KCK Ana Davası'nda yargılanan tüm sanıklara beraat talebi

14:09

JINHA

AMED - Diyarbakır'da görülen ve 161 Kürt siyasetçinin yargılandığı "KCK Ana Davası"nda konuşan avukat Cihan Aydın, "Devletin yargı teşkilatının önemli bir kısmı dini bir cemaat görünümlü bir örgütün emrinde taraflı ve bağımlı hale gelmiştir" dedi. Davanın soruşturmasını ve yargılamasın yapan hakim savcıların "FETÖ/PDY" üyesi olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edildiğine dikkat çeken Cihan, "Davada yargılanan tüm müvekkiller hakkında derhal beraat kararı verilmesine talep ediyoruz" dedi.

Diyarbakır'da 2009 yılında "KCK" adı altında gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonlarında aralarında DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, tutuklu DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in de bulunduğu 161 Kürt siyasetçinin yargılandığı "KCK Ana Davası"nın 62'nci duruşması Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Duruşmaya, başka bir davadan tutuklu olan DBP eski PM üyeleri Turan Genç, Pero Dündar, Çimen Işık, Dündar Olcay Kanlıbaş, BDP Amed il Eş Başkanı Ali Şimşek, Hüseyin Yılmaz ile tutuksuz yargılan bazı sanıklar katıldı. Duruşmaya sanık yakınları, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknaz Uca, DBP Diyarbakır il yöneticileri izleyici olarak katıldı. Duruşmada sanık avukatları da hazır bulundu. Duruşma öncesi ve sonrasında polis adliye çevresinde ve duruşmanın yapıldığı solanda yoğun güvenlik önlemi aldı.

'128 bin sayfalık iddianamenin incelenmesi mümkün değil'

Dava dosyasına gelen evrakların okunmasıyla başlayan duruşmada söz alan DBP eski PM üyesi Turan Genç, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında FETÖ çatı davası kapsamında birçok hâkim ve savcının görevden alındığını ve kimilerinin ise tutuklandığını hatırlatarak, "Bir dosyanın yeniden ele alınabilmesi için maddi gelişmelerin olması gerekiyor. Biz yıllarca bu mahkemede işkence altında savunma yaptık. Bize ne kadar savunma yaparsanız yapın boşuna sonuç değişmeyecek denildi. Ve mahkeme heyetlerinin çoğu cemaat üyesiydi. O nedenle bu mahkemede yasal bir yargılama yapılmadığı için kendi kişisel savunmamızı da yapamadık" dedi. Bilinçli olarak 128 bin sayfalık bir iddianame hazırlandığını hatırlatan Turan, "Böylesi bir iddianameyi bir insanın tek başına incelemesi mümkün değildir. Kasıtlı olarak insani ölçeğin dışında yazılmıştır. Bu nedenle hem psikolojik olarak hem de hukuksal olarak savunma yapamıyoruz" diye konuştu.

'FETÖ'nün Türkiye'ye iadesi iddianamesi bu dava için delildir'

FETÖ Çatı soruşturması kapsamında ortaya çıkan hak ihlallerinin yargının bağımsızlığı ile ilgili konulardan kaynaklı KCK dosyasının eskisi gibi incelenemeyeceğine dikkat çeken Turan, "FETÖ'nün usulsüz dinlemeleri ve dosyaların gidişatı etkileyecek sahte delil oluşturma durumları Ankara Başsavcılığı tarafından ortaya konulmuştur. Özel yetkili mahkemeler de bu yapının tekelinde işlemiştir. Sahte delil üretilerek tutuklamalar yapıp davaların gidişatının etkilemesinin sebebi ise devleti kendine muhtaç etmektir. FETÖ'nün Türkiye'ye iadesi için hazırlanan iddianamede bu mahkeme açısından da bağlayıcı somut deliller vardır" şeklinde savunma yaptı.

'Sayın Öcalan'la görüşülsün'

Ardından savunma yapan Hüseyin Yılmaz ise, Fethullah Gülen'le 14 yıldan bu yana ülkenin yaşanmaz kılan bir sistemin uygulandığını dile getirerek, "Ülkeyi yönetenlere çağrımızdır. Sayın Öcalan ile görüşülerek bu gidişata bir dur denilmesi gerekiyor. Bir an önce gerekli diyalogların geliştirilmesi ve bu savaşa bir son verilmesini talep ediyoruz" diye belirtti.

'Darbe girişimiyle bağlantılı olanların araştırılması davanın seyrini etkiler'

Savunma yapan Avukat Cihan Aydın, "Devletin yargı teşkilatının önemli bir kısmı dini bir cemaat görünümlü bir örgütün emrinde taraflı ve bağımlı hale gelmiştir. Yargı teşkilatı hukuk devleti ilkelerinden uzaklaşmıştır. FETÖ'nün yargı kadrolarının kasıtlı uygulamaları nedeniyle yargı bağımsızlığı zedelenmiş hukuka güven kalmamıştır" dedi. Cihan, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen "FETÖ/PDY Çatı İddianamesi"nde örgütün yaygın olarak emniyet ve yargıda örgütlendiği, yargı ayağının emniyet ayağıyla senkronize bir şekilde çalıştığı, yasadışı soruşturma ve davalarla toplumu dizayn etmeye çalıştığı belirtilmektedir. Bu nedenle yakalama ve el koyma kararlarında sicil numaraları olan kolluk görevlilerinin tespiti ile 15 Temmuz 2016 tarihinde meydan darbe girişimi ile bağlantılı olarak haklarında herhangi adli ya da idari işlem başlatılıp başlatılmadığının mahkemece araştırılması davanın seyri için önemlidir " diye konuştu.

'Dava soruşturmasında hakimler görevden alındı'

Cihan, davanın soruşturma aşamasında görev alan cumhuriyet savcılarından Ahmet Karaca, Ergün Tokgöz, Yakup Yar, Adem Özcan, Levent Kaya, İbrahim Baytekin, Mehmet Şahin ve iddianamenin altında imzası olan İsmail Aksoy ve davanın esası hakkında mütalaasını okuyan Zeynal Abidin Ulu HSYK tarafından FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle meslekten ihraç edildiklerinin altını çizdi. Cihan, "Davanın soruşturma aşamasında iletişimin tespitiyle arama-el koyma kararlarını veren sanıkların sorgusunu ve yargılamasını yapan hâkimler Menderes Yılmaz, Bekir Soytürk, Ömer Yıldırım, Ömer Sevgiliocak, İsmail Gözükara, Suna Yeşil Küçük, Hakan Dede, Ahmet Yıldızeli ve İbrahim Özbek isimli hâkimler "FETÖ/PDY" soruşturması kapsamında meslekten ihraç edildi ve bir kısmı tutuklandı" dedi.

'Meslekten ihraç edilme kararı dikkate alınarak beraat kararı verilmeli'

Cihan, savunmanın ardından müvekkilleri hakkında beraat talebi isteyerek şunları kaydetti: "Dosya kapsamındaki iletişim tespiti, arama el koyma, bilgisayar kütüklerin yapılan aram ve el koyma, gizli tanıkların dinlenme usulleri gibi dosyanın temeli oluşturulan bütün delillerinin yasaya ve hukuku aykırı yol ve yöntemlerle toplanması, soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev alan kolluk görevlileri ile savcı ve yargıçların FETÖ iddianamesindeki tespitler ve HSYK'nin meslekten ihraç kararlarının gerekçeleri dikkate alındığında; tüm müvekkiller hakkında derhal beraat kararı verilmesine talep etmekteyiz. Şayet mahkeme aksi kanaateyse soruşturma ve kovuşturma aşamasında görev alan kolluk görevlilerinin ivedilikle tespit edilerek kolluk görevlileri savcılar ve yargıçlar hakkında açılacak ceza davasının sonucunun bu dava açısından bekletici mesele yapılmasını talep ederiz."

Cihan, Ergenekon balyoz davalarında hukuk dışına çıkıldığı gerekçesiyle davaların bozulduğunu belirterek aynı gerekçenin KCK Ana davasında da geçerli olduğunu vurguladı.

Ardından söz alan Avukat Mesut Beştaş, "Paralel yapının sadece ne düşündüğüne değil ne yaptıklarına da bakmak gerekiyor. Dava dosyasının iddianamesinin gözden geçirilerek, geçersiz sayılmasını talep ediyoruz" diye kaydetti.

Mahkeme heyeti Mesut'un savunması ardından ara verdi.

(sg-ma/dk)