ÖHD ve TUAD üyesi 7 kişi hakkında tahliye kararı
18:30
JINHA
İSTANBUL - ÖHD üyesi avukatlar Ayşe Acinikli ve Ramazan Demir ile TUAD üye ve yöneticilerinin de aralarında olduğu 7'si tutuklu 50 kişi hakkında açılan dava duruşmasında tutuklu sanıkların tümü serbest bırakıldı.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar Ayşe Acinikli ve Ramazan Demir ile Tutuklu Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUAD) üye ve yöneticilerinin de aralarında olduğu 7'si tutuklu 50 kişi hakkında "örgüt yöneticisi olmak" ve "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuklu avukatlar Ayşe Acinikli ve Ramazan Demir ile bazı tutuksuz sanıklardan avukatlar Hüseyin Boğatekin, Sinan Zincir, Raziye Turgut ile bazı tutuksuz sanıklar ile avukatları katılırken, duruşmaya tutuksuz sanık Kayhan Tüney, Güler Dündar, İmam Demir SEGBİS yöntemi ile katıldı.
‘Adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor’
Duruşmada ilk olarak söz alan avukat Ercan Kanar, 3 avukatın savunma yapmasına dair KHK maddesinin anayasaya uygun olmadığını belirterek, Türkiye’nin AİHS’i askıya alma kararı verdiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe girişiminin 16’sında önlendiğini belirten Ercan, “OHAL’in ilan edilmesi darbe girişimine karşı sivil bir darbeyi gündeme getirmiştir. Adil yargılanma hakkı savaş halinde dahi ihlal edilmeyecek haktır. Hatta Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarında insanlığa dair suç işleyenlere dahi adil yargılanma hakkı uygulanır. Bu nedenle avukat sınırlaması getirilmesi adil yargılanma hakkının ihlali anlamına gelir” diyerek, avukat sınırlandırılması kararının uygulanmamasını talep etti.
Savcı da Ercan Kanar'ın talebinin reddi yönünde görüş bildirirken, mahkeme heyeti de savunma hakkının kısıtlanmasına dair talebi reddetti.
Mehmet Kaçar: Suçlamaları kabul etmiyorum
Duruşmada ilk olarak tutuksuz sanıklardan TUAD üyesi Mehmet Kaçar savunmasını yaptı. Mehmet Kaçar, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, “TUAD’da yer almamın örgüt adına olduğu iddia ediliyor. Bu yanlış. Bu iddianame tamamen gerçek dışıdır. Bu duruşmaya kendi isteğimle geldim. Kaçma gibi bir durumum yok. Devlet memuruyum. Sürekli olarak GBT kontrolüne giriyorum. Beraatimi istiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Tutuksuz sanıkların tamamı “savunmalarının hazır olmadığını” belirtince SEGBİS yöntemi ile bağlanan Kayhan Tüney, İmam Demir ve Güler Duman savunma yaptı. Kayhan Tüney, İmam Demir ve Güler Duman suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
‘Gerçeğe aykırı deliller dosyaya konulmuş'
Duruşmada söz alan avukat Severay Ballıkaya, “Fettullah Gülen kendi müritlerine haber uçurdu. Kasım 2014’te teknik takipler için karar verildi. Emniyet müdürleri ve hakimler harekete geçti. Mesela bazı örgütlerde çalışan kişiler TUAD gibi ‘evlerine uyuşturucu koyun’ denmiş. Bunlar yapıldı. Yani gerçeğe aykırı deliller dosyaya konulmuş. Hakim, savcı, polisler bu kumpasın içinde iş birliği yapmış. Bunu gördük. Bu davalar kumpas davalarıdır” diye konuştu. “Ergenekon davalarının kumpas olduğuna karar verdiler ‘beraat’ dediler ancak KCK davalarında aynı uygulama olmadı” diyen Severay, “O dönem ki emniyet müdürü Ömer Köse şuanda FETO soruşturmasında tutuklu. Köse birçok kişiye kumpas kurmuş. O kumpas kurdukları cezaevinde, onlar da cezaevinde” dedi.
Ramazan Demir: Bizim yan cezaevinde kalıyorlar
Bu sırada söze giren tutuklu avukat Ramazan Demir, “Bizim yan cezaevinde kalıyorlar” dedi. Severay son olarak, TUBİTAK’ın da bunun bir parçası olduğunu belirterek, “İddianame de böyle diyor. TUBİTAK da bu kumpasın içinde” diye belitti. Severay, yargılanan avukatlar hakkında 47 kez dinleme kararı ve binin üzerinde teknik talep kararı verildiğini söyledi. Severay, heyete, “Siz verdiğiniz kararla bu dinlemelerin hukuki yollarla yapılıp yapılmadığına karar vereceksiniz. Bu yargılamalarda kumpasın dışına çıkıldığına dair mesaj vereceksiniz. Bu davadan adalet bekliyoruz. Derhal beraat istiyoruz” diye konuştu.
‘Ramazan Demir’in AİHM’e 20’ye yakın başvurusu var'
Tutuklu avukat Ramazan Demir’in avukatı Benan Molu, Ramazan Demir’in uluslararası alanda birçok panelde konuştuğunu belirterek, Ramazan’ın AYM ve AİHM’e yönelik çok sayıda açmış olduğu dava olduğunu söyledi. Benan, Ramazan’a yönelik isnat edilen ‘ülke itibarını zedelemek’ başlıklı suçun olmadığını söyledi. Benan, bazı davalarda Birleşmiş Milletler temsilcilerini çağırdığı için bu şekilde suçlandığını belirterek, “Bu hukuk yerli ve milli hukuktur. Oysa insan haklarında böyle bir hukuk yoktur evrensel değerler vardır” dedi. Benan, müvekkili Ramazan’ın AİHM başvurularının dosyaya delil olarak katıldığını anımsatarak, Ramazan’ın AİHM’e 20’ye yakın başvurusunun olduğunu söyledi. Son olarak Benan müvekkili Ramazan Demir’in tahliyesini talep etti.
‘Biz avukatların diğer görev yeri de cezaevleridir'
Ayşe Acinikli’nin avukatı Ezgi Şahin de yaptığı savunmada, Ayşe Acinikli’nin insan hakları savunuculuğu yaptığını söyleyerek, avukatların örgütlenme haklarının olduğunu belirtti. Ezgi, “Biz ÖHD olarak bu derneği kurarken birbirimize destek olacağımız söyleyerek faaliyetler yaptık. Ayşe, ceza alanında çalışan bir avukat olarak çoğu zaman en fazla dosyayı alan bir avukat oldu. Aynı zamanda biz avukatların diğer görev yeri de cezaevleridir. Ayşe de cezaevlerindeki hak ihlallerini ortaya çıkarmak için cezaevlerine gitmiştir” dedi. Ezgi, Ayşe Acinikli’nin cezaevlerine gidip cezaevindeki hak ihlallerini dile getirmesinin dava dosyasında yer aldığını hatırlattı.
Diğer avukatlarda müvekkillerinin savunmalarını yaparak müvekkillerinin tahliyelerini talep etti. Son olarak konuşan Ayşe Acinikli ve Ramazan Demir salonda bulunan meslektaşlarına teşekkür ettiklerini söyleyerek, “Ekleyecek sözlerimiz yoktur. Avukat arkadaşlarımız herşeyi söyledi” dedi.
Savunmaların ardından verilen kısa aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tümü hakkında tahliye kararı verdi.
(ro/mg)