'Kürt kadınının yeri Beritan filminde gösterildi'
20:59
JINHA
İSTANBUL- 'Dünyaya Başkaldırıyoruz Konferansı'nın son oturumunda Diyarbakır'da bombalı saldırıda yaralanan sinemacı Lisa Çalan sunum yaptı. Türkiye sinemasında Kürt kadınlarının eksik işlendiğini dile getiren Lisa, "Halil Uysal Beritan filmi ile Kürt kadının yerinin nerede olduğunu göstermiştir" dedi.
'Dünyaya Başkaldırıyoruz Uluslararası Kadın Konferansı'nın son oturumunda "Sanatsal Yaratım Sürecinde Kadın" konusu konuşuldu. Oturumda konuşmacı olarak çizer Sena Şat, dansçı Gonca Gümüşayak, Diyarbakır'da bombalı saldırıda yaralanan yönetmen Lisa Çalan, Mezopotamya Kültür Merkezi'nden (MKM) Rugeş Kırıcı, Tiyatro Simurg'dan İnci Bilaloğlu ve şair Berrin Taş yer aldı. İlk olarak söz alan Şair Berrin Taş kadının sanatsal yaratım sürecinin toplumsal alandaki durumundan bağımsız değerlendirilemeyeceğini dile getirerek, "Toplumun beklentileri kadının üzerine bütün ağırlığı ile çökmüştür.Toplumsal ortam kadının yaratıcılığını desteklemiyor. Aralıksız bir mücadele zorunludur. Birey olarak aşması gereken sorunlar hiç bitmez" dedi.
'Kadın bakış açımızı sanatımıza...'
İnci Bilaloğlu ise sanatsal yaratımın insanın kendine başka bir gerçeklik yaratması olduğunu dile getirerek, "Sanatta kadın çok zengin bir malzemedir. Biriktirdiği duyguları yaratım sürecini genişletir. Sahne üzerinde yüzleşmeyi ve dönüşmeyi yaşar. Kadın oyuncu için bu daha kolaydır. Erkeklerin genlerinden gelen üstünlük egosunu kırması kolay değildir. Tiyatroda da erkek egemen yaklaşımlar mevcuttur. Birçok kadın sanatçı ise bir imge olmak yerine nesne olmak için mücadele vermiştir" diye belirtti. Rugeş Kırıcı ise Kürtçe sanat yaptığını ifade ederek, "MKM İstanbul'da bütün kültürleri yaşatma eksenlidir. Çok yasaklı olduğumuz dönemlerde kurulmuştur. İstanbul'da bodrum katlarda sessizce sanat yapmaya çalıştık. Yaptığımız sanat toplumsal süreçten ayrı değil elbette. Tüm travmalarla sanat yapmaya çalışıyoruz. Şuan Kürdistan'da bir katliam var. Fakat yanı başında bir direniş de var. Bütün bunlar yaşanırken bunun sanatına yetememe duygusu çok acı veriyor. Kadın bakış açımızı sanatımıza yansıtma çabası içerisindeyiz. Kadın sanatçı ilk çatışmayı kendisi ile yaşar. Yola çıkarken size sunulan kültürel kodlar tek referansınız olur. Kendinizde bir yabancılaşma süreci yaşarsanız. Bu yolculuğu tamamlamak için cesur olmazsanız elinizde bir hiç kalır. Ama artık kadınların kendi kadın imgelerini oluşturduğunu görüyoruz" diye belirtti.
'Beritan Filmi Kürt kadının sinemada yerini gösterdi'
Ardından konuşan Gonca Gümüşayak Gezi Süreci ile kendi kendine bir ayaklanma yaşadığını dile getirerek, "Gezi sürecinde doğuda yaşananları anladım ve sorgulamaya başladım. Hepimizin özünde farklılıklar var. Biz bunu yaşadık ve ben bunu yeniden canlandırmak istedim. Bunun üzerine bir dans eseri ürettim. Bunu sokaklarda yapmaya başladım. Dansta iki karakter var biri eril, biri dişil. Daha sonra Ankara için, barış için başka arkadaşlarla sanat üretmeye devam ettim. Herkesin içinde ki öz, yaşama hakkı, ana dilinde konuşma ve sanat yapma hakkı biz bu bütünün parçaları olduğumuzu hatırlayabilirsek başaracağız" dedi.
Son olarak konuşan Lisa Çalan Ankara ve Suruç'ta yaşamını yitirenleri anarak sözlerine başladı. Sunumunu hazırladığı zaman dilimi içerisinde çok fazla duygu değişimi yaşadığını söyleyen Lisa, "Devlet şiddeti kendini kadın üzerinden var etmeye çalışıyor Kürdistan'da. Bir kültürü yok etmek için önce dilini sonra kadınlarını yok edersiniz" diye belirtti. Son dönemki filmlerde kadın karakterlerinin çok fazla olduğunu, kırık Türkçesi ile konuşan her karakterin adı konmamış Kürt karakterleri olduğunu söyleyen Lisa " Yılmaz Güney'in filmde Berivan karakteri Kürt'tür. Susan ve konuşmayan, töreyi kabul etmiş bir karakterdir. Doğruyu söylemek gerekirse bu Kürt kadını sinemalarda eksik verilmiştir. Çünkü Ağrı İsyanı'ndan beri Kürt kadını isyanın içindedir. Günümüzde Hükümet Kadın filminden, Mahsun Kırmızıgül filmlerine kadar hala Kürt kadını filmlerde iyi işlenmiyor. Halil Uysal Beritan Filmi ile Kürt kadının yerinin nerede olduğunu göstermiştir. Bir özeleştiri olarak kadınlarımızın da yetmediğini düşünüyorum. Daha çok var olma çabasına girmemiz gerekiyor. Bunu dile getirmezsek çözüm de bulamayız" dedi.
(ck-öç/gc)