Sanatın özerk mekanı: Alternatif Tiyatrolar

09:02

Ceren Karlıdağ/ JINHA

İSTANBUL - Cansu Karagül'ün ilk kitabı Alternatif Tiyatrolar, mekan, seyirci, metin, sahne gibi öğeleri ile klasik tiyatro biçimi ve anlayışından ayrılan tiyatroların farklılıklarına ışık tutuyor. Alternatif tiyatroların daha özgür sanat alanları olduğunu belirten Cansu, "Cumartesi Anneleri veya anti militarist hareketle ilgili oyunların yapılabilmesi aslında alternatiflerin özerkliğinden kaynaklı" diyor.

Devlet ya da şehir tiyatroları dışında kalan, büyük sahneler yerine garajların veya boş apartman dairelerinin sahneye dönüştüğü ve hem seyirci hem de oyuncunun aktif rol aldığı alternatif tiyatrolar, Cansu Karagül tarafından kitaplaştırılarak raflardaki yerini aldı. Hapitus Kitap tarafından yayınlanan "Alternatif Tiyatrolar" Cansu'nun sosyoloji yüksek lisans tezi olarak tamamladığı ve kitaplaştırılan ilk çalışması. Cansu ile alternatif tiyatrolar ve kitabı üzerine konuştuk.

'90'larda yeni bir kuşak oluştu'

Seyircinin altta ya da yukarda olmadığı, bu şekilde dizayn edilmeyen, bağımsız, sınırları zorlayan, özgürlüğe sahip olduğunu iddia eden bu tiyatroların 1960'larda yoğunlaştığını, 1990'larda yeni bir kuşak oluşturduğunu dile getiren Cansu, "Ben ise 2000'lerin ikinci yarısını baz aldım. 8 tane tiyatro kurucusu ile görüştüm. Sadece mekan olarak alternatif oluşturduklarını dile getirenler de oldu. Bu sebeple mekan, seyirci, oyunun metni, seyircinin dışsallaştırılıp dışsallaştırılmaması gibi çeşitli yönlerden ele aldım" diye konuştu.

'Daha özgür metinlerle sanat…'

Sanat sosyolojisi bağlamında çalışmasını yürüttüğünü söyleyen Cansu, alternatif tiyatroların Tanzimat'tan bu yana kurumsallaşmış tiyatrolardan ziyade devlete bağlı kalmadan sanat yapmaya çalıştıklarını ve dolayısıyla daha özgür metinlerle sanat yaptıklarını kaydetti. "Cumartesi Anneleri veya anti militarist hareketle ilgili oyunların yapılabilmesi aslında alternatiflerin özerkliğinden kaynaklı" diyen Cansu, seyircinin ise alışık olmadığı bir tarzla karşılaştığını dile getirdi.

'Sanatta iktidarı yıkan bir yerden izliyorlar'

Seyirciler için oyuncular ile aynı düzlemde olmanın alışılagelmiş tiyatro deneyimlerinden farklı olduğunu söyleyen Cansu "Hem o sanatta ki iktidarı yıkan bir konumda oyunu izliyorlar hem de bu başka bir algı yaratıyor. 'Sadece oyunumu izler giderim' düşüncesinden ziyade interaktif oyunlar sayesinde izleyici oyun içinde konuşabiliyor, hareket ediyor ve oyuna dahil olabiliyor. Bunun yanı sıra komün bir yaşam alanı var. Seyirci ve mekanlar arasında bir yardımlaşma durumu var. Seyircilerin kendi çaylarını kendilerinin demlediklerine şahit oldum" dedi.

'Kolektif bir şekilde ayakta kalıyorlar'

Devlet ve şehir tiyatrolarının iktidarların yapısına göre şekillendiğini, manevra alanlarının olmadığını ve ulusallık, milliyetçilik gibi tabuların bu tiyatrolarda sabit kaldığını söyleyen Cansu, alternatif tiyatroların ise kendi aralarında birbirlerine destek olduklarını ve kolektif çalışma ile ayakta durmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Görüştüğüm tiyatrocularından bazıları ayakta kalabilmek için farklı işlerde çalıştıklarını ve günün sonunda herkesin maaşından tiyatro için bir bütçe ayırdıklarını söyledi" ifadelerinde bulundu.

'Sanata yönelik baskı arttıkça güçlü eylemler çıkacak'

Çalışması bittikten sonra görüştüğü tiyatroların bazılarının kapandığını kaydeden Cansu, "Bir kısmı daha eski olanların sahnelerinde devam ediyorlar. Bazıları sistem tarafından popülerleşmeye zorlandı. Ama mücadele bitmez. Özellikle sanata yönelik baskı arttıkça bir yerlerden daha güçlü eylemler çıkacaktır. Fakat seyirci de kendinden bir şeyler katıp giderse, destek olursa, sahip çıkarsa bu gerçekleşir" dedi.

(zd/mg)