Öğretmen Ayşe Çelik: Söylediklerimin arkasındayım
13:27
JINHA
İSTANBUL – Beyaz Show’a telefonla bağlanarak, “çocuklar ölmesin” diyen öğretmen Ayşe Çelik ve ona destek veren 38 aydın hakkında açılan davanın duruşmasına başlandı. Duruşmada savunmasını yapan Ayşe Çelik, “Sözlerimin arkasındayım” dedi.
Kanal D’de yayınlanan Beyazıt Öztürk’ün sunduğu Beyaz Show’a telefonla bağlanarak, “çocuklar ölmesin” sözleri nedeniyle "örgüt propagandası" yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açılan öğretmen Ayşe Çelik ile ona destek olmak amacıyla savcılığa başvurarak suça ortak olduklarını bildiren sanatçı, gazeteci ve yazar 38 kişinin yargılandığı dava Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu’nda başladı. Aralarında CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, siyasetçi Levent Tüzel, sanatçı Ferhat Tunç, İHD üyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, davayı takip etmek amacıyla duruşmada hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak davada savunma yapacak avukatlar kimlik bilgilerini mahkemeye sundu.
Avukatların ardından Ayşe Çelik ve yargılanan 38 kişi teker teker kimlik bilgilerini mahkeme heyetine sundu. Mahkeme heyeti savunma yapan herkese “Mahkeme önünde yapılan basın açıklamasında yer aldınız mı?” sorusunu sorması dikkat çekti. Ardından öğretmen Ayşe Çelik, savunmasını yazılı şekilde mahkemeye sunarak okumak istediğini söyledi. Ayşe, mahkemeye sunduğu yazılı savunmasında, "Hakkımda 'Ayşe Çelik öğretmen değildir' söylemleri gerçek değil. Ben bir öğretmenim. Ben Silvan'da yaşananlara şahidim. Telefonla kanala bağlanıp bölgede yaşananlara dikkat çekerek, kimseyi suçlamadım ve yine kimseyi de savunmadım. Konuşmamda mağdurlara dikkat çektim ki ben de bir mağdurdum. Ben yaşananlara vurgu yapıp yaşanılanlara dikkat çektim. Ben konuştuktan sonra programda bulunanlar alkışladı ama sosyal medyada linçe maruz bırakıldım. Söylediklerimin arkasındayım. Herkese teşekkür ederim" dedi.
Kanal D Genel Yayın Yönetmeni Kadir Turnalı da yazılı savunmasında, programa teknik anlamda müdahale edemediğini söyleyerek, suçlamaları kabul etmedi. Kadir Turnalı'nın avukatı, program sırasında herhangi bir propaganda yapılmadığını ve daha sonra sosyal medya üzerinde gelişen bir karalama olduğunu belirtti.
‘Ölümlerin önünü almanın tek yolu barıştır’
Daha sonra söz alan yazar Oya Baydar da yargılanan aydınlar adına ortak savunma metni sunarak, "Biz imzası olanlar 'Ayşe Çelik'in söyledikleri suçsa biz de suçluyuz' dedik. Ölümlerin önünü almanın tek yolu barıştır. Ayşe öğretmenin söyledikleri yaptığımız açıklamalardan farklı değildir. İnsan yaşamını savunanları örgüt propagandası adı altında yargılamak doğru değildir. Barışı savunanların beraat edilmesini talep ediyoruz" dedi.
‘Bu bir zihniyet yargılamasıdır’
Ardından konuşmasına devam eden Oya, "Ayşe Çelik'in feryadını yaptığı topraklara gittim. Eğer oraya gitseydiniz siz de bizim aramızda olurdunuz. 'Kim yaptı kim sorumlu' demeden vicdanen ben de Ayşe öğretmene katıldım. Ben bugüne kadar çok fazla yargılandım. İlk defa hayatımda yapmadığım şeyden ötürü yargılanıyorum. Bu bir zihniyet yargılamasıdır. Bütün savaş ve şiddetlere karşıyım. Ben ülkemi seven bir insanım" diye konuştu. Mahkeme heyeti, Oya Baydar'a savcılık sorgusundan önce yaptıkları basın açıklamasını sordu.
Savcının Oya’ya “O dönemde PKK'nin yaşananlara ilişkin etkisini değerlendirin" şeklindeki sorusu avukatların müdahale sonucu mahkeme tarafından reddedildi.
Ayşe Çelik ile birlikte yargılanan 38 aydından Ayşe Ezan, Gencay Gürsoy, Ekrem Çeşikan, Süleyman Eryılmaz, Ahmet Güldağ’ın da savunmaları şöyle:
Ayşe Ezan: "Eylül ayında ben de Cizre'ye gittim. 21 kadın ve çocuk ölmüştü. Ben de orada orantısız şiddete şahit oldum. 30 Aralık'ta Diyarbakır'a gittiğimde de sokakta cenazesi bile alınmayan insanlara şahit oldum.”
Gencay Gürsoy: "Ben daha önce de yargılanmış ve beraat etmiş biriyim. Kenan Evren'e 'bu darbeciyle aynı çağda yaşadığım için utanç duyuyorum' dedim ve beraat ettim. Şimdi bu mahkemenin bize Türkiye'de son zamanlarda adaletin güven kaybına uğramasını engellemek için savunma yapıyorum."
Ekrem Çeşikan: "Bugün burada insan hayatını ve barışı savunduğumuz için yargılanıyoruz. Gerekçesi ne olursa olsun yüzlerce sivilin öldüğü bir süreç. Barış için yaptığımız faaliyetler örgüt propagandası olarak görülüyor. Hükümetin 2 buçuk yıldır sürdürdüğü barış propagandasına rağmen bizim yargılanmamızı anlamıyorum."
Süleyman Eryılmaz: "Arkadaşlarıma ben de katılıyorum ve dışarıda yapılan basın açıklamasına da katıldım."
Ahmet Güldağ: "Ayşe öğretmenin sözlerine katılıyorum. Bu dava Türkiye hukuk tarihinde hüzünle hatırlanacak bir dava. İfade özgürlüğü hakkımı kullandım diyeceğim ama diyemiyorum. Barış istemek çocuklar ölmesin demek toplumu rahatsız ediyorsa kapatalım bu ülkeyi gidelim. Ayşe öğretmenlerin sesini kısmayalım."
Ayşe Çelik ve program sorumlusu Kadir Turnalı ile birlikte yargılanan çeşitli meslek grubundaki aydınların isimleri şöyle:
“Ahmet Dindar, Ayşe Erzan Silier, Ayşegül Akış Devecioğlu, Ayşenur İyidoğan, Bayram Bahri Belen, Dilek Gökçin, Ercan İpekçi, Ergin Cinmen, Ferhat Tunç, Gençay Gürsoy, Gülseren Onanç, Gülşen Denizhan, Gürhan Ertür, Gürkan Develi, Halim Bulutoğlu, İbrahim Akın, İbrahim Sinemillioğlu, Kemal Özgül, Mahmut Konuk, Mehmet Tursun, MevlütÜlgen, Murat Çelikkan, Nazmiye Özen, Nergiz Ovacık, Neşe Yaşın, Nil Özsoy Dindar, Orhan Alkaya, Orhan Silier, Oya Baydar, Perihan Pulat, Pınar Önen, Şanar Yurdatapan, Sibel Özbudun Demirer, Süleyman Eryılmaz, Temel Demirer, Türkcan Baykal, Üner Eyüboğlu ve Vecdi Sayar.”
(ro/mg)