Kapatma ve gözaltılara itiraz edildi

08:29

JINHA

HABER MERKEZİ - Özgür Gündem gazetesi avukatları, İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin gazete hakkında verdiği "geçici süreli kapatma" kararına ve karar sonrasında gazete merkezine yapılan polis baskınında işkence edilen Özgür Gündem gazetesi çalışanı 25 kişinin gözaltına alınmasına itiraz etti.

İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin "örgüt propagandası yaptığı" iddiasıyla hakkında "geçici süreliği"ne verdiği kapatma kararı ve karar sonrasında gazete merkezine yapılan polis baskınında işkence edilerek, 25 Özgür Gündem gazetesi çalışanının gözaltına alınmasına gazete avukatları itiraz etti. İtiraz, gazete avukatları Özcan Kılıç ile Sercan Korkmaz tarafından, gazetenin İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı, Genel Yayın Yönetmeni Bilir Kaya ve Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya adına İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne yapıldı.

İtiraz başvurusunda İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kapatma kararının "Hukuki ve yasal gerekçeden yoksun", süresinin belirsiz olmasının ise "sansür" niteliği taşıdığı, usul ve yasaya, Anayasa, AİHS ve temel hukuk kurallarına aykırı olması nedeniyle kaldırılması talep edildi. Dilekçede, itirazın kabul edilmemesi durumunda ise karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği'ne gönderilmesi talep edildi.

Avukatlar tarafından gazete hakkında verilen kapatılma kararının kaldırılmasına dair yapılan başvuruda şu açıklamalara yer verildi:

"* İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine; İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin 16.08.2016 tarihli kararı ile Müvekkillerimizin imtiyaz sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü
olduğu 'Özgür Gündem' isimli günlük gazetenin 'örgüt propagandası yaptığı' ve 'silahlı terör örgütünün yayın organı gibi hareket ettiği' iddiası ile yetkilileri hakkında TCK'nın 302/1, 314/2, 220/1,2,8, 3713 sayılı yasanın 7/2 maddeleri uyarınca soruşturmaya başlanıldığı' gerekçesiyle anılan gazetenin TC Anayasası'nın 28. Maddesinin son fıkrası uyarınca geçici olarak kapatılmasına karar verilmiştir.

* Bu şekilde oluşturulan, hukuki ve yasal açıdan temelsiz, sonuçları son derece ağır telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açabilecek olan kararın 'sansür' niteliği taşıdığı, Anayasa, Basın Kanunu, 5271 Sayılı CMK ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile AİHM içtihatlarına, uluslararası sözleşme ve düzenlemelere aykırı olması nedeniyle kaldırılması gerekmektedir.

Dilekçede yasaklama kararına ilişkin yapılan itirazlar ise şöyle sıralandı:

"* Öncelikle; uygulamaya gerekçe gösterilen Anayasa'nın 28. Maddesinin son fıkrasındaki düzenleme şu şekildedir: Türkiye'de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır.

* Yukarıda alıntıladığımız ve kapatma kararına gerekçe olarak gösterilen Anayasa maddesinde bir süreli yayının kapatma kararına konu olabilmesi için, yayımlanan haberlerden dolayı hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararının varlığı aranmaktadır.

İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi kararında, gazete hakkında verilmiş ve kesinleşmiş herhangi bir mahkumiyet kararından bahsedilmemekte ve başlatılan soruşturma gerekçe olarak gösterilmektedir. Uygulamaya gerekçe yapılan kararda belirtilen gerekçe, Anayasa'nın 28. Maddesinde belirlenen kurala aykırı olup, bu yönüyle karar, hukuki ve yasal açıdan temelsiz olup derhal kaldırılması gerekmektedir.

