Abdullah Öcalan'ın avukatları AYM'ye başvurdu

15:32

JINHA

AMED - Darbe girişiminin ardından can güvenliğinden endişe edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlığını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu avukatları tedbir kararı talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulundu.

Darbe girişiminin ardından can güvenliğinden endişe edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlığını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 20 Temmuz günü 10 sayfalık dilekçeyle Anayasa Mahkemesi'ne "tedbir kararı" alınması talebiyle başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi'ne sunulan dilekçede Abdullah Öcalan'ın haklarının ihlal edildiği, darbe girişimi sırasında hedef haline geldiği ve sonrasında kendisinden herhangi bir haber alınmadığı belirtildi.

Mahkemeye sunulan dilekçede, "15 Temmuz gecesi, geçmişi ve sicili böyle olan bir yapılanmanın darbe girişiminde bulunduğu göz önüne alındığında Başvurucunun (PKK Lideri Abdullah Öcalan) söz konusu güçlerin doğrudan hedefi haline gelebileceğini düşünmek için yeterli sebepler mevcuttur. Bu da başvurucunun yaşam hakkı ve koşullarının kötülüğü konusunda potansiyel bir risk oluştuğuna dair haklı kaygılar doğurmaktadır. Bu kaygılar başvurucunun sağlığı, yaşamı ve güvenliği üzerinde odaklanmaktadır. Bu kaygıların ve olası bir zararın önlenmesi ya da giderilmesi açısından Başvurucunun aile ya da avukatları ile görüştürülmesinin sağlanması elzemdir. Başvurumuzdaki TEDBİR talebimizin hukuki, insani ve vicdani temeli bu hususlara dayanmaktadır" denildi.

'Öcalan'ın hakları ihlal ediliyor'

Dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3'üncü ve Anayasa'nın 17'nci maddelerinin ihlal edildiğine de vurgu yapıldı. Anayasa Mahkemesi'ne sunulan dilekçede, Avrupa İşkencenin ve İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Ceza veya Muamele'nin Önlenmesi Komitesi'nin (CPT) 16-17 Ocak 2013 tarihinde Türkiye'ye ve İmralı Cezaevi'ne yaptığı ziyaret sonrası yayınladığı rapora atıfta bulunuldu. Dilekçede, "Başvurucunun bu koşullarda tutulmaya devam edilmesi, kendini güvende hissedebileceği ve güvende olduğunun denetlenebileceği koşulların sağlanmaması veya en azından avukatları ya da ailesiyle iletişim kurmasına izin verilmemesi işkence ve kötü muamele yasağının ihlali anlamına gelmektedir. AİHS madde 3, Anayasa madde 17 ihlal edilmektedir" denildi.

'Can güvenliğinden kaygılıyız'

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Abdullah Öcalan'ın durumundaki belirsizliğin endişeleri arttırdığına işaret edilen dilekçede, defalarca gerekli yerlere başvuruda bulunulduğu aktarıldı. Dilekçenin devamında şunlara yer verildi: "Son yaşanan darbe girişiminden dolayı başvurucunun can güvenliğinden ve tutulduğu koşullardan kaygılı olduklarını belirtip 18-19 Temmuz 2016 tarihinde görüşme talebinde bulundu. Başvurucunun kardeşleri de 18-19 Temmuz 2016 tarihinde aile görüşü gerçekleştirmek için aynı temelde başvuruda bulunmuş, görüşmelerin hiç biri gerçekleştirilmemiş, görüşme taleplerine 'gemi arızalı' yanıtı verilmiştir. Bu talep de yanıtsız bırakıldığından ihlalin fiili olarak son gerçekleşme tarihi olan 18 Temmuz 2016 tarihinden itibaren yasal süresi içinde Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak zorunluluk haline gelmiştir."

Öcalan'la ilgili tedbir kararı alınsın

Abdullah Öcalan'ın durumuna ilişkin şu taleplerde bulunuldu: "Bu koşullarda tutulduğu sürece Başvurucunun can güvenliğine yönelik saldırı tehdidi devam etmektedir. Bu nedenle Yüksek Mahkemenin, Başvurucunun aile ve avukatlarıyla biran önce görüştürülmesi konusunda tedbir kararı vermesini istemek zorunlu hale gelmiştir. Yüksek Mahkemenizin İçtüzük m. 73/2 gereği başvurumuzun kabul edilebilirlik incelemesini ivedilikle yapmasını ve yine 73/1 gereğince başvurucunun can güvenliğinin sağlanması; aile ve avukatlarının en kısa sürede görüştürülmesinin sağlanması yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmekteyiz."

Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru hakkında mahkemenin vereceği yanıt bekleniyor.

(gc)