Mezopotamya'nın kadim kenti Dara ziyaretçileri büyülüyor

09:04

JINHA

MÊRDÎN - Mezopotamya'nın Efesi olarak bilinen Dara Harabeleri M.Ö. 4. ve 5. yüzyıllardan beri muhteşem görünümüyle varlığını korumaya devam ederken, kentin içinden geçen su kanalları ve mağara evlerinin doğayla bütünlüklü inşası ziyaretçileri büyülüyor.

Medeniyetlerin beşiği Mardin'in en önemli mirası Dara Antik Kenti, inşa edildiği Milattan Önce (M.Ö.) 4.ve 5. yüzyıllardan bu yana pek bir şey kaybetmeden yıllarla meydan okumaya devam ediyor. Henüz inşa edildiği yıl tam olarak bilinmeyen antik kentin İran hükümdarı ünlü Darayuvaşi tarafından kurulduğu belirtiliyor. Çeşitli dönemlerde İran ve Romalılar tarafından ele geçirilen Dara'nın MS. 7'nci yüzyılda Arap istilasına uğrayarak, daha sonra yerel beylikler tarafından yönetildiği ve 15-16'ncı yüz yıllarda Osmanlıların eline geçtiği belirtiliyor. Mardin'in güneydoğusunda Nusaybin'e 30 kilometre uzaklıkta bulunan bu kentte mağara evlerinin yanı sıra çok sayıda mezar taşı bulunurken ayrıca Dara Antik Kentten günümüze kale, kilise, köprü, su kanalları, depo, su sarnıçları, kaya mezarları ve sivil yerleşim alanlarına ait kalıntılar ulaşmış durumda.

Mezopotamya'nın kadim kenti

Eski Mezopotamya'nın en ünlü kenti olan Dara, şu an ise orta büyüklükteki köy yerleşmesi haline gelmiş durumda. Kayalar içinde oyulmuş çevresi 8-10 kilometreyi bulan geniş bir alana yayılan yerleşim alanlarını içinde barındıran bu kentin mağaralarına ait kalıntılardan çıkan taşların kentin diğer bölümlerinde kullanıldığı görülürken, kent çevresi ise 4 kilometre surla korunmuştur.

Büyük İskender'in saldırılarına da maruz kalmış

Güneye ve kuzeye açılan iki kapısı olan Dara harabelerinde, İçkale kentin kuzeyinde ve 50 metre yüksekliğindeki tepenin üst düzlüğüne kurulurken, kent kalıntıları içerisinde kilise, saray, çarşı ve depoları, zindan tophane ve su bendi bulunuyor. Kuzeyden güneye doğru inen kayalar oyularak, görkemli bir su bendinin oluşturulduğu kent merkezinde ise hala aynı yerden kentin su ihtiyacının karşılanırken, dünden bu güne geçmişin izlerinin yaşatıldığı görülüyor. Kentin etrafında kayalarla oyulmuş 6-7 kadar mağara eve rastlanırken aynı zamanda Geç Roma döneminde ise Büyük İskender savaşına sahne olmuş.

Antik kente ilgi büyük

Bölgede oldukça ilgi gören Dara harabeleri, tarih ve kültür turizmi açısından büyük önem taşıyor. Antik kent Hasankeyf'i ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ikinci gezi tercihi olan Dara harabeleri, her geçen gün daha fazla tanınıyor ve daha fazla ilgi görüyor. Hasankeyf, Dara ve Erzen Saklı Kent gibi yerleşim birimleri bölgenin turizm potansiyeline büyük katkı sağlıyor. Doğu Roma'nın diğer deyişle Bizans'ın güneydoğu metropolü Nisibis'ten (Nusaybin) sonra ikinci önemli sınır kenti olarak da bilinen bu kentte ayrıca ticaretin kalbi İpek Yolu'unun da kentin içinden geçtiği bazı kaynaklarca belirtiliyor.

(rk/dk/zd/gc)