* Söz konusu uygulamanın süresinin belirsiz olması, kararın gerekçesinin açık ve anlaşılabilir olmaması, hukuki ve maddi dayanaklarının gösterilmemiş olması ile kararın oluşturulma şekli, AİHS, Anayasa ve yasalarda belirlenen, demokratik bir toplumda gereklilik, ölçülülük ve makul olma kriterlerine aykırılık taşımaktadır.

* Söz konusu karar ile yasal prosedürlere uygun olarak yayınlanan bir gazete hakkında, henüz yayımlanmamış ve yayımlanacak olan sayıları için satış, dağıtım ve yayın yasağı konulmuş olması, temel hukuk kurallarına, Anayasa ve AİHS kurallarına aykırı olup, açıkça 'sansür' niteliği taşımaktadır.

* Temel hukuk kurallarında, Anayasa ve AİHS'nde, 'Demokratik toplum düzenin kurallarına uygunluk', 'Müdahalenin gerekliği' ile birlikte, 'ölçülülük-orantılılık' gibi tamamlayıcı kriterlerin de bu uygulamalar için gerekli ve olmazsa-olamaz kurallar olduğu açıkça belirlenmiştir. Gazetenin yayınının süresiz olarak durdurulmuş olması, kamu organları tarafından alınan önlemlerin-tedbirlerin 'hukuka uygun' 'gerekli' ve 'makul-ölçülü olması' kriterlerinin açıkça ihlaline yol açmıştır.

* Uygulamaya ilişkin karar verilmeden önce, Savcılığın-Mahkemenin yayın durdurma talebine ilişkin olarak gazetenin sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürüne herhangi bir bildirim yapılmamış, yasaklama talebiyle ilgili olarak, savunma ve delil sunma olanağı tanınmamıştır. Bu nedenle uygulama Anayasa ve AİHS kurallarında yeralan 'adil yargılama, savunmada silahların eşitliği, masumiyet karinesi' ilkelerini açıkça ihlal etmiştir.

* Sözkonusu karar, basın-yayın ve ifade özgürlüğünü, toplumun-bireylerin haber-bilgi alma-edinme hakkını ortadan kaldıran, Anayasa ve AİHS kurallarının açıkça ihlaline yol açan bir uygulamadır. Kapatmaya konu yapılan gazete, toplumun ve bireylerin en temel ve vazgeçilmez hakkı olan; ifade özgürlüğünün sağlanması, toplumun haber ve bilgi alma-yayma hakkını kullanılabilmesi amacıyla yayımlamaktadır.

Yasaklama uygulaması sonucunda, temel hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması ile birlikte, müvekkillerimizin yayıncılık faaliyetinin engellenmesi, gazeteyi yayımlamaktan alıkonulması nedeniyle, Anayasa ve AİHS kurallarında yeralan 'mülkiyet hakkının barışçıl biçimde kullanılması' hakları açıkça ihlal edilmiştir.

* Özellikle AİHS ile bağlantılı olarak Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokolün 1. maddesinin 1. Paragrafında tanımlanan 'Her gerçek ve tüzel kişi maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahiptir' kuralı, bu uygulama ile açıkça ihlal edilmiştir.

Anayasa'nın 28. maddesinin birinci fıkrasında, basının özgür olduğu, sansür edilemeyeceği; ikinci fıkrasında da Devlet'in, basın ve haber alma özgürlüğünü sağlayacak önlemleri alacağı kurala bağlanmıştır. Basın özgürlüğü kapsamındaki basın ve yayın organlarına yönelik önlemlere, yine Anayasa'nın 28. maddesinin dördüncü, beşinci, altıncı ve sekizinci fıkralarında yer verilmiştir.

Ayrıca, Anayasa'nın 29. maddesinin üçüncü fıkrasında, yasada, haber, düşünce ve kanaatlerin özgürce yayımlanmasını engelleyici ya da zorlaştırıcı siyasal, ekonomik, mali ve teknik koşullar konulamayacağı öngörülmüştür.

* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'den yapılan başvurularda, basın, düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda verdiği çok sayıda mahkumiyet kararında, açık ve bağlayıcı kriterler oluşturmuştur. Bu kriterler, taraf ülkelerin, hukuk düzenleri için bağlayıcıdır. Mahkeme kararlarında, verili koşullardaki yasal ve Anayasal düzenlemelerin Türkiye' de basın ve ifade özgürlüğü konusunda yeterli güvenceleri sağlayamadığı, daha da önemlisi Mahkemeler ve idare tarafından gerçekleştirilen uygulamaların, bu hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, ölçüsüz ve makul olmayan gerekçelerle, orantısız ve demokratik toplum kurallarına aykırı şekilde sınırladığını tesbit etmiştir.

* AİHS kuralları ve AİHM içtihatlarında ifade özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımıyla ilgili olarak açık ve net kriterler yer almaktadır. Buna göre; bir ülkede var olan güncel ve somut sorunları, bağlı olduğu olguları ve çözüm yollarını farklı bir dil ve üslupla ortaya koymak, tartışmak, konuyla ilgili çeşitli görüş ve düşüncelerin ortaya konulmasını, ifade edilmesini ve topluma yayılmasını sağlamak, basının en temel ve vazgeçilmez görevlerindendir. Görüşlerin sınırsız ve yasaksız şekilde ifade edilmesi haber alma-verme ve yayma hakkının kullanılması, toplum ve bireyler için ise, temel, evrensel, vazgeçilmez ve doğal bir haktır.

Demokratik toplumlarda siyasal ve sosyal gelişmeler devletin ve resmi kurumların uygulamaları ve yapılanması hakkında eleştiri, uyarı ve aykırı görüşleri ortaya koymaları, yaymaları en temel haklardandır. Hiçbir demokratik ülkede bireyler ve toplum, 'devlet gibi' düşünmek zorunda değildir. Bireyler ve topluluklar, devletin onay verdiği şekilde ve sınırlar içerisinde görüş ve düşüncelerini ifade etmek, haber almak-vermek, bilgilenmek zorunda değildir.

* Tüm bu açıklamalarımız ışığında; Hukuki açıdan temelsiz, 'sansür' niteliği taşıyan ve gazetenin yayınının belirsiz süre ile kapatılmasına ilişkin kararın derhal kaldırılması gerekmektedir."

Başvuru dilekçesinde İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen kararın hukuk, Anayasa, AİHS, AİHM içtihatlarına aykırı olarak verildiği kaydedilerek, kararın bir an önce kaldırılması istendi.

İtiraz başvurusunda, gazete binasına gerçekleştirilen baskında yer alan polislerin yüzü maskeli özel harekat ve çevik kuvvet polisin yer aldığını ve yapılan baskına dair herhangi bir tebligat yapmadığına da yer verildi. İtirazda, gazetecilerin darp edilerek gözaltına alındığı vurgusu yapıldı.

Alıkonulan gazeteciler ile ilgili savcılık tarafından gözaltı kararı verildiği belirtilmesine rağmen, bu tebligatın kendilerine 17 Ağustos günü öğle saatlerinde tebliğ edildiğinin belirtildiği başvuruda, "Önemle belirtelim ki, müvekkillerin ve orada bulunanların emniyet güçlerine zorluk çıkardığı, direndiği/saldırdığı iddiası doğru değildir. Ne müvekkiller, ne de gözaltına alınan diğer şahıslar, polis memurlarına direnmemiş, ne olduğunu dahi anlamadan, yaka paça, darp edilerek polis otobüslerine götürülmüşlerdir. Zaten 100'ün üzerinde polisin binaya girmesiyle, orada bulunanlara saldırması ve darp ederek alıkoyması bir anda gerçekleşmiş; bırakın direnmeyi, mukavemet etmeyi; kimsenin polise karşı hiçbir olumsuz hareket ya da sözü olmamış; haksız yere özgürlüklerinden yoksun bırakılmışlardır" denildi.

(dk)