilen parçaların altını çizdim" dedi.

(cm/gc)