Cinsel istismarda 12 yaş sınırı, eril yargıya 'rıza' kılıfı olacak!
09:06
JINHA
İSTANBUL - Yeni tasarı onaylanırsa, eril yargı yapısının 12 yaşından büyük çocuklara cinsel istismarda bir kez daha ‘rıza’ kavramına meşruiyet kazandıracağına dikkat çeken Avukat Neslihan Özer, buna paralel olarak tasarının yasa yoluyla cezasızlık hali yaratacağını belirtti. Koruyu ve önleyici politikaların sağlanmadığını hatırlatan Neslihan, buna en büyük engelin ise AKP’nin dünya görüşü olduğunu vurguladı.
Meclis Adalet Komisyonu tarafından kabul edilerek Genel Kurul’a gönderilen kanun tasarısında, 15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış cinsel istismarın suç sayılmasındaki yaş sınırı 12’ye düşürülecek.
Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) değişiklikle, 12 yaşından küçük ve büyük çocuklara yönelik cinsel istismarda farklı cezalandırılmaların uygulanması öngörülecek. Değişikliğin gerekçesi olarak Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 14 Temmuz’da iptal ettiği maddelerin değiştirilmesi gösterildi. Bu tasarı kabul edilirse, cinsel saldırıdan istismara kadar her türlü cinsel saldırıda rıza arayan eril yargı sistemi, böylece 12 yaşından büyük çocuklara cinsel istismarda cezasızlık için ‘rıza’ kavramına başvurabilecek.
Kanun tasarısını JINHA’ya değerlendiren Avukat Neslihan Özer, “Tasarı, burada işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını idrak etme durumunu mağdur aleyhine 'rıza’ kavramıyla paralel bir şekilde yorumlayarak adeta yasa yoluyla cevaz verilmiş bir cezasızlık hali yaratıyor” dedi.
Çocuk evlendirmeleri dolaylı yoldan onaylıyor
AYM'nin daha önce 15 yaş kuralına ilişkin iptal gerekçesinin özünde hala yaygın olan çocuk yaşta evlendirme meselesi olduğunu belirten Neslihan, “Burada genellikle fail de çocuk ya da ona yakın bir yaşta evlendirilen kişi olduğu için, 8 ila 15 yıl arası olarak öngörülen cezaların hem mağdur hem de fail açısından onarıcı bir nitelik taşımaktan çok uzak olduğu savunuluyordu. Bu yaklaşımın temelde hatalı olduğunu ve çocuk yaşta evlilikleri zımnen onaylayarak sorunun daha da kemikleşmesine hizmet ettiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Rıza kavramı gündeme getirilecek
Yeni tasarıda alt sınırın 15 yaş yerine 12 yaş olarak öngörülmesinin bu nedenle problemli olduğuna dikkat çeken Neslihan, 12 yaşın cezai sorumluluğun başladığı yaş olduğunu belirterek, “Bu yaş aralığını mağdur özelinde değerlendirmek gerekirse ayırt etme gücüne paralel olarak 'rıza' kavramının gündeme getirileceğini öngörmek zor değildir. Mağdur açısından rıza kavramının cinsiyetçi ve eril bir yaklaşımla yorumlanması neticesinde bugünden çok daha vahim bir tablo ile karşılaşacağımız muhakkak” diye konuştu.
‘Cezasızlık hali yeni boyutlarla artabilir’
İptal edilen 103. maddenin yürürlükte olduğu dönemde de failin, mağdurun “15 yaşından küçük olduğunu bilmediği” savunmasına sığınması durumunda, suçun maddi unsurunun gerçekleşmediğini, dolayısıyla sanığın kasten hareket etmediğinin kabul edilebildiğini hatırlatan Neslihan, “Suçun taksirle işlenmesi hali için de ceza öngörülmediğinden sanığın beraat etmesi söz konusu olabiliyordu. Yeni düzenleme maalesef mevcut cezasızlık halinin yeni boyutlar kazanarak artmasına yol açacak” dedi.
Suça sürüklenen çocuklar ve mağdur çocuklar ayrımı
Bir diğer durum da suça sürüklenen çocuklar. Neslihan buna ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Çocuk yargılamasında, 12-15 yaş aralığındaki çocuklar için, işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını idrak olgunlukta olup olmadığı durumuna göre değişen bir cezai sorumluluk vardır. Bu yaş aralıkları tamamıyla suça sürüklenen çocuklar için öngörülmüş ayrımlardır. Suçun mağduru olan çocuklar bakımından benzer bir ayrım yapma yoluna gidilmesinin hiçbir bilimsel ve hukuki dayanağı olamaz.”
Yasa yoluyla cezasızlık hali yaratacak
Neslihan, tasarıyla birlikte 12 yaşından büyük çocukların cinsel istismar mağduru olması duruma aranabilecek ‘rıza’ kavramına ilişkin olarak ise şunları söyledi:
“Tasarı, burada işlenen fiilin anlam ve sonuçlarını idrak etme durumunu mağdur aleyhine 'rıza’ kavramıyla paralel bir şekilde yorumlayarak adeta yasa yoluyla cevaz verilmiş bir cezasızlık hali yaratıyor” yorumu getirdi.
Mahkemelerin sığınağı: Kemik yaşı raporu
Cinsel istismar davalarında mahkemeler kemik yaşı raporlarına başvuruyor ve bu raporlar da çocukları 15 yaşından büyük gösterebiliyordu. Bu tasarı kabul edildiği takdirde kemik yaşı raporlarına başvurum hakkında ortaya çıkacak tabloya da değinen Neslihan, “Eski düzenlemede mağdurun 15 yaşından büyük olup olmadığının tespiti için koşulsuz şartsız kemik raporu alma yoluna başvurma imkanı mevcut iken, 12 yaş sınırı beraberinde meşruiyet kazanacak olan 'rıza' kavramı ile birlikte daha 'dejenere' bir yargı sistemiyle karşılaşacağız” diye belirtti.
‘Önleyici politikalarda en büyük engel iktidarın görüşü’
Yargının ‘bağımsızlığı’nın yok edildiği böylesi bir dönemde, cinsel istismara önlem politikaları geliştirmeyen mevcut siyasal yapının bu kararda etkili olabileceğine de dikkat çeken Neslihan, “Yargı bağımsızlığını kaybettiği ölçüde, hakim siyasal yapının renklerine bürünüyor. Mevcut siyasal yapının kadın ve çocuklar için öngördüğü yaşam biçimi malumumuz” dedi.
Neslihan, “Koruyu ve önleyici politikaların ve mevzuatın geliştirilmesinde uygulanabilirliğinin sağlanmasında en büyük engel de mevcut iktidarın dünya görüşü” diye belirtti.
(ro/sy)