İşgalci zihniyet önce insanları sonra kültürel mirası yok ediyor
09:06
Habibe Eren/JINHA
ANKARA - Diyarbakır Sur'da sivil alanlara atılan bomba atarlar sonucu yurttaşların evinin yanı sıra ilçedeki tarihi eserler yok ediliyor. Binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik eden bu yapılar halkların kültürel mirasını ortaya koyuyor. Katliamcı zihniyet insanları katlederken, insanlığa dair de ne varsa yok etmeye çalışıyor. DAİŞ Suriye'deki Palmira kentini nasıl yok ettiyse, Diyarbakır Sur'da da yapılar öyle yok ediliyor.
Birçok medeniyete beşiklik etmiş, ev sahipliği yapmış Diyarbakır, bugün işgalci ve imhacı güçler tarafından işgal edilmiş durumda. İmha politikasını devreye sokan devlet, halkın bulunduğu sivil alanlara girerek her gün yeni bir katliam yapıyor. Katliamcı zihniyet insanlara yaşam alanı bırakmazken tarihi, ekolojiyi, hayvanları talan ediyor ya da öldürüyor.
33 medeniyete ev sahipliği
Diyarbakır, Anadolu'da binlerce yıldan beri birçok medeniyetine beşiklik yapmış canlı bir tarih olma özelliğini taşıyor. Diyarbakır M.Ö. 7000 yıllarında Çayönü'nden başlayan ve günümüze gelen sürece kadar sadece Mezopotamya bölgesinde değil dünya tarihinde de önemli bir yerde duruyor. Diyarbakır'da bulunan Sur ve bu alanda yer alan yapılar; Bizans, Abbasi, Mervan, Selçuklu, Artuklu, Eyyubi ve Akkoyunlu'lara kadar 33 medeniyete ev sahipliği yapmış. Surlar, geçmişten bugüne yaklaşık 5 bin yıllık tarihleri içerisinde, savaşlar nedeniyle yıkılmış, sayısız tahribata, yok ediciliğe, yıkıma karşı ayakta durmuş fakat; şu an tarihinde tanıklık etmemiş bir işgalle karşı karşıya.
'Egemenler insanlığın tarihine tahammül edemiyor'
Saldırılarda atılan bomba atarlar sonucu yurttaşlara ait ev ve işyerlerinin yanı sıra ilçedeki tarihi yapılar da bir bir tahrip ediliyor. Tarihi Fatihpaşa, Arap Şeyh, Hacı Hamit ve Hasırlı camileri ile Ermeni Katolik ve Protestan kiliseleri devletin saldırılarıyla ağır tahribe uğramış durumda. Dış Kale surları içinde cami, medrese, türbe, kilise, han, hamam gibi tarihî eserler yer alıyor. İç Kale surları içinde iki kilise, Artuklu Sarayı kalıntıları. Viran Kale, sarnıç ve cami bulunuyor.
Toplumların üyelerine ait ortak geçmişlerini anlatan, aralarındaki dayanışma ve birlik duygularını güçlendiren kültürel yapılar; insanların tarih boyunca biriktirdikleri deneyimlerin ve geleneklerin devamlılığını, geleceğe aktarıyor. Egemen güçler ise tahammül edemedikleri yok etmek istedikleri halklara saldırdıktan sonra onların yaşam alanlarına ve kültürlerine dair bir iz bırakmamak için kültürel yapılarını da yok ediyor.
Pamlira'dan Diyarbakır'a işgalcilerin yok etme politikası
Tarih boyunca birçok topluluk ve devlet; savaşlarda teslim olmayan veya işgal ettikleri kentlerin yağmasını kural olarak kabul etti ve yağmaladı. İnsanlığa düşman DAİŞ çeteleri de bu yöntemi kullanıyor. Suriye'deki antik kent olan Palmira'yı havaya uçuran DAİŞ çeteleri, antik kentin baş arkeoloğu Halid Esad'ı öldürmüştü. 82 yaşındaki arkeolog Halid Esad'ın cesedi Palmira'nın harabelerine asılmıştı.
Suriye'deki savaş dördüncü yılını doldururken Birleşmiş Millet'lere göre ülkedeki çatışmalarda en az 300 kültürel yapı yok edildi. Birçok dini yapı, antik eser, eski tarihi şehir tahrip edildi. Türkiye'de Diyarbakır'da saldırılarda tahrip edilen, yakılıp yıkılan yapılar UNESCO tarafından koruma altına alınarak "Dünya Kültür Mirası" listesine girmişti.
Tahir Elçi'nin çağrısı hala bekliyor
En son Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi Dört Ayaklı Minare'nin zarar görmesine ilişkin, Diyarbakır'ın simgelerinden tarihi Dört Ayaklı Minare, yaşanan silahlı çatışmalardan böyle etkilenmiş, tarihi Sur bölgesinden daha önce çok sayıda cami ve tarihi eser silahlı çatışmalar nedeniyle tahribata uğradı. Sivil ve yaşam alanlarında ağır silahlarla yaşanan silahlı çatışmalar Cenevre İnsancıl Hukuk İlkeleri'ne aykırı olduğu gibi, tarihi ve kültürel değerleri de yok ediyor" şeklinde bir açıklama yaparak saldırılara son verilmesi için "Çatışmalar bu alandan uzak olsun" diye çağrı yapmıştı.
(sy/mg)