5 Haziran davası 16 Aralık'a ertelendi - YENİLENDİ
15:52
JINHA
ANKARA - Diyarbakır'da HDP mitingine yönelik DAİŞ tarafından gerçekleştirilen katliama ilişkin davanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti duruşmayı 16 Aralık'a ertelerken, polisin ihmalinin olup olmadığına ilişkin Müfettiş Raporu istendi.
Diyarbakır'da 5 Haziran 2015'de HDP mitingine DAİŞ tarafından gerçekleştirilen, 5 kişinin hayatını kaybettiği 400 kişinin de yaralandığı katliama ilişkin açılan davanın ilk duruşması Sincan 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Müşteki avukatların taleplerini değerlendiren mahkeme heyeti, duruşmanın elektronik kayıt altına alınması ve HDP'nin davaya müdahil olma talebini kabul etti. Mahkeme heyeti, davanın tekrar Diyarbakır'a gönderilmesi veya müştekilerin Ankara'da davaya katılma masraflarının karşılanması talebini ise reddetti.
Ardından sanıkların ifadeleri alındı. Davanın bir numaralı faili Orhan Gönder, DAİŞ emirlerinden İlhami Bali'yi tanımadığını iddia ederek, patlamadan sonraki günlerde sanık İsmail Korkmaz ile görüştüğünü belirtti. Orhan Gönder, gözaltına alındıktan sonra işkence gördüğünü ileri sürerek, daha önce verdiği ifadeleri reddetti. Orhan Gönder, kendisine işkence yapan polisler hakkında "FETÖ'cü mü değil mi" diye araştırılmasını istedi.
'HDP'yi kabul etmeyen bir insanım'
DAİŞ çetelerine Antep'te ev kiraladığı, İlhami Bali ve Orhan Gönder ile görüştüğü belirtilen sanık İsmail Korkmaz ise, şu iddialarda bulundu: "HDP'yi kabul etmeyen bir insanım. Kaçakçılık yaptım. Orhan Gönder ile görüştüm ama patlamayla ilgili değil. 6 Haziranda görüştüm. IŞİD üyesi değilim."
Çay tezgahının sahibi tanık olarak dinlendi
Sanık Burhan Gök ise, Orhan Gönder'i ilk defa burada gördüğünü dile getirerek, "İlhami Bali'yi tanımam. Hiç Suriye'ye gitmedim. Kimseye de ev tutmadım. Kira kontratında benim imzam yok" şeklinde konuştu.
Müşteki avukatlarının "sanık" olarak duruşmada bulunması gerektiğini belirtikleri, bombanın patladığı çay tezgâhının sahibi olan Yiğit Süleyman Zeren ise, müşteki ve tanık sıfatıyla dinlendi.
'Polisler Orhan'ı durdurmadı'
Süleyman Zeren, olayla ilgili şu iddialarda bulundu: "Merkez de dükkânım var. Her mitinge gider çay satarım. Sabah civarıydı. Orhan Gönder geldi, 'çay var mı' dedi. Yok, dedim. Elinde iki poşet vardı. Hayır, dedim. Poşetlerin kalmasına izin vermedim. Belli bir süre yanımda kaldı. Polis araması esnasında yoktu orada. Sarımın poşetlerini okul bahçesine bıraktı. Sonra tekrar gelip koydu. Tüpü gördü, bir felakete yol açmak istedi diye düşünüyorum. Poşete hiç dokunmadım ve bakmadım. Polisler arama yaparken başlarından savıyorlardı. CHP ve AKP mitinglerinde yapıldığı kadar destekli arama yapılmadı. Arama yapıldığında bomba okul bahçesindeydi bence, sonra buraya getirdi. Ben yoktum. Ancak Orhan sabah alana girdiğinde polisler oradaydı. Polisler onu durdurmadı. Elinde poşetlerle gelmişti."
Orhan Gönder'in anne ve babası tanık olarak dinlenecek
Verilen ikinci aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, patlamada polisin ihmalinin araştırılması için Polis Teftiş Kurulu'nun rapor hazırlanmasına karar verdi. Ayrıca mahkeme, Orhan Gönder'in Diyarbakır'da kaldığı Bilgöl Otel'e giderek askerlik kağıdı verildiği belirtilen polislerin ifadelerine başvurulması ve mahkemeye getirilmesine, Orhan Gönder'in anne ve babasının dinlenmesine, Mustafa Zeren ve Hakan Zeren ile İbrahim Halil Sezgin'in "tanık" olarak dinlenmesine karar verdi.
Duruşma, 16 Aralık'a ertelendi.
(de/gc)