Sanatçılardan barış çağrısı

09:05

JINHA

İSTANBUL- "Ötekileştirilen tüm politikalara karşı, sonsuz bir barış için, iş yine başa düştü" diyen Özgür Sanat Girişimi üyesi sanatçılar, sanatın hak ihlallerine karşı bir duruş olduğunun altını çizerek, tüm sanatçıları 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde barışı haykırmaya çağırıyor.

AKP'nin savaş politikalarına, sivil katliamlarına karşı sanatçılardan tepkiler yükseliyor ve barış çağrıları yapılıyor. Savaşa karşı sanatın dönüştürücü gücünün kullanılması gerektiğini söyleyen sanatçılar, tüm sanatçıların ortak bir dile sahip olması ve barış için ses çıkarması gerektiğini belirtti. 7 Haziran genel seçimlerinden sonra Kürdistan'da gerçekleştirilen saldırılara ve katliamlara karşı Özgür Sanat Girişimi'nde bulunan sanatçılar, 1 Eylül Dünya Barış Günü'nün yaklaştığı bu günlerde tüm sanatçıları barışın sesini yükseltmeye çağırdı.

'Bu günler barışa en çok ihtiyacımızın olduğu dönemler '

Özgür Sanat Girişimi'nden Pınar Aydınlar, ülkede sistematik bir şekilde yürütülen savaş politikalarının yansımamsı olarak, bölgede ağır şekilde baskı ve operasyonlar devam ederken, Karadeniz'de de farklı projelerle halka zulmedildiğini söyledi. Pınar, "Barışa en çok ihtiyacımızın olduğu bir dönemin içerisindeyiz, çünkü bu savaş, egemenlerin sermaye ve iktidar savaşı. Bizler onurlu bir barışa giden yolun ancak onurlu bir savaştan geçeceğine inanan insanlarız. Bu süreçleri yaşarken nice bedeller verdik, buna hepimiz tanık olduk. Kobanê, Şengal, Rojava buna örnektir" şeklinde konuştu. Dört bir yandan çevreleyen savaş politikalarına karşı halkların barıştan yana ısrarcı bir duruş sergilemesi gerektiğini kaydeden Pınar, "İstediğimiz bu barış, sistemle bir barış değildir. Halkların özgürlüğüne giden, adalete, eşitliğe, doğaya sahip çıkma ruhuyla verdiğimiz mücadele ve gösterdiğimiz irade ile gelecek bir barıştır" dedi.

'Kan yerine güllerin açtığı bir coğrafya'

"1 Eylül Dünya Barış Günü'ne egemen sisteme karşı, TOMA'ların ve bombaların sahibi gerici, faşizan ve ırkçı sisteme karşı artık yeter diyoruz" diye devam eden Pınar, sokaklarda ağlayan kimsesiz çocukların gözyaşları yerine mutluluğun gelmesi gerektiğini vurguladı. Pınar, "Halkların önce hak eşitliği, ardından kardeşliğinin yaşanacağı bir coğrafya özlemimiz" ifadesini kullandı.

'Barış hemen Türkiye topraklarında yeşermeli'

Gerçek sanatın, barışın, demokrasinin ve insan haklarını savunan bir kavram olduğunu kaydeden Tolga Sağ, "Bizler gerçek sanattan bunu anlıyoruz. Sanatçının yaptığı sanat içerisinde topluma dair bir mesaj olmalı. Bugün toplumun en çok ihtiyaç duyduğu mesaj ise savaşın dinmesi ve barışın bir an önce Türkiye topraklarında tekrar yeşermesidir" şeklinde konuştu. Bu mesajın verilmesi noktasında sanatçılarla ortak duyarlılıklarının bu doğrultuda olması gerektiğini belirten Tolga, "Dünya barış günü yaklaşıyor, ama barışın olmadığı bir ülkede dünya barış gününü kutlamak çok gerçekçi durmuyor. Barışın tesis edilmesini umuyorum ve dünya barış gününde barışık halklar olarak bu günü hep beraber kutlamamızı temenni ediyorum" diye kaydetti.

'Barışın daimiyet kazanmasının koşullarını aramalıyız'

Barış için harcanan çabanın iyi bir çaba olduğunu söyleyen sanatçı Erdoğan Emir, toplum olarak en temel arayışın, bir erdemsizlik karşısında kendi içinde erdemi referanslandırmış ve yaşamsallık kazandırmış bir meselenin yanında nasıl durulabileceğinin cevabını bulmak olduğunu belirtti. Erdoğan, "Bu fikrin kendisini nasıl hükümdar kılıp nasıl buna yaslanabiliriz ve bunun için de insanlık adına barışın daimiyet kazanması, süreklilik kazanması, bunun yaşamın bütün alanlarında hakim olabilmesinin koşullarını aramak gerektiğini düşünüyorum" dedi.

'Toplum neden ablukada'

Sistemin toplumları esas almayan, elit bir azınlığı esas alan eksikliklerinin sorgulanması gerektiğini belirten Erdoğan, "Toplumların ihtiyaçlarını hiçbir şekilde karşılamayan, ciddi eksiklikler barındıran bu sistemin yeniden sorgulanması, sistem sorgusunun yapılması ve toplumların acılarla yüz yüze bırakılmasının önündeki en temel nedenleri görmek, bunu da sistem içerisinde aramak gerekir" diye belirtti. Bu toplumun neden abluka altında olduğu sorusunun cevabını tartışılması gerektiğinin vurgusunu yapan Erdoğan, "Doğru bir yaşam önerisi içinde insanların geleceği adına köhnemiş bu yapının yeniden yapı kazanması ve toplumların bir bütün olarak ihtiyaçlarını yerinde karşılayabilecek bir önerme barındırıyor olmasından kaynaklı. Barış arayışımız olacaksa yeni yaşam önerisinin içerisindeki doğrular üzerinden arındırılması gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

(sö-en/dc/zd)