Türkiye'de hukuk: Tacizci değil tacize maruz bırakılan yargılanıyor!

09:01

Rojda Oğuz/JINHA

İSTANBUL - Hak ihlallerinin en çok yaşandığı cezaevlerinde görüşe giden tutsak yakınları da bundan nasibini fazlasıyla alıyor. Geçtiğimiz yıl kardeşinin görüşüne gittiği sırada arama noktasında gardiyanların taciz ve hakaretlerine maruz kalan Süheyla İnan, hakkında açılan dava ile şu an sanık konumunda. Kendisinin açması gereken davayı gardiyanların açtığını belirten Süheyla, mahkemenin de tavrının gardiyanlardan yana olduğunu kaydetti.

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinden biri de 2015 yılının Aralık ayında yaşandı. 18 yıldır cezaevinde hükümlü bulunan kardeşini görmek için Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi'ne giden Demokratik İslam Kongresi (DİK) Kadın Meclisi üyesi Süheyla İnan, gardiyanlar tarafından hakarete ve tacize maruz bırakıldı. Bu olaydan sonra gardiyanlar tarafından hakkında dava açılan Süheyla İnan, yaşadıklarını ajansımıza anlattı. Hakkında açılan davadan ötürü mahkemelere katılan Süheyla, mahkeme heyetinin kendisine karşı tavrının peşin hükme varacak şekilde olduğunu söyledi. Süheyla, "Devlet, erk ve iktidar kendilerinde olduğu için doğal olarak biz ne kadar haklı olursak olalım ne kadar mağdur olursak olalım maalesef yine dava açılan biz oluyoruz. Mahkemelerde süründürülen de biz oluyoruz" dedi.

'Çıplak aramaya varan uygulamalar yaptılar'

Olay günü yaşananları anlatan Süheyla, "Ailece yıllardır kardeşimin görüşüne gitmekteyiz. 2015 Aralık ayı içerisinde gittiğimizde süreçten ve hükümetin savaş konseptinden kaynaklı provokatif bir yaklaşım sergilediler. Üst aramasında çok sert bir şekilde yönelim oldu bana karşı. Yıllardır gidip geliyorum o cezaevine ve herhangi bir sorun çıkarmıyorlardı ve benim tik rahatsızlığımın olduğunu da biliyorlardı. Gardiyanlar ısrarla arama yapmak istediler ve üstüme yürüdüler. Aramanın boyutu çıplak aramaya kadar vardı" ifadelerinde bulundu.

Cezaevi Müdürü: Ölse bile arama yapılacak

Tacize itiraz ettiği için gardiyanların kendisine hakaretler ettiğini aktaran Süheyla, olayın yaşandığı an bilincini kaybettiğini dile getirdi. Süheyla, "Ben baygın olduğum için hatırlamıyorum. Annemin söylediklerine göre gardiyanlar cezaevi müdürünü çağırmış. Annem onlara 'kızımın kalp rahatsızlığı var üstüne gitmeyin' demiş. Bunun üzerine müdür de, 'ölse bile arama yapılacak' demiş" şeklinde konuştu. Süheyla, cezaevi dış aramada istenilen aramayı yaptırdığını fakat gardiyanların tacizvari aramalarına karşı refleks gösterdiğini söyledi.

'Benim açmam gereken davaları gardiyanlar açtı'

Süheyla, hakkında açılan dava hakkında bilgi vererek şunları söyledi: "Bana davranışlarından ötürü gardiyanlarla aramızda tartışmalar yaşandı. Benim dava açmam gerekirken onlar bana dava açmışlar. 'Kamu görevlilerine görevi başında hakaret etmek' ve 'kamu görevlilerini tehdit etmek' suçundan dava açtılar. Ben önce dava açmadım çünkü şunun bilincindeyiz; herhangi bir kamu görevlisi için açılan davalarda maalesef takipsizlik kararı veriliyor. En önemlisi kardeşim halen cezaevinde. Kardeşime de sorun çıkarmalarını göze alamadım. Tehdit davasından takipsizlik kararı aldım çünkü herhangi bir tehdit olayı yoktu."

Mahkeme: Ceza mı almak istersin, ertelensin mi!

Açılan dava sonucu duruşmalara katıldığını dile getiren Süheyla, mahkeme heyetinin kendisine yönelttiği ilginç soruları da şöyle aktardı: "Mahkeme heyeti duruşmada bana 'ceza almak istiyor musun, yoksa mahkeme ertelensin mi' şeklinde sorular yöneltti. Resmen benimle dalga geçtiler" diye belirtti. Yaşadıklarının barış sürecinin bitişiyle bağlantılı olduğunu yorumlayan Süheyla, "Keyfi bir uygulama. Tamamen polis devleti şeklinde olan bir yaklaşım gösterdiler. Maalesef burada bizim herhangi bir hak talebimizle sonuçlanabileceğine inanmıyorum. Biliyorum ceza alacağım bu konuda. Aslında kendi ihlallerinin üstünü örtbas etmek için dava açtırlar. Biz bununda farkındayız" şeklinde konuştu.

(mg)