Doç. Dr. Huriye Toker: Masallar en cinsiyetçi anlatımlardır
09:04
Handan Tufan / JINHA
İZMİR - Masallarda ve medyada kadının anlatım biçimine ilişkin açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Huriye Toker, masalların en cinsiyetçi anlatımlar olduğuna dikkat çekerek medya da kullanılan dilin ise masalların devamı niteliğinde olduğunu belirtti.
Çocuklara anlatılan masallar ile toplumsal yapı şekil bulurken ortaya çıkan yapı medya ile perçinleşiyor. Yaşar Üniversite'nden Doç. Dr. Huriye Toker masallarda kadının anlatım biçimine ilişkin konuşarak, kadının masallardaki anlatımı ile medyadaki kadın anlatımını karşılaştırdı. Masalların medyanın devamı niteliğinde olduğuna dikkat çeken Huriye, masalların en cinsiyetçi anlatım olduğunu belirtti. Huriye, "Her şey masallarda başlıyor. Bu masalları okumaya devam ediyoruz. Masallar toplumsal cinsiyetleri pekiştirir. Toplumsal rolleri yeniden üretir" dedi.
'Kodları bilinçaltına enjekte ediyor'
Çocukların masal karakterleri ile özdeşleştiğini hatırlatan Huriye, "Tekrar edilmesine jenerasyondan jenerasyona aktarılmasına neden olur. Yani masallar toplumsal verinin yansımasıdır. Çocukların yetişkin yaşamındaki düşüncelerine zemin hazırlıyoruz. Kodları bilinçaltına enjekte ediyor" diye belirtti.
'Masalarda kadınlar'
Huriye, masallarda dayatılan öğretilere ilişin şöyle dedi: "Dayatılan öğreti de kadın güzel olmalıdır. Evine sadık itaat eden kadın modeli yaratılır. Çirkin kadınlar evde kalmaya mahkumdurlar. Güzellik kadın olmanın önemli bir parçasıdır. Üvey annenin ayna sorgusunda ayna toplumdur. Üvey anne aslında toplumun beğenisi için aynaya bakıyor. Aynanın görüşü toplumun görüşüdür. Eğer Sinderalla 12'den sonra eve gelirse yaşamı felakete dönüşüyor. Gelecek nesilede böyle aktarılır. Kadın özgürleşmeye başladıkça toplum tarafından yavaş yavaş dışlanıyor. Kırmızı Başlıklı Kız'da ise sisteme aykırı davranırsanız cezalandırılırsınız mesajı var."
'Medyada devam ediyor'
Medyada da durumun benzer olduğuna değinen Huriye, "Ana akım medyaya bakın. Televizyon haberleri, eğlence programları, dizileri, dergileri ve yayın organları ile cinsiyet politikaları ile fark etiğimiz ve fark etmediğimiz bir sürü ayrıntı var. Bu açıdan bizim ihtiyacımız olan ayırt etme kapasitesi güçlenmektir. Yani ayırt etme kapasitesini kullandığımız an güçleniriz. Bilinçli ya da bilinçsiz dayatılan kadın ve erkek olma değerlerini fark edeceğiz. Bunun körüklendiğini cinsiyet eşitsizliğinin daha da körüklediğinin bilincine varacağız" şeklinde konuştu.
'Sunulan toplumsal cinsiyet ayrımlarını normalleşiyor'
Örneğin dizilerde kadın karakterlerin başına ne gelirse gelsin aile kurumunun devamlılığını esas aldıklarına dile getiren Huriye, "Karakterlerin evlenmek ve anne olmak tek istekleri. Alternatif kadın modellerini vermek yerine geleneksel kadın rollerini veriyor. Günümüz erkek ve kadın hallerini bozulmuş olarak göstererek kendi tanımlarını normalleştirmeye çalışıyorlar. Bir süre sonra bu normalleşmeyi sorun olarak görmemeye başlıyoruz. Sunulan toplumsal cinsiyet ayrımlarını normalleşiyor" dedi.
'Haberlerde sessizlik var'
Haber içeriklerinde kadınların sessizleştirmeye ve marjinalleştirmeye yol açtığına değinen Huriye, "Kadınlık ve erkeklik tanımlarını değiştirmeliyiz. Şimdi farkına varırsak adım adım yol alırız. Medya içinde yeni stratejilere ihtiyacımız var" diye belirtti.
(dk)