Kızkardeşler 'Textê Reş' ile erk zihniyetine karşı direniyor
09:03
Rojda Oğuz/JINHA
WAN - Eril zihniyet yaşamın birçok alanında olduğu gibi iş hayatında da kendini gösteriyor. Van'da 'Textê Reş' isimli kafeyi açan iki kızkardeşin yaşadıkları da erkek egemen zihniyetin hangi boyutta olduğunu apaçık ortaya koymaya yetiyor. Tüm zorluklara rağmen mücadelelerinden vazgeçmeyen iki kızkardeş, "Kadın direnebildiği kadar vardır" diyor.
Kadınların karşılaştıkları sorunlar toplumsal alanda edindikleri bütün rollerde baş gösteriyor. Eril zihniyetin kadına biçtiği rollerde ekonomi, eğitim, siyaset gibi fırsat eşitliği gerektiren roller her zaman ikinci hatta üçüncü planda yer alabiliyor. İş hayatında kadınların karşılaştığı sorunların sebebi, kapitalist modernitenin toplumda kadını tanıtma şeklinden kaynaklı kadın kimliğidir. 90'lı yıllarda köy boşaltma olayları ve beraberinde gelişen maddi imkânsızlıklardan dolayı Şırnak Uludere'den ailesiyle Van'a göç eden Azime Babat, kız kardeşi Evin Babat ile birlikte yıllarca geçici işlerde çalıştı. Maddi güçleri yeterli bir duruma geldikten sonra iki kardeş bir iş yeri açtı. Resim Öğretmenliği bölümünü bitiren Azime, Van'da açtığı 'Texte Reş' isimli cafede karşılaştıkları sorunları anlattı.
'Aileme ve etrafımdaki insanlara karşı direndim'
Çalışma yaşamına atılmadan önce de birçok zorluk yaşadığını ifade eden Azime, küçük yaşlarda babasını kaybettiğini belirtti. Ailesinin sorumluluğunu üstlendiğini söyleyen Azime, "Herkesin kafasında işi ve geleceği ile ilgili bir plan vardır. Hayalleri gerçekleştirmek için özgüven ve cesaret gerekiyor. Toplumda zaten kadın olmak zor. Kaldı ki bir işletmeci olmak çok daha zor. Ben kendi hayatımda bunu çok yaşadım ve bunu sadece şimdi değil çocukluluğumdan beri yaşıyorum. Ben aileme, etrafımdaki insanlara karşı direndim. Çünkü herkes ağız birliği yapmış gibi 'okumasın, ne gerek var, zaten kadındır' diyordu. İnsanlar ağız birliği etmiş gibi hep aynı şeyi tekrarlıyorlardı" ifadelerinde bulundu.
'Hiçbir zaman emeğimin karşılığını alamadım'
Textê Reş adlı kafeyi açtıklarında kadın kimliğinin, esnaf statüsünün önüne geçtiğini ifade eden Azime, yıllarca geçici işlerde çalıştığını fakat hiçbir zaman emeğinin karşılığını alamadığını kaydetti. Yıllarca çalıştıktan sonra sürekli bir işe sahip olması gerektiğini düşünerek bir iş yeri açtığını söyleyen Azime, "İyi de gitse kötü de gitse kendi işimde kendi emeğimle durmak istedim. Bu bir yerde bir kadının kendini ispatlama girişimi gibi bir şeydi. Hedefim otantik bir mekan açmak, Kürt kültüründen bir şeyler yaşatmak" dedi.
'Kıraathaneler kadınlar için büyük bir problem'
İş yeri açmak için mekan bakma sürecinde birçok sorun ile karşılaştığını kaydeden Azime, esnaf, bina sahibi, kapıcı gibi kişiler tarafından da zorluk çıkarıldığını ifade etti. İşletme sahibi olmanın zorluklarını işin içine girdikten sonra fark ettiğini söyleyen Azime, karşılaştığı sorunların temel sebebinin kadın olması ile ilgili olduğunu kaydetti. Yaşadığı sorunlar karşısında mekanına gelen kadınları çok iyi anladığını ve buna göre hizmet verdiğini ifade eden Azime, "Ben bir işletmeci olarak erkek bakışlarından rahatsız oluyorsam, mekanıma gelen kadın müşterilerim de rahatsız oluyorlardır. Özellikte Van'da yaşayan kadınlar çokça tacize maruz kalıyor. Van genelinde yaygın olan ve neredeyse her sokakta birkaç tane olan kıraathanelerin kadınlar için büyük bir problem. Sokaklar erkekler tarafından zapt ediliyor" diye konuştu.
'Geri adım atmayacağım sonuna dek mücadelemi sürdüreceğim'
İşletmek için kiraladığı katın kullanılamaz halde olduğunu dile getiren Azime, ciddi bir emek harcayarak mekanı güzelleştirdiğini dile getirdi. Mekanı iş görür hale getirdikten sonra mülk sahibinin kirayı arttırdığına dikkat çeken Azime, her şeye rağmen geri adım atmadığını söyledi. Azime sözlerine şöyle devam etti: "Genelde bina sahipleri kendileri mekanda var olan tadilat işlemleri için kiradan bütçe ayırır. Fakat bizim mekan sahibimiz üzerine düşeni yerine getirmediği gibi bana çıkarabileceği kadar sorun çıkardı. Büyük emek harcadıktan sonra ortaya güzel bir sonuç çıktı. Fakat çevremdeki erkekler bana birçok sorun yaşatmaya devam etti. Daire sahibi mekanımda müşteri varken elektrikleri kesmek için şalterleri indirdi. Sırf mekanıma müşteri gelmesin diye asansörü bozarak müşterilerimin kaçmasına sebep oldu. İçerisinde olduğumuz binanın dış kapılarını kapatarak mekanıma gelen müşterilere 'burada böyle bir yer' yok denildi. Yaşadıklarım kendimi sorgulamama neden olurken direncimin kırılmasına da sebep oldu. Ama geri adım atmayacağım ve bir kadın olarak elimden geleni yapacağım. Sonuna dek kadın esnaf mücadelemi sürdüreceğim."
Kürt çocuklarının korkusu: Textê Reş
Kafenin adını neden 'Textê Reş' koyduğunu kendi hayatından örnekler vererek anlatan kafenin diğer işletmecisi Azime'nin kız kardeşi Evin Babat, "Türkçe 'Kara Tahta' anlamına gelen 'Textê Reş' çocukların korkulu rüyasıydı. Kendi dilinden eğitim göremediğin ve konuşamadığın için özgüven eksikliği vardı. Bu yüzden cesaretimiz yoktu ve her zaman etkilerini yaşadık. Yıllar geçti ve tahtaların rengi de değişti, yeşil oldu beyaz oldu ama Kürt çocuklarındaki o korku değişmedi. Kara tahta hayatımızda kara bir leke olarak kaldı. Hem dilimizi hem kültürümüzü yasakladı" ifadelerine yer verdi.
'Kadın direnebildiği kadar vardır'
Evin, karşılaştıkları sorunlara rağmen mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti. Kadınların ilerleyebilmesi için yollarına çıkan erk zihniyete karşı direnmeleri gerektiğini ifade eden Evin, "Kadınlar ne kadar zorluklarla karşılaşırlarsa karşılaşsınlar geri adım attıkları sürece ilerleyemez. Erkek zihniyetine ve devletin getirdiği erkek egemenliğine ne kadar boyun eğersen o kadar geri planda kalırsın. Kadınlar direnerek bu sömürünün önüne geçebilir ve başarabilir. Bir yerden başlamak bir adım atmak gerekiyor. İster esnaf ol, ister toplumda başka bir rolde ol, kadınlar direnebildikleri kadar vardır" diye konuştu.
(mc/mg)