Sibel Yükler / JINHA

ANKARA - AYM’nin, cinsel istismara ilişkin kararını değerlendiren avukat Ceren Şimşek, çocuğun yüksek yararının gözetilmeyerek cinsel istismarın normalleştirildiğini ve bu durumun devlet-yargı eliyle desteklendiğini belirtti. Caydırıcılıktan uzak düzenlemelerin yapılmasının istismarda bulunanlara cesaret verdiğini kaydeden Ceren, ‘rıza’ arayan zihniyetin istismar eden lehine karar verebileceğinin altını çizdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. madde 1. fıkradaki "15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına" ilişkin hükmü iptal etti. Altı üyeye karşı yedi üyenin oyu ile alınan iptal kararı, 13 Ocak 2017'de yürürlüğe girecek. Bu süreç içinde yasamanın, çocuğun cinsel istismarı suçlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yapması gerekiyor.

AYM, daha önce açılan bir davada, çocuğa cinsel istismar suçunda en az 16 yıl hapis cezası verilmesini düzenleyen TCK'nin 103/2. fıkrasının da iptal edildiğini hatırlattı.

‘İstismarda bulunanları cesaretlendiriyor’

Konuya ilişkin JINHA’ya değerlendirmede bulunan Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden (ÖHD) avukat Ceren Şimşek de, her gün giderek artarak yaşanan çocuğun cinsel istismarı konusunda herhangi bir şekilde ders alınmadığını gösterdiğini belirtti. Yargının, ceza kanununun ve mahkemelerin öncelikli vazifesinin "suçun önlenmesi" olduğunu hatırlatan Ceren, buna ilişkin düzenlemeler yapılması ve kararlar verilmesi gerekirken, ancak böylesi caydırıcılıktan uzak düzenlemelerin yapılmasının istismarda bulunanlara cesaret verdiğini kaydetti.

‘‘Rıza’ arayanlar istismarcı lehine karar verebilir’

“Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalamış bir ülke olarak her adımı çocuğun yüksek yararı ilkesini unutmadan atmak önemlidir” diyen Ceren, ancak gerek yargı kararları gerekse hukuki düzenlemelerin bu ilkeden çok uzak olduğunu ifade etti. İstismarın cesaretlendirildiğini bir kez daha vurgulayan Ceren, “Zaten ‘çocuğun rıza’sını çok geniş yorumlayan, 12 yaşındaki bir çocuğun sessiz kalmasını ‘rıza’ ile gerekçelendiren mahkemelerin istismarcı lehine karar vermesi söz konusu olacaktır. Halbuki bu konuda AİHM kararları çok net. Çocuğun yaşadığı korku ve baskı nedeniyle çocuğun sessiz kalması rıza değildir” diye konuştu. Kararın gerekçesinde de, cezalandırmada ölçü kıstası yer alıyordu.

Suç, nasıl değerlendirilecek?

15 yaşında altındaki bir çocuğun suça somut bir şekilde değerlendirme bulunmayabileceğine de vurgu yapan Ceren, “O yaş grubunda bir çocuğun söz konusu fiile dair rızasını açıklamaya ehil olan kişi olarak, gerçekleştirilecek olan işin esasını, amaç ve kapsamını, sonuçlarını, öngörülen risk ve külfetlerin etkisini ölçebilmeli, muhtemel fayda ve zararlarını değerlendirebilecek durumda olmalıdır. 15 yaşının altındaki bir çocuğun bütün bu durumları somut bir şekilde değerlendirebilecek olduğunu söylemek gerçekliğe aykırıdır” diye belirtti.

‘Cinsel istismar devlet eliyle destekleniyor’

Boşanma Komisyonu Raporu’na da dikkat çeken avukat Ceren, hem bu rapor hem de AYM kararı doğrultusunda cinsel istismarın, çocuğun istismar eden ile evlendirilmesinin ve cinsel istismardaki artışın devlet ve yargı eliyle desteklendiğinin altını çizdi.

‘Cinsel istismar normalleştiriliyor’

Çocuğa cinsel istismarın normalleştirildiğini belirten Ceren, şöyle konuştu: “Bu iptal kararı ile çocuk istismarını normalleştiren zihniyet Karaman’da, Çorum’da, Tekirdağ’da, İzmir’de istismar edilen çocukların ve diğer çocukların travmalarını ve adalet duygularının rehabilite edilmesinden ziyade, onların daha da zarar görmesine neden olmaktadır. Ne yazık ki çocuklarımızı koruyamamaktayız.”

TCK 103 1/2 madde ne diyordu?

* “(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.”

* (2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.”

(gc